YOSMA, BEN VE ANNEMLE İLK UZUN YOLCULUĞUMUZ
Sene 1992 olsa gerek, aylardan Eylül yeğenimin sünneti nedeniyle İzmir’e gideceğiz. Ufak bir sorunumuz var vahşi bir kedim var ÇAPKIN ve onu bir haftalığına bırakacak yer bulamıyorum. Tek çözüm yolu aklımıza geldi! Ancak olabilir mi? Sorunun yanıtını Yosma’nın doktoru verebilirdi. Yanıt geldi “Yosma da sen de bu yolculuğun üstesinden gelebilirsin. Tek şartla. 2 saatte bir 10-15 dakika mola vermelisiniz. Yosma’nın serinlemesi ve senin dinlenmen gereklidir”.
Bu yanıt üzerine Yosma’nın doktoruna gittik. Yosma’ya güzel bir bakım yapıldı, hastalanacak parçaların yedekleri iç bagaja yüklendi. Artık yola çıkabilirsiniz dedi doktor bey.
Bir Cuma sabahı gün doğumunda dörtlü grup yola çıktık. Cebimizde bol miktarda telefon jetonla. Her iki saatte bir mola veriyoruz Yosma ve Çapkın soluklanıyor, bense yürüyorum elimi yüzümü yıkıyorum. En önemlisi İzmir’deki ablama ve Karamürsel’deki Abime telefon ederek bulunduğumuz yeri bildiriyoruz. O zamanlar GSM telefonlar bilim kurgu filmlerde gördüğümüz hayretlerle izlediğimiz bir nesne. Saat 15 gibi sorunsuz bir şekilde yaklaşık 10 saatte İzmir’de idik.
İzmir’de güzel bir hafta geçirdik. Sünnet düğünün ertesi sabah gene erken saatte dörtlü grup olarak yola çıktık neşe içinde. Manisa’yı geçtik Balıkesir’e doğru yola devam ediyorduk ki Yosma’nın göstergesindeki kırmızı ışık ile neşemiz kaçtı. O kırmızı ışık şarj lambası idi. Gelenbe’de yolun kenarında bir oto elektrikçiye uğradık birşeyler yaptı ve ışık söndü yola devam ettik. Susurluk’a girerken gene o lamba yandı. Sanayiye girdim ancak orada Yosma’ya bakabilecek doktor bulamadık. Bize önemli bir sorun değil Balıkesir Sanayide doktorunun olduğunu söylediler.
O Şarj lambası yana söne Balıkesir’e girdik. Doğru Oto Sanayiye girdik ve Yosma’nın doktorunun yerini sorduk, verilen adrese gittik. Doktor Yosma’nın arka kapağını açtı ve tüm motoru indirdi 1,5-2 saat sonunda motorun montajını yapamadığını gördüğümde delirdim. Usulca doktora tarif ederek Yosma’nın iç organların yerine yerleştirtim ve çok büyük bir vizite ücreti ödeyip yola çıktı saat 15- 16 olmuştu.
Balıkesir’den Bursa’ya doğru yola koyulduk. Karacabey sapağı öncesi o meşhur lamba gene güzel kırmızı rengi aldı. Yol ayrımında ki mola yerinde Yosma’nın elektrikçisi var mı diye sorduk. Bizi merkezde bir elektrikçiye götürdüler ancak kapalı idi “Bursa’ya hava kararmadan girersiniz” diyerek bizi uğurladılar.
