Gönlünün arzusuna göre iş yapma ki, sırtına pişmanlık yükü yüklenmeyesin. ferideddin attar
Müjgan Akyüz
Müjgan Akyüz
VİP ÜYE

Yine Bir Çile ve Cemil Meriç

Yorum

Yine Bir Çile ve Cemil Meriç

12

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1912

Okunma

Yine Bir Çile ve Cemil Meriç

Yine Bir Çile ve Cemil Meriç

Doğum 12 Aralık 1916 vefat 13 Haziran 1987

Türk düşünce dünyasında çile çekmiş isimlerden, Cemil Meriç. Sıkıntıları çocukluk yaşlarında başlamış, memuriyet hayatında sürgünler yaşamış, üç yüz kadar kitabı yasaklanmış ve idam cezası yemiş fikir işçilerimizden. Daha sonra idam cezası kaldırılıyor,fakat aşırı kitap yazma ve okuma nedeniyle gözlerini kaybediyor. Belki de o an idamı tercih edebilecek bir darbe hayatında gözlerini kaybetmiş olması.
Kendi ifadesine göre bu durumu şöyle anlatıyor kitabında.

“Gözlerimi, yani her şeyimi kaybetmiştim. Tekrar çarka takıldım. Ölümü bir münci olarak arıyordum, meselelerimi ancak o çözebilirdi. Korkak olduğum için intihar edemedim. Vazifelerim bitmişti… Beklediğim bir şey yoktu. Yazdıklarım hiçbir yankı uyandırmamıştı. Ne yazacaktım? (Bu Ülke, s. 44)

Bir umutla göz ameliyatı için Paris’ e gider fakat ameliyat olumlu sonuç vermemiştir.
Bu yıkımların ardından kendini toparlayınca çeviriler yapmaya başlar. İstanbul Üniversitesi Sosyoloji bölümünde derslerine devam eder ve 1974 yılında emekli olur.
Artık kitapları doğum yapmaya başlar, çevresindeki öğrencilerinin yardımlarıyla yazılarını hayata geçirir. Yazdıkları yavaş yavaş ses getirmeye başlamıştır.
Kimsenin çıkarlarına hizmet etmeden yazabilen, sağ-sol görüşlerine önyargısız yaklaşıp irdeleyebilen ender aydınlarımızdandır.

En altta ‘Bu Ülke’ kitabından kısa bölümler alarak, savunduğu tezler hakkında biraz fikir vermeye çalışayım.
Ölüm yıldönümleri vesilesi ile değerlerimize karşı bir nebze görevimizi yerine getirebilmek amacıyla, kendisine Allah’tan rahmet dilerim. Saygılarımla…
Müjgân Akyüz



(Alttaki kitap alıntıları nettendir.)


‘Bu Ülke’ kitabının ithaf yazısı

"Düşünce Dünyasında hiçbir fetih nihai değildir. Hepimiz birer Sizifos`uz. Hele, diyalogun olmadığı
bir ülkede... Türk aydınının kaderi mahpesinde şarkılar söylemek. Bu lanetler berzahından nasıl ve
ne zaman kurtulacağız? Tefekkür bir arayıştır, içtimai bir arayış. Bu kitap, bir davetten ibaret:
birlikte aramaya davet. Yazarın tek düşmanı vardır: Bağnazlık. Düşüncenin bütün huysuzluklarına,
bütün hoyratlıklarına, bütün çılgınlıklarına selam."
GERİCİ KİM?

Canavarlarla dolu bir ormandayız. Yolumuzu hayaletler kesiyor. Tanımadığımız bir dünya bu. İthal mali mefhumların kaypak ve karanlık dünyası. gerçek, kelimelerin arkasında kayboluyor.

Ne güzel tarif; "Gerici, bir toplumun gelişmesini sağlayacak hiçbir yeniliği istemeyen, her yönüyle eskiyi özleyen ve eski düzeni getirmeye çalışan (kimse)” (Meydan – Larousse). Tarifin tek kusuru bu ucûbenin hangi çağda, hangi ülkede yaşadığını söylememesi.

Murdar bir hâl’den muhteşem bir maziye kanatlanmak gericilikse, her namuslu insan gericidir.

4. Murad’a, Süleyman devrine dön! diye haykıran Koçi Bey’den Reşit Paşa’ya kadar Osmanlı Devleti’nin bütün ıslahatçıları gerici. Dante, yaşadığı çağdan iğrenir. Balzac eserini iki ezelî hakikatin ışığında yazar: Kilise ve krallık. Dostoyevski maziye âşık. Dante gerici, Balzac gerici, Dostoyevski gerici!

