- 1092 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
KASTRASYON
Müthiş hard-rock şarkılarını söyleyen Marilyn Manson’un sesini daha güçlü ve ince kılmak için testislerini aldırdığı konusunda söylenenler ne kadar gerçektir bilmiyorum ama orta çağ kilise koroları erkekleri arasında benzer uygulamalar sıklıkla görülmüştür. Osmanlı haremlerinde kastrasyona başvurulduğunu çokça okumuşuzdur.
Erkek bireylerde testislerin çıkarılması olarak tanımlanabilinecek kastrasyon olayı sonucu, birçok erkeksi karakterin etkisi azalmakta ya da yok olmaktadır. Kısırlaştırılmış insanlarda, yani hadımlarda, ses perdesi incelir, sakal çıkmaz, eşeysel organlar ve eşeysel bezler küçük kalır. Keza kemiklerin sertleşmesi azalır ve kemik epifizının belirli yaşlarda uzaması durdurulamadığı için, tipik bir boy uzaması görülür. Metabolizma ve uyarılabilme yeteneği düşer; dövüşme ve saldırganlık eğilimleri azalır. Kaslar ince lifli ve yumuşaktır, yağ birikimi alışılagelmiş yerlere değil de, genellikle dağınık bir şekilde depolanır. Bu nedenle buruk edilmiş hayvanların kas lifleri arasına dağılmış durumda yağ toplanır; bu da, yumuşaklığı sağladığı için, etin değerini yükseltir. Erkeklerde, özellikle kalçalara yağ toplanmasına neden olur. Bazen bu yağ toplanması aşırı şişmanlıklara neden olur. Androjenik hormonların eksilmesiyle yaşlılık belirtisi olan "yaşlılık osteoporose"u ortaya çıkar.
Anadolu’da kastrasyon olayı muhtemelen geçmişi çok gerilere dayanan bir tecrübedir. Ancak uygulama insana değil evcil hayvanlara yapılmaktadır. Özellikle tarımın uzun süre gücünü oluşturan öküzler, bu uygulamanın en genel mağdurlarıydı. Uygulamanın en bilinen amacı öküzlerin daha güçlü ve uysal olmalarıydı. Yaşadığımız günlerde de erginleşmiş danalara benzer bir uygulama et oranının ve kalitesinin artırılmasına yöneliktir.
Kastrasyon olayına çok çeşitli örnekler verilebilir. Ancak bu olayla yok edilen ya da etkisi azaltılan organı tanımaya çalışalım. Bu organın seminifer tüpleri arasında bulunan Leydig interstitial hücreleri, testosteron gibi androjenik (erkeklik) hormonları salgılar. Bu hormonlardan en önemlisi olan “Testosteron” genel olarak metabolizma üzerinde ve hücre proteinlerinin oluşumunu uyarma ile de (anabolik tepkimelerde) büyüme üzerinde etkindir. Androjen hormonun vücuda enjekte edilmesi, özellikle kaslardaki protein sentezinin uyarılmasına ve dolayısıyla vücut ağırlığının artmasına, keza bunun yanında karaciğer ve böbreklerin hacimce küçülmesine neden olur. Kemiklerin irileşmesini ve kalsiyum birikmesini sağlar. Testosteron ve diğer androjenler, büyümeyi uyarır ve ikincil erkeklik Özelliklerinin oluşumunu sağlarlar. Bunlar dış eşey organlarının büyümesi, seminal vezikül ve prostat gibi yardımcı bezlerin büyümesi, sakalın ve göğüs kıllarının çıkması, sesin kalınlaşması, psikolojik olarak erkeksi davranma, vs. gibi değişikliklerdir. İkincil eşey özellikleri, diğer hayvanlarda, değişik şekilde ortaya çıkar; örneğin, geyiğin boynuzu¬nun çıkması, kuşlarda ibiğin oluşması veya eşeyin tüylerinin kendine özgü olarak renklenmesi, bazı hayvanlarda yele oluşumu vs. gibi özelliklerle kendini gösterir. Erkek eşey hormonları, her iki eşeyde de kısmen libido davranışlarının artmasına neden olur. Bu işlevlerin sorumlusu olan organın da çıkarılması ciddi ve önemli oranda geri dönüşümsüz gelişmelere yol açmaktadır. Olgunlaşmamış bireylerde bu uygulama ile de ikincil eşey özelliklerinin gelişimini önlenmektedir.
Buruk edilmiş bir hayvana testosteron enjekte edildiğinde ise bazı eşeysel özelliklerin yeniden oluştuğu görülmüştür. Örneğin, sivrisinek balığı "G a m b u s i a" nın anal yüzgeci, spermaları dişiye ileten, penise benzer bir organa dönüşür. Fakat bu hayvanların dişisine de hormon verilirse onlarda da erkeklik özelliklerinin oluşumu ve dolayısıyla anal yüzgecin değişimi görülmüştür.
YORUMLAR
Her birini bilimsel bir makale gibi zevkle okuyorum, yazılarınızı.
Bu defakini okurken, bir anda ileride imtihan eder misiniz diye geldi aklıma. Sakın... Zira hafızamın zayıf oluşuyla ilgili bir sorunum var. :)
özellikle sivrisinek balığı ile ilgili kısmı oğluma da anlatacağım. son derece ilginç bir durum zira.
saygılarımla...