- 1023 Okunma
- 11 Yorum
- 0 Beğeni
Bir iyilik bir de kötülük unutulmaz
Akşam yemeğinden sonra, torunumla birlikte yürüyüşe çıkmıştık. Az yürüyünce, gözleriyle ışıltılar saçan biricik dostumla karşılaşmıştım. İkimizde kollarımızı açıp, birbirimize sıkıca sarılmıştık. Arkadaşımın yanındaki yaşlı adam ve torunumun şaşkın bakışları arasında biz sohbete başlamıştık bile. Belli ki, birbirimizi çok özlemişiz…
Torunuma dönüp:
-Tanıştırayım, arkadaşım Hüseyin.
Torunum, elini arkadaşıma uzatıp:
-Memnun oldum efendim. Nasılsınız?
Gözlerindeki tanıdık sevinç parıltıları devam ediyordu arkadaşımın. Elini sevgiyle torunuma uzatmıştı.
-Vay vay! Demek bu koca delikanlı senin torun ha? Ben de memnun oldum delikanlı. Sizi gördüm daha iyi oldum.
Kolunu tekrar omzuma koyup, hafif hafif vururken:
-Sen nasılsın Emine? Seni görmeyeli uzun zaman oldu. Yine aynı işinde misin?
-Evet ben hâlâ aynı işimdeyim. Yakın zamanda emekli olmaya hiç niyetim yok!
-Ben emekli oldum. Kendime küçük bir mekân açtım. İşlerim iyi şükür.
-Oh ne iyi. Demek artık bağımsız çalışıyorsun.
-Ne yapalım arkadaşım, hayat devam ediyor. Çalışmak zorundayız.
Biraz ayaküstü sohbetten sonra, vedalaşıp ayrılmıştık. Kim bilir bir daha ne zaman karşılaşacaktık. Artık ikimizde yaşlanıyorduk, belki de ‘bu son karşılaşmamız olur’ diye de aklımdan geçiriyordum. Çok garip; ama Hüseyin’le ben tam on beş yıldır arkadaşız ve birbirimizin ne telefonunu biliyorduk, ne de adresimizi. Senede bir ya da iki kez karşılaşıyorduk. Karşılaşınca da çılgınlar gibi kucaklaşıyorduk. Ne o benden telefon istedi, ne de ben ondan… Garip düşüncelerimden biraz uzaklaşınca torunuma dönüp:
-Hüseyin’le nasıl tanıştığımızı anlatayım mı sana?
-Anlat Anneanne. Merak etmedim desem yalan olur.
Derin bir nefes alıp, on beş yıl öncesini gözlerimde canlandırmaya çalıştım.
‘’Bir sabah işe gitmek için hazırlanırken, çalan telefona koştum. ‘’Emine, ben çok hastayım. Beni doktora götürür müsün kızım.’ Diyordu rahmetli annem. Hemen şirketi arayıp izin aldım. Koşarak anneme gittim. Gittiğimde bitkin haldeydi. O zaman ki adıyla, SSK hastanesine götürdüm. Uzman bir doktordan sıra aldım. Sıramız gelince, annemi iyice muayene eden doktor, bazı tahliller istedi.’’
‘’Hiç beklemeden Doktorun istediği tahlilleri yaptırıp gerisin geri odasına koştum. Tahlilleri inceleyen Doktor, ciddi bir şekilde yüzüme bakıp:
‘’Annenizin şekeri aşırı yüksek. Kan değeri oldukça düşük. Kalbi ise, çalışmakla çalışmamak arasında gidip geliyor. Senin anlayacağın, annen acil olarak hastaneye yatmalı. Hayati tehlikesi var. Kan verilmesi, şekeri kontrol altına alınması gerekiyor. Yatışını hemen yaptır’’
‘’Doktorun bana uzattığı kağıtlar elimden yere saçıldı. Gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Annem ölmek üzereydi ve ben bir daha O’nu göremeyecektim. Bu düşünce beni çıldırtıyordu. Çaresizdim. Gözlerimi sildim. Anneme, belli etmemeye çalıştım. O’nu bir banka oturtup, evrakları tamamlamak için çılgınlar gibi koşmaya başlamıştım. İşlemler bitince, annemi oturttuğum banktan alıp servise çıkardığımda, ne boş bir yatak, ne de benim oturabileceğim bir sandalye vardı. Şaşkındım. Önüme çıkana yardım istiyordum. Annem ise ayakta titriyordu.’’