Ancak Bursa’ya 5 km kala hava karamıştı Yosma’nın gözlerinin feri kaçmıştı tam ümitsizliğe düştüğümüz anda sağ tarafta bir dinlenme tesisi gözümüze ilişti en önemlisi oto elektrik yazısı idi. Aslında burası bir benzin istasyonu idi. Elektrikçi kapalı görünüyordu, benzincinin yazıhanesine gittik Elektrikçiyi sorduk aldığımız yanıt “Elektrikçi sabah açılır, arzu ederseniz bizim evde kalabilirsiniz” Şok olduk bu cevapla teşekkür ettik yapacak bir şey yoktu orada kalacaktık. Beyler evde kalmaya olumsuz cevabımız üzerine “dinlenme tesisi önünde değil de yazıhanenin önünde kalmamızın daha uygun olur” dediklerinde bu teklifi kabul ettik ve arabamızı gösterdikleri yere park ettik. Ablama jetonlu telefonla arayıp yerimizi ve durumuzu anlattık istasyonun telefon numarasını verdik. Çapkın’ı dışarı çıkarmak istediğimizde şok olduk istasyondaki köpeğin ki onun adı da Çapkın’dı çevre köylerde kedi bırakmadığını öğrendik.
Yaşam için gerekli ihtiyaçlarımız giderdikten sonra annem benim arka koltukta uyumam gerektiğini söyleyerek bavuldan bir havlu alıp üzerime örttü bu arada ablam ve Abim defalarca istasyonun telefonundan bizi aradılar. Güç bela uyudum. Sabah erken saatte huzur içinde uyandım. Uyku problemi yaşıyan annem ön koltukta derin uykuda idi Çapkın ise arka konsolda kıvrılmış uyuyordu. Önümüzde Benzin Tankeri, arkamızda İstasyon sahibinin arabası, sol yanımız istasyonun yazıhanesi, sağ tarafımızda ise Çapkın’ı ele geçirmeye çalışan Çapkın. Annem uyandığında şok oldu nasıl uyudum diyerek. Yazıhaneye tekrar elektrikçiyi sorduk. İstasyonun sahibi olan bey yanındaki beye döndü “Abi bir bakar mısın sen bunun uzmanısın” İkinci şoku yaşıyorduk o bey akşam da oradaydı. Abi denilen beyefendi Yosma’nın arka kapağını açtı. Motoru çalıştırdım. Beyefendi döndü arka koltuğu kaldırdı altında bir kutu çıkardı ve üzerindeki bir kulakçık ile oynadı, “eğer ışık yanarsa bu kulakçığa tornavida ile bastır şu metalle teması sağla. Tornavidan var mı?”dedi ve bize iyi yolculuklar diledi. Borcumuzu sorduğumuzda güldü “ne yaptım ki geceyi burada geçirmenizi istedik yolda karanlıkta ters yerde kalırsanız ne yaparsınız diye düşündük bu nedenle müdahale yapmadığımız için bizi af etmeniz yeterli ancak eve gelmediğiniz için size kırıldık. Ailelerimizle bahçede otururdunuz sonra gene arabanızda yatardınız biz zaten Bursa’ya gittik“ dediler ve biz yola koyulduk 1 km gitmemiştik ki bu sefer araba sarsılmaya başladı yanda gördüğümüz tabelada 1km sonra Benzinci yazıyordu. Güç bela yola devam edip benzinciye girdik bu sefer bir önceki istasyonu arayıp yerimiz ve Yosma’nın hastalığını söyledik ve elektrikçiyi göndermelerini rica ettik.
Yarım saat kadar oturup bekledik gelen giden olmayınca tekrar telefon ettik aldığımız cevap gelecek bekleyin oldu. Bu konuşmalarımıza şahit olan orada ki insanların KASAP diyerek hitap ettikleri bir bey “Merhaba sıkıntınız var yardımcı olabilir miyim” diye sordu. Derdimiz söylediğimizde tamam dedi ve motosikletine binip yok oldu 15-20 dakika sonra yanında elektrikçi ile geldi. Bu bekleme süreç içinde İstanbul’a gelir gelmez Yosma ile yollarımızı ayırmamız gerektiğini anneme söyledim. Elektrikçi Yosma’nın arka kapağını açtı şöyle bir göz attı. “Kablo var mı” diye sordu. Kasap hemen atıldı “şuradaki yanık arabadan bir yanmamış kablo bulabiliriz” diyerek koşturdu ve bir kablo ile geri döndü. Balıkesir’de motorun topraklaması koparılmış, elektrikçi gelen kabloyu bir yerlere bağladı ve Yosma ile birkaç tur atmamı söyledi. Yosma’dan indiğimde “sarsıntı olursa kabloyu pense ile sıkarsın, pensen yoksa ben sana bir pense verebilirim” dedi. Pensem olduğunu söyledim borcumu ödedim ve elektrikçi gitti.
