DADEY
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
DADEY
Kat kat giyinilmiş eteklerinden dolayı bir yürüyen etek dolabı gibi gelirdi bana Dade’nin yürürken yolda çizdiği şekili.Uzaktan uzun uzun gelirken ondan daha uzun gölgesi halayın başıymış gibi gelirdi salını salını.Sabahın köründe kalkar koyunları çobana bir de Allah’a teslim ettikten sonra gelip tıfiği* yakar onun üzerine misafirli hesapla 40 bardaklı çay koyardı.Günün en güç ışığında etrafı kendi yapımı kendi boyuna ve koca ellerine uygun süpürgesi ile az ıslatılmış eyvanın topraktan zeminini kazırdı,süpürmek temizlemek derdi buna.
Ben kendimi bildiğim de onun yanında kızları kalmamıştı,halalarımı başından kovar gibi kocaya verdiği hep anlatılırdı diğer dadeler tarafından .Katı bir erkek olma ve erkeğine kadın olmayı öğreten bir mekanizmaydı.Mekanizma zira bu kendisinin tercihi değil toplumsal varsılların kendisine değin getirdiği bir diyalekti.Erkeği bütün konularda ön planda tutan kadın olduğu için nerdeyse her gün Allaha hesap sorar gibi kızlarına,kızlara,gelinlerine ,gelinlere kendince tüm zayıf cinsiyeti, erkekle terbiye eden bir mekanizma.
Yeşil gözlü köyün yakışıklısı devasa adam aşiretin biriciği dedem severek aldığı yedi köyün en güzeli herkesin biriciği kadını şimdi soğuk algınlığı dediğimiz bir basitliğe verince erkekçe kalbini cezalandırmış.Aşiretin dağ köylerinden uzaklardan bir kadın almış kendine ,çirkinliği meşhur aksiliği dilden dile ,dağ koşullarında büyümüş elleri ayakları kocaman boyu bir doksan; dade’mi büyük annemi…
Dadem hep içinde hissetmiş bu ceza olma araciyetini, ondan sonrası veryansın bir zulüm olmuş kadınların kızların üstüne.Kız çocukları olduğun da dedem zorla emzirtirmiş halalarımı.Bu denli kendinden kanından bile nefret ettirecek bir cezanın derdini bu kadına yükleyen dedem aslında hep bir acısına tuz bastığını sansa da acısını yaydığı çok açıktı.Erkek evladlarına o kadar çok şey verdi ki dadem sonunda alacak duruma düştüğün de ise verdiklerinin ona dönen tarafında bir erkek zorbalığı olduğunu gördü.
Bir gün kızlarına şöyle hitap etti sofradaylarken; kocamla oğullarım çalışıp çalışıp sizi mi doyursunlar Allah kökünüzü kurutsun …’sofrada ki küçük amcam hicabından orada bir kız gibi ağladı.Ve dadem o günden sonra küçük amca mı hiç erkek olamazlar listesine kazıyı verdi az ıslatılmış kederle süpürdü ,temizledi.!
Bir sabah koyunlar çobana sonra da Allah a teslim edilirken köyün en uzun tabutunda omuzlarda evden çıkarken yedi kızı peşinden öylesine ağladılar ki yer gök inledi.Oysa dade onları görmeyeli yıllar olmuş ,daha süt kokarken koparmıştı kendinden onları.Belki de halalarım en çok buna ağladılar..Ve biz tabutundan altında yüklenmişken onun ağırlığını ondan bildiğimiz erkeliğimizle utandık,ona ağlayamadık diye…
Erkekleri yaratan tüm dadelere ağlayan süt kokulu kızlarının sevgi yetimliğini kaldıramaz olduk.Bizi affet dade…
(Tüm sevgi yetimlerine dünya kadınlar gününe atfen…)
*DADEY :BÜYÜKANNE
*TIFİK:OCAK
Ufuk ATAMAN
[email protected]
YORUMLAR
Okudum. Muazzam bir anlatım ve hakikatle karşılaştım. Kendime pay biçtiğim anlarım da oldu... Babaannem geldi aklıma, hiç çıkmamışken üstelik. Dade'nizle aynıydı üç aşağı beş yukarı.
Bir de şu cümle çaldı yürek kapımı: "Nenesi koruk yemiş, torununun dişi kamaşmış" Kadın Ana'yım ya; kamaştı işte!..
Saygılarımla, efendim.