Sitemim aşka ama bu aşk bambaşka
Sevdanın taşlarını ayıkladım bir bir yüreğin taşa çarpıp taş kalpli olmayasın diye ne kadar çocukça düşünmüşüm oysa senin diğer adın “taş”tı zaten dokunmazdı ki bunlar sana
Seni bulmak için aşka açıldım daha sonra hangi limana varsam “henüz bir aşk uğramadı” cevabını almak ister istemez ...koyuyor adama.
Çok geçmeden rotamı da kaybettim zaten en sonunda akıl mı bırakıyorsun ki adamda
Aşk-ayrılık-gözyaşı-pişmanlık yönlerini gösteren pusulama baktım ki ibre aşk ila ayrılığın arasında
Ve hangi tarafa yönelsem ardımda kocaman bir yürek can çekişiyor evet- hayır kararsızlığında
Aşkta rotasını belirlemekte güçlük çeken bir kaptan için fazlasıyla zor bir soruydu bu
Ademoğlu aşka adanmış gözlerine ayrılık değince mi büyüdüğünü anlıyordu?
Sol yanımda hissettiğim bu buruk acı yahut içimde pusuya yatmış o hain sancı acıtıyor canımı çokça
zamandan sonra ilk kez
Denize kusuyorum öfkemi avucumda biriktirdiğim taşları fırlatıyorum bir bir uzaklara
Dalga dalga şahlanıyor yüreğim için için ağlıyor gözlerim ve karışıyor tuzlu gözyaşlarım sularına denizimin.
Giden her vapurun ardından el sallıyorum geri dönüşü kolay olsun diye
Çünkü Ben acısını yaşadım senin bilmediğin yerlerde bilmediğin gecelerde ben hep sana kanadım ama sen anlayamadın sonra araya "zaman " girdi ve ben hep gidenlerin arkasından bakakaldım
Duymamak için yeterince kapamışsın yüreğinin kulakları Kim olduğumun önemi yok aslında
Gözlerimin içinde kaybolmadan dikkatlice bak bana ve cevapla:
Şimdi seni hangi yarama bassam şifam olursun? Yaram ayrılık bağlamadan geri dön ne olursun.
FATMA TÜ ZEHRA KANAR
YORUMLAR
Düşünmeye fırsat bırakmayan bir yazı okudum az önce. Yorum olarak hangi cümleler kaldı diye arıyorum, ama pek bir söz bulamıyorum. Bir daha okumak isteğim var ama çok beğendiğim için bunu bir ilk ve tek olarak bırakıyorum. Galiba bu sitede yazdığım en karmaşık yorum oldu ama düşünmeye fırsatım kalmadı ki yazı o kadar güzeldi. Tadı damağımda kaldı.Karmaşığıma özür diler, sevgiler bırakırım..
offf yaa!!
senin ağzından ben de kendi adıma seslenmek isterdim değerli kalem ama olmuyor, bazen ağlaya ağlaya gelme demek zorunda bırakıyor şartlar insanı..
"çağırma beni, sakın çağırma / kanar da şirâze, dönerim diye korkarım" diyor bir yazar ya, işte öyle..
suskun bırakıyorum harflerimi ve bir kaç damla yaş yüklenip gidiyorum...