Yola çıkmaya hazırlanıyorduk, Kasap yanımıza geldi “bir yorgunluk çayı ikram edelim size öyle yola çıkarsınız” dedi. Teklifi annem kabul etti. Oturduk sohbet başladı. Kasap söze başladı “Kardeşim Yosma ile yollarını ayırmayı düşünüyormuşsun. Yazık edersin çok kıvrak ve güçlü bir otomobil. Her otomobil ile yolda kalabilirsin. Bak geçen hafta buralarda bir Mercedes yolda kalmıştı yardımcı olabilir miyiz dedik yanına gittik. Baktım tanıdık bir abi Bodrum’dan dönüyormuş ve otomobilini bir hafta önce trafiğe çıkmış. Kendi otomobilimi onlara verdim çoluk çocuk döndüler ben Mercedesi onun gönderdiği çekici ile gönderdim. Sakın bu olay nedeniyle Yosma ile yolu ayırma” diye bitirdi ve biz yola çıktık. Yol boyu halen Anadolu’da temiz yardım sever insanlar olduğundan konuşarak rahat bir şekilde evimize döndük. 10 saatte gittiğimiz yolu 36 saate geri gelmiştik.
Yosma ile sarsıldığında kabloyu pense ile çıkarak, kırmızı lambası yandığında tornavida ile kulakçığa bastırarak 15 gün gezdim. Sonunda Doktorumuza gittik emanet parçaları teslim ettik. O arka koltuğun arkasındaki kutuyu değiştirdiği sırada doktorumuz bir yandan saçını başını yoluyordu. Çünkü bu parça Yosma’nın yaşamı boyunca bir kez veya hiç değiştirilmeyecek bir parça olduğu için yedeğini vermediğini nasıl böyle bir hata yapabildim…
Yıllar sonra O benzinciye gittim. Aynı idi her şey. Yazıhaneye girdim. Bir kısmı market olmuştu Beyefendi’yi sordum, bir delikanlı “Babam burada değil biz yardımcı olabilir miyiz” dedi. Gülümsedim. “Babanız hatırlar mı bilemem 12 yıl önce kırmızı kaplumbağası arızalandığı için annesiyle burada kalan bir hanım; dünyada halen iyi insanların kaldığını gösterdiğiniz ve o günkü yardımlarınıza teşekkür etmek için geldi dersiniz” dedim ve çıktım. Üzerimden büyük bir yük kalkmıştı. O günü tekrar yaşıyordum…
E. Funda DENİZ
YORUMLAR
Okudukça tebessüm ettim. Birçok satır aralarıda duygulu düşün duraklarım oldu...
İlk aklıma gelen de Hey Sangın Funda İTÜ de İnşaat okuyacağına Makina bölümünü okusaydın demem oldu...
Yaşamın içinde güzel bir yazıyı paylaşman ve finalde benzinciyi sormanda yakışan bir zarafet olmuş...
Yüreğine sağlık
Saygılarımla
e.funda
İlk aklınıza gelen olamadı az daha fazla puana ihtiyacım vardı . Sağlık olsun dedim .
Güzel yorumunuz için teşekkür ederim
Hâlâ iyi insanlar var, biliyorum... Evet bu devirde "güven" çok zor kazanılacak bir duygu ama etrafıımızda iyi insanlar çok. Tıpkı benzinlikçi gibi...
Yosma, Çapkın, anneniz ve siz anılarla dolu bir seyehat geçirmişsiniz...Tabi biz de sizlere dahil olduk...
Sevgilerimle...
e.funda
Güzel yorumunuz için teşekkür ederim .