- 576 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Çocuklarımızı Doğduğuna Pişman Etmeyin...
ÇOCUKLARIMIZ DOĞDUĞUNA PİŞMAN
Bir şeylerin farkındayım, esmer tenli, renkli gözlü, kimi zaman bir gecekonduda, kimi zamansa bir tarlada doğan çocuklar yok artık. Zaten 9 aylık hamileyken bile, tarlalarda çalışan, kocasına hala sofra hazırlayan, kaynanasının nazını çeken, hastalandığında ev işlerinin yarım kalmasından korkan kadınlarda kalmadı zaten.
Çok hızlı çağ atladık sanki birden bire kayboldu bütün değerler, tabu gibi sarıldığımız örf ve adetlerimiz. Şimdi farklı bir dünyanın farklı işleyişinde buluyoruz kendimizi, yıllar önce aklımızın almadığı şeyleri güncel hayatta yaşıyor ve yapıyoruz.
Ya çocuklarımız…?
Kadınlarımız hamile olduğunu anlayınca bir telaştır başlıyor, elbiseler alınıyor, beşikler düzenleniyor, odalar hazırlanıyor, bütün bunların yanı sıra olmazsa olmaz korkularımızda başlıyor.
Artık eve ebe çağırmıyor, özel hastanelerin yollarını defalarca arşınlıyoruz. Zaten hiçbir doktorda “çok iyisiniz bebeğinizde iyi, gelmenize gerek yok sık sık” gibi şeylerde söylemiyor. Her hastaneye gittiğimizde, ya çocukta bir şey çıkıyor, ya annenin bir şeyi oluyor. Daha doğmadan ilaçlarla tanışıyor ve hastane kokusuna alışıyor çocuklarımız desek yeridir.
Anne karnında başlayan testler, ultrasonlar, cinsiyet tahminleri, beslenme ve egzersiz programları bir biriyle yarışıyor adeta. Kimse Allah verdi en iyi tabip odur deyip işi kadere bırakmıyor. Zaten öyle düşünseniz bile hemen “tedbiri al takdiri Allaha bırak” gibi bir söylemi yapıştırıyorlar alnınıza.
Doğum zamanı gelip çattığında her zamanki gibi sezaryen öneriliyor, yani ne şiş yansın ne kebap. Normal doğum isteme hakkınız var tabi, ama son dakikada illaki bir şey oluyor ve “sezaryen olmalısınız yoksa çocuk riskte” diye bir korku salınıyor içinize ve mecburi ameliyat masasında kapatıyorsunuz gözlerinizi.
Doğum yaptınız kurtuldunuz zannetmeyin asıl bundan sonra ebeveynleri, dokuz doğurtacak işlemler ve harcamalar başlıyor.doktorunuzun tavsiyesi nerden geldiği belli olmayan bir mamayı mutlaka 20 YTL vererek her hafta almanız lazım,yabancı marka sızdırmaz bebek bezlerini söylemiyorum,biberonlar bebek mamaları,telli süslü binlerce beşik,elbise,banyo malzemesi ve illada yabancı marka bebe şampuanlarını mutlaka almalısınız yoksa çocuğunuz tehlikeye girer !!!
İlk aylarında aşıları, yine testleri zekâsı, QI sü, kalça çıkığıydı derken çocuğumuz bir türlü deney ve testlerden yakasını kurtaramıyor.
Peki, olmasın mı bütün bunlar? Derseniz yorumunu size bırakırım ama yazımın başında değinmek istediğim mesele şuydu sizde benim gibi 30’lu yaşların insanıysanız beni anlarsınız. Koskoca bir nesil ve koskoca ebeveynlerimiz ve atalarımız, bu mamalardan, testlerden, geçmediler, bebe bezi kullanmayıp, gözleri yakmayan şampuan bulamadılar. Ne oldu hepsi sakat mı kaldı, ödlümü???
Hiç biri öyle olmadı, bunca çocuğumuzun üstüne düşmemize rağmen etrafımıza bakıyorum da acayip acayip zekâlarda ve tiplerde çocuklar var, nesil bozulmuş gibi, sanki özel laboratuarlarda yeni bir ırk geliştirilmiş ve dünyaya salınmış gibi, yeni neslin gençleri ve çocukları olmadık şeyler biliyor ve olmadık suçlar işliyor, tahmin edemediğimiz hatalar yapıyorlar. Genelleme yapmıyorum ana haber bültenleri söylüyor, ebeveynlerini kesen çocukları, cinsel istismarları, okul önü bıçaklamalarını, tineri. Hapı, uyuşturucuyu, sigara tiryakiliğini vs.vs. vs.
Yine ben söylemiyorum ama herkes söylüyor ve aynı fikirde olan birçok insan ve kitle biliyorum neyimi söylüyorlar?
Ne varsa eskilerde var…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.