Gerici, ilerici... Düşünce hürriyeti bu mülevves kelimelerin esaretinden kurtulmakla başlar, düşünce hürriyeti ve düşünce namusu. (Bu Ülke s. 80)


SEN BİR AZ-GELİŞMİŞSİN


Kıt’aları ipek bir kumas gibi keser biçerdik. Kelleler damlardı kılıcımızdan. Bir biz vardık cihanda, bir de küffar...

Zafer sabahlarını kovalayan bozgun akşamları. İhtiyar dev, mazideki ihtişamından utanır oldu. Sonra utanç, unutkanlığa bıraktı yerini, "Ben Avrupalıyım" demeğe başladı, "Asya bir cüzzamlılar diyarıdır."

Avrupalı dostları, acıyarak baktılar ihtiyara, ve kulağına: "Hayır delikanlı", diye fısıldadılar, "sen bir az–gelişmişsin."

Ve Hıristiyan Batı’nın göğsümüze iliştirdiği bu idam yaftasını, bir "nisân-i zîşân" gibi gururla benimsedi aydınlarımız. (Bu Ülke s. 96)

DİVAN EDEBİYATINDA ROMAN

Divan Edebiyatı’nda roman yok. Niçin olsun?

Batı’nın ilk romanlarından biri "Topal şeytan". Kahraman, evlerin damını açar, bizi yatak odalarına sokar. Roman başlangıcından itibaren bir ifşâdır. Osmanlı’nın ne yaraları vardır, ne yaralarını teshir etmek hastalığı. Hikayeleri ya bir cengâveri ebedîleştirir, ya "hisse alınacak bir kıssa”dır.

Roman’ın burjuvaziyle doğduğunu söylerler. Burjuvazi Avrupa’nın imtiyazı, daha doğrusu yüz karası. Bir kelimeyle roman, başka bir dünyanın, başka bir ruh ikliminin, başka bir toplumun eseri. Daha zavallı bir dünya, daha dişi bir manevi iklim, daha geveze bir toplum.

Başka bir tabirle, bu edebi nevi bir buhranın, bir uyuşmazlığın, reelle ideal arasındaki bir nispetsizliğin çocuğu. İçtimâî bir sıhhatsizlik, hiç değilse bir tedirginlik alâmeti. Sınıf kavgalarıyla sahneye çıkışı bundan. İnanan bir toplumda, pürüzleri yok etmiş bir toplumda, hayalî çözüm yolları aramaya ihtiyaç duymayan bir toplumda romanın ne işi var?

Osmanlı, Osmanlı kaldıkça Batı romanı’nı anlayamazdı. Önce uzun bir temessül, daha doğrusu tesemmüm merhalesinden geçecek, iktisadi ve içtimai müesseseleriyle değişecekti.

Medeniyet can çekişiyor. Gök bomboş, hayat abes; roman bu kalpsiz dünyanın insanını bütünüyle sahneye koymak iddiasında. Bütünü, yani çarpık insiyakları, hayvanca iştihaları, çılgın arzuları veya arzusuzlukları ile. Aşk da -Tanrı gibi- öldüğüne göre, cinsiyet tek değer. Bezirgan hayasızlığın üstüne bir sal attı: cinsi bunalım. Sade, kütüphanelerin şeref misafiri, sadizm abesin ikiz kardeşi.

(Bu Ülke - s. 120)

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Yine bir çile ve cemil meriç Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Yine bir çile ve cemil meriç yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Yine Bir Çile ve Cemil Meriç yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Mehmet Çobanoğlu
Mehmet Çobanoğlu, @mehmetcobanoglu
14.11.2010 02:45:36
Merhaba kutlarım sizi önemli bir isimdi ütadı anımsamak ve anımsatmak beraber ;güzel bir çalışmaydı
Tebrikler
Saygılarımla...


kadircelik
kadircelik, @kadircelik
20.8.2010 16:31:45
Sevgili Hemşerim;Üstadı çok az insan okuyor,hele helede eğitim camiamızda, malesef çok az insan böylesi bir değerden haberdar,Hani üstad diyor ya 'Hafızanın konusu aşkın konusudur.İnsan ancak sevdiğini öğrenir'.Galiba sevmiyoruz,sevmemiz gerekenleri,...güzel çalışmanızdan dolayı tebrik ederim.
Yükselenyıldız
Yükselenyıldız, @yukselenyildiz
2.7.2010 02:44:27
Üstadı anımsamak ve anımsatmak...

