- 866 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
AVCI
slında seviyordu yaşamı. İliklerinde alırdı nefesi en derininden. Ve hissederdi insanları kendi yüreğinde. İnsanlar yürürdü geceden gündüze içinde. Alırdı ellerine onları kavrardı kıvrak zekasıyla ve yorardı uzun zaman dilimlerinde. Çok ekler çok çıkarırdı ve bazen kendide çıkamazdı işin içinden. Gözleri her zamankinden daha çok parlardı her yeni bakışında insana. İnsanların içindeki hazineleri arardı kim bilir beklide bir define avcısı idi. Kendiside hiçbir zaman bilemedi sıfatını.
Yaşardı soluk alıp vermekten öte bir uğraşla. Dalardı yaşamın en derin hallerine ve kabuklarını kırardı insanların. En gizli yolculuklara çıkardı başka beyinlerde. Kim bilir beklide bir fikir avcısı idi. Kendiside bilemedi asla sıfatını.
Ciğeri yanardı acıklı hikayelerde ve gözyaşları dökülürdü . İçlenirdi epey derinden. Kendini koyardı başka yüreklere ve başka gözlerle bakardı hayata. Kan olur akardı başka damarlarda yada neşe olur dolardı onun gülüşleri de başka kahkahalarla… İnsanlarla beslenirdi onlardan alırdı yaşama sevincini. Bir güzel merhaba da dolardı iliklerine sıcacık bir nefes. Küçük bir bakışla anlamlanırdı kısacık ömrü. Severdi yaşamayı yaşamı kendi küçük oyunları ile manalaştırararak. Her adımında bastığı toprağın kıymetini bilirdi, gördüğü ve koklayabildiği çiçeğin farkındaydı. Dalında öten çılgın serçenin ve kapısının önündeki sinsi kedinin de farkındaydı. Farkındaydı yaşamın insana sunduğu zenginliklerin. Kim bilir beklide bir yaşam avcısı idi. Kendisi bilmiyordu ki sıfatını. Öyle yaşıyordu işte.
Üstünde eski bir ceket, kasketi başında dolardı sokaklara , sokaklardaki soluklara. Kah bir sıcak çay da demlenirdi aklında yeni düşünceler, kah bir boğaz havasında çarpışırdı yeni hazlarla. Bilirdi nefes alıp vermenin ne demek olduğunu bilirdi bir gün gece bir gün dolu dolu gündüz olduğunu ve bilirdi bir gün hiç sabah olamayacağını… Öyle severdi yaşamın en ince noktalarını. En ince detaylarda sessiz adımlarla kendine yazardı kendi öykülerini . Her öyküsünde bir başka insanın can kırıntıları saklı idi. En deli ve en uzun yolculuğun insanın kendisine yaptığı yolculuk olduğunu bilirdi. Sağ çıkan yoktu bu yolculuktan bilirdi…Bilirdi de yinede korkmazdı çapraz ateşli bu yolculuktan…eklerdi başka kimlikleri kendi kimliğine gider bulurdu bir sebep yoktan….
Severdi aslında yaşamı…Üstünde eski ceketi, dudaklarında yarım bir sigara, dilinde bir türküyle…İnsanlar yaşadıkça oda yaşayacaktı… bir gece bir gündüz ile dolanacaktı yeni canlara ve yeni damarlarda nefes alacaktı. Kim bilir belki de bir yürek avcısı idi. Kendisi de bilemedi asla sıfatını… seviyordu işte öyle yaşamı…
NOT: FOTOĞRAF BENİM ÇEKİMLERİMDENDİR...