‘’Az sonra bir hemşire ile birlikte, evrak kayıtta gördüğüm bir bey bana yaklaştı. Annemin koluna girip bir odaya götürdü. Taburcu olacak bir hastayı kaldırıp annemi yatırdı. Bana da bir sandalye buldu.’’
-Evrakları yaptırırken çok perişandınız. Aklım sizde kalmıştı. İşimi arkadaşıma devredip hemen geldim. Bir şeye ihtiyacın olursa yerimi biliyorsun.
‘’O an, O’na öyle çok dualar ettim ki, bilemezsin. Adımı bile bilmiyordu. Sadece Allah rızası için bana yardım etmişti. Bense O’nun ismini yaka kartında görmüştüm. O kişi şimdi gördüğün Hüseyin Beydir. Ne zaman karşılaşsak, o günü hatırlar, O’na sıkıca sarılırım.’’
-İşte böyle torunum… Dünyada ne iyilik unutuluyor, ne de kötülük. Tüh be, yine heyecandan telefonunu istemeyi unuttum. Bir dahaki karşılaşmamız bakalım ne zaman olacak?
Emine/Manisa/08/06/2010
YORUMLAR
Ben güzellikleri hiç unutmam,bana yapılan kötülüğü ise hemen silerim aklımdan.Nedense bende böyleyim.Sanırım polyannacılık oynamayı seviyorum.Kendimi üzmemek için en çok bu oyuna başvuruyorum.İyimi yoksa kötümü ediyorum bilmiyorum,ama böyle:(
sevgimle arkadaşım her vakit.
Emine UYSAL (EMİNE45)
şu telefon, adres almadan ilerleyen dostluklar tam bana göre. hatta daha fazlası.. karşılaştığın anda bıraktığın yerden devam eden dostluklar. insanlar neden birbirlerinin hayatlarını sıkı sıkıya takip eder ki. böylelekle dostuklarda kurallara bağlı eyleme dönüşüyor gerçek anlamından uzaklaşıyor...
yazı güzel içinde tam bir öykü var aslında. biraz daha derinleştirilseydi daha da güzel olurdu...
Emine UYSAL (EMİNE45)
Emine UYSAL (EMİNE45)
Saygım büyüktür.
Ne yorum yapsam, bilemedim...İnsanalrın anılarına karşı değişik bir ilgi var bende...Nedenini bilmiyorum...Tebrik ediyorum ve 10 puan veriyorum. Sevgilerimle...
Emine UYSAL (EMİNE45)
sevgilerimle...
Hep kötü insanlar mı çıkacak karşımıza işte böyle insanlar da var.. O anda sizin kolunuz kanadınız olmuş.. Bir de merak etmiş. Gerçekten böyle insanlar unutulmaz.. Ben bile hayır duaları ettim şimdi. Sevgilerimle...Güzel bir yazıydı..
Emine UYSAL (EMİNE45)
Emine UYSAL (EMİNE45)
İçinde yaşanmışlık olan yazıları seviyorum.. ne kadar güzel bir yüreğiniz var ki; bunların bir çoğunu anlamlaştırabiliyorsunuz...
Bende torununuzun Hüseyin beye dediği gibi; efendim demek istiyorum size. Efendim iyi ki yazılarınızla tanıştım..
Saygılarımla.
Emine UYSAL (EMİNE45)
sevgi ve saygılarımla...
Emine hanım, gerçekten zerre kadar iyilik de olsa karşılığı olacak ahirette, zerre kadar kötülük de.İşte örnek sizin yaşadıklarınız, her andığınızda dua ediyorsunuz.
İnsanların en hayırlısı, insanlara en yardımsever, en hayırsever olandır.
Sevgilerimle...