Paylaşım için teşekkürler, saygı öncelikli sevgiler.
Bi
Bir_Kucuk_Ask, @bir-kucuk-ask
14.6.2010 19:09:11
Güzel bir yazı okudum sayenizde.Teşekkür ediyorum...Sevgiyle kalın.ERen
Ülviye Yaldızlıı
Ülviye Yaldızlıı, @ulviye-yaldizlii
14.6.2010 00:06:06
Güzel bir yazıydı şairem tebriklerim ve sevgimle her vakit
Mehtap ALTAN
Mehtap ALTAN, @mehtapaltan
13.6.2010 23:38:52
10 puan verdi
Günüme haklı bir şekilde değen dolu dolu vefa dokulu bir çalışmaydı...

teşekkürler...
Yahya İncik
Yahya İncik, @yahyaincik
13.6.2010 23:16:23
10 puan verdi
Bu günlerde yeniden hortlatılan eski dil ve yeni dil kavgasına bakın üstad ne demiş:

Cemil Meriç merhum, sözlük için:

‘’Kamus, bir milletin hafızasıdır. Kamusa uzanan el, namusa uzanmıştır. Her mukaddesi yıkan Fransız ihtilali, tek mukaddese saygı göstermiştir:
Kamusa.
Heyhat! Batı da cinnet bile terbiyeli’ diyordu.. Ben üstadı rahmetle anarken bu sözünü hatırlatayım dedim.. güzel yazıya tebrikler..


Yahya İncik tarafından 6/13/2010 11:20:45 PM zamanında düzenlenmiştir.
lidya
lidya, @lidya
13.6.2010 23:10:22
mağaradakiler kitabını okuduğumda bambaşka bir bakış açısı açılmıştı gözümün önünde. o güne kadar dünyaya tek gözle bakıyormuşum onu farkettim ve o gün başladım cemil meriç'i takip etmeye. önce onun kitaplarını sonra referans verdiği kitapları okudum. çok şey kattı bana cemil meriç. hala takip ederim. en son kızı ümit meriç'i dinledim babasını anlatırken. öyle hazırlıklı gitmiştim ki dinlemek için ses kayıt cihazımla, kağıt ve kalemim bile yanımda hazırdı. fakat ne yalan söyleleyim gözümde öylesine büyütmüşüm ki cemil meriç'i, kızının anlatısı çok kifayetsiz geldi bana. doğal olarak ümit meriç babasından bahsediyordu bize, yazar düşünür cemil meriç'ten değil. gülen, ağlayan, öfkelenen, hasta olan, bir sürü huysuzluk yapan, kendisini not almaya zorlayan babasından. düşünebiliyor musunuz ne hissettiğimi. birden isme ve cisme bürünmüştü kahramanım bizim gibi sıradan biri olmuştu. bunu ümit hanıma söyledim. şaşırdı. bana teşekkür etti ve babasını anlattığı kitabı hediye etti. sınırlı sürede babasından bahsederken bazen böyle kaptırıp gittiğini onun yazar düşünür yanını değil de baba yanını anlattığını söyledi..

sonsuz teşekkürler cemil meriç'i gündeme taşıdığınız için...

sevgilerimle..
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ, @sabihakucuktufekci
13.6.2010 23:05:17


farkında bile olamadığmız sahip çıkamadığımız değerlerimiz adına düşündüren harika bir paylaşım...
teşekkürlerim sanata insanlık sanatına eşsiz katkılarına o güzel gönlüne sevgili Müjgan...
iyi ki varsın iyi ki...:)
sevgim saygımla hep...
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER, @ayselaksumer
13.6.2010 22:33:41
Edebiyatımzın değerli isimlerinden Cemil MERİÇ'i ve eserlerini tanıtıcı yazınızı ilgi ile okudum. Bilgilendirdiğiniz için sonsuz teşekkürler. Güzel bir çalışmaydı. Tebrikler. Saygı ve selamlarımla...
clintmustwood
clintmustwood, @clintmustwood
13.6.2010 22:28:53
önemli bir isimdi türk toplumu adına
Mehtap Yıldız
Mehtap Yıldız, @mehtaphumeyraguldalli
13.6.2010 22:22:53
aydınlık dünyada kör olan gözlere karanlık alemde ne güzel bir aynadır Cemil Meriç..

"Bu ülke"isimli kitabı şu an okuıyorum ve özellikle Cemil Meriç muhakkak ve muhakkak okunmalı diyorum...


saygım ve duamla çook...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL