PATATES BASKISI
PATATES BASKISI
Patatese şişko patates deseler de, kendi bünyesinde bol nişastalı, şişmanlatmayan tombul bir besindir.
Patates C vitamini, B 6 vitamini deposudur. Demirde içeren, lifli, hepimizin çok sevdiği sıkça yediğimiz
çok ucuz bir gıdadır. Ucuzdur evet, belki de kaale almayız ama en lüks restoranların bile baş köşesinde yerini
almıştır. Ben bir ev kadını olarak bugün ne pişireceğim diye düşündüğümde aklıma ilk gelen köfteli patates
dolmasıdır.
Üç çocuğumun vazgeçilmezimdir. Gecenin geç saatlerinde bile bize eşlik eder, karın gurultusunu yok etmeye...
Bazen ekstram olarak cips yapardım çocuklarıma, çok sevinirlerdi. Çocukluğuma döndüm yine,
ben halen büyümedim mi diye soruyorum kendi kendime.
İlk okul dönemlerimin kapılarını açıp sınıfa yerleştim bile. Dördüncü sınıftayım birden. Elişi derslerine
başlamıştık.Her hafta yeni şeyler öğreniyorduk. Bir gün öğretmenimiz ertesi gün için
patates getirmemizi söyledi. Yanında da sulu boyalarımızı...
El işi ve Türkçe derslerinin olduğu günler keyifle doğrulurdum yataktan. Bugün neler yapacağız diye.
Okuldan eve heyecanla geldim. Patatesleri yemek yerine sınıfta ders olarak nasıl değerlendireceğimiz fikri
beni coşturdu.
Kapıdan içeri girip çantamı bir kenara fırlatıp anneme meraba bile demeden tavan arasına çıktım.
Patates çuvalından elime geçen beş tane patatesi alıp aşağıya indiğimde annem yine çığlık atıyordu.
Şimdi de bunlar neyin nesi, nedir senden çektiğim diye. Onlar benden, ben onlardan
bıkmıştım. Killi topraktan şekiller yapmamdan, süpürge saplarından yağmurlar yağdırmamdan,
biber çekirdeğinden resimler yapmamdan, yaptığım her şeyi duvarlara yapıştırmamdan..
Kısaca karşılıklı bıkkınlık içindeydik.
Annem yerli malı haftası da değil Oya, bunları ne yapacaksınız derken elimde ki
patatesleri alıp aklamak üzere mutfağa dönmüştü bile. Titiz hanım ne olacak?
Annem onları yıkarken ben de ona ertesi gün resim el işi dersinde patates baskısı yapacağımızı söyledim.
Patatesler yıkandıktan sonra kese kağıdına konarak tahta çantamda yerlerini almıştı.
Şimdi heyecanla sabahı bekliyordum.
Sabah olmuştu, telaşla hazırlanıp okula vardım. Ders zili çalmıştı aynı kalbimin tik takları gibi....
Zayıf ve çelimsiz bir kızdım o yaşlarda. Hele yeni bir proje varsa kafamda heyecandan yemek yiyemezdim. Yine
aynısı olmuştu. Aç susuz okuldaydım. Patates davasına...
Andımızı okuduktan sonra sınıflara geçtik. Çantamda ki patatesler kaynayıp duruyorlardı bizi elle diye,
Kolay mı onlar çanta da, bense el işi ders saati gelsin diye dakika saymada.
Derken duramadım kese kağıdını ellemeye başladım. Bunu gören öğretmenim Tuncabayın ne yapıyorsun hemen
buraya cezalısın tek ayak üzerinde dur bakalım dedi. o arada Yener ve Pertev oldukları yerden kıkır kıkır
gülüyorlardı.
Oysa bilemezlerdi ki, ilk çocukluk aşkım Pertev i böylesine benle dalga geçerken görmek tek ayak üzerinde
durmaktan daha üzücüydü. Ve ben bu hengamede çift ayak üzerine düşmüştüm bile.
Öğretmenim 249 Tuncabayın olmadı, yakışmadı sana hemen geç yerine özür borçlusun dedi.
Özrümü diledim Pertev’in yanına geçtim. Patatesler fasulye gibi kaynar vaziyette beni
bekliyorlardı.
Tenefüste sıska patates cezayı yedin diye dalga geçtiler benle. Olsun canları sağ olsun.
İlk aşkın darbesi de buymuş meğer.
Geldi çattı el işi dersi. Öğretmenimiz hepimizi masasına çağırdı patatesler sıralarda
dizildiler.
Öğretmenimiz elinde pergel ile kendi elinde ki patatesi oymaya ve çalışma şeklini göstermeye
başladı bizlere. Herkesin önünde bir iki patates varken bendeki 5 patatese öğretmenim
Tuncabayın bunlar ne, sokakta mı topluyoruz bunları, hepsi para bunların yazık değil mi dedi.
Birazda herkes yerine geçip çalışmaya başladığında, patatesler iflas edince ellerinde
çalışma yapacak patatesleri kalmadı ama bende bir dolu yedek vardı.
Göz bebeğim olan papatyayı çalışmaya başlamıştım bende ama çok güzel olurken yapraklarını yanlışlıkla
kestim. Yedekteki patatesi çalışmaya başladığımda öğretmenim aferin sana Tuncabayın bak bunlar şimdi
işe yaradı tedarikli olmanın artısı dedi bana. Ve arkadaşlarımın çamurlu patateslerinin yanında benimkiler
tertemiz kalınca bir aferini daha hak ettin dedi öğretmeni
En yüksek not olan beş almıştım. Bana sanatı sevdiren kızartması, oturtması, püresi olan patates baskısı mı.?
acaba halen daha düşünürüm...
Gün geldi düşünürken patatesin tarihini merak ettim. 1895 yılında Alman uzmanlar Adapazarı civarında bir deneme
alanı oluşturmuşlar patates yetiştirmek için. Dr. Hermann da memur tayin edilmiş bu çalışmaya.
Şimdiki cinslerinin geçmişi o günlere dayanırmış patatesin.
Patates egzotik bir yiyecek olarak yaygınlaşmıştır. Patatesin şişmanlattığı söylense de, hiç yağ içermeyen
lifli bir besindir patates. Mide ve bağırsak sorunlarına da iyi geldiği sabit olup, faydalı bir diyettir.
Amerika da her yıl 15 milyon hektar toprağa patates, pamuk, mısır ekilmektedir. Polonyalı ailelerin %90 I
patates yemektedir. Patates yenmesi halinde vücudun c vitamini ihtiyacı rahatlıkla karşılanmaktadır.
Göğüs kanseri riskini de azalttığına inanılıyor. Son yapılan çalışmalarda nitrik asit ve çinko deposu olduğu da
gösterilmiştir.
Bir dergide okumuştum, Atatürk Adapazarı’nda patates, soğan gibi ürünlerin yetişeceğini, Avcılar semtinde de
avcılık yapıla bileceğini, buraların yerleşim yeri olmadığını söylemiş.
O büyük depremden sonra rahmetle ve saygıyla anıyorum ey Atam, senin vakti zamanında ki öngörün şimdiki
yapılanma da etkin olan kurumlarda da olsa da, kurtar bizi baba yerine; ey Ata ’nın kanını taşıyan, helal olsun
vatan evlatları deseydik keşke...
Saygı ve rahmetle anıyorum Ulu Önder Atatürk’ümüzü...
Sevgiler.
Oya GEDİK.
YORUMLAR
Cok güzel bir aniydi evet belkide sanati size sevdiren patates oldu.
Faydali bilgileride icinde barindiran güzel bir yaziydi.
Atatürk´ün en güclü özelliklerinden biri de ön sezili olmasiymis evet.
Cok begeniyle okudum sevgili oya.
Yüreginize saglik
Sevgilerimle
hicbitmez tarafından 6/13/2010 1:25:46 PM zamanında düzenlenmiştir.
Yaşamın anıları ve anlatımı her bireyin buluşma ve değerlendirme durakları gibidir. Yazımınızda bunu ifade edişiniz dile getirilen eleştiri tanımlanmalarıyla pekişen güzellikte duruyor.
Ancak: Her anlatımın satır aralarındaki algılamalarla beyanların ifade edilmesinin yanı sıra keşke, Büyük Atatürk’ ün bu Yurdu bize armağan edişinde o yöre için olan büyük öngörüsüne de değinilebilinseydi…
Kaleminize ve yüreğinize sağlık…
Saygılarımla
bilgilendirici bir yazı..aynı zamanda çok hoş bir anıydı..
yazının tek olumsuz yanı benim sabaha karşı saat dört sularında okumamdı,karnım bu kadar acıkmışken..
harikaydı dost..
kutlarım..
sevgim ve saygımla..
Oya gedik
saygılar...
Adapazarina 41 yillik omur vermis biri olarak oncelikle yazinizi yurekten tebrik ediyorum
cocuklugumuzda sir kiz arkadasimiz olsun diye nerede bir patates toplama isi varsa bir kac kafadar para bile istemeden kosardik tarlalara ve traktor tepesine biner binmez baslardik sarkiya TARLAYA EKTIM SOGAN bir tek bunu soyleyerek ve traktordeki insanlari canindan bezdirerek tarlaya ulasir ve aksama kadar ayni kelimeyi tekrar eder kafalarimiza bolca patates yerdik .:))
o zamanlar adapazarinda cips fabrikamizda vardi ve bol miktarda patates ekilirdi oysa simdi nerdeeeee
ne cips fabrikasi kaldi ne patates tarlalari
guzel paylasiminiza sonsuz tesekkur ederim bir anda maziyi yad ettik sanirim yasimizda ortaya cikdi
dort yasimda gelmisiz adapazarina sizde koyun ureine bir kirkbir yil :) selam ve dualarimla
Oya gedik
segilerimi bırakırken,varsın yaşlarımız 50 yi devirsin yaşıyor olma şansı birkerre...
17 yaşında kardeşimin kızını toprağa verdik,hayat pamuk ipliğinde günlerimizin değerini bilip yaşamak güzel...
iyi sabahlar efendim...
bak sımdı... herkesın en azından bızım zamanlarımızın vazgecılmez deneylerınden bırıdır. o patates allahım ne sekıllere gırerdı becerıksızlıgımızden. bıde sulu boyalı yüzler geldı gözumun önüne cok yaramazdım ben cok. eskı gunlere döndüm sayenızde yuregınıze saglık.
Oya gedik
Bizler çok şanslıydık,kurs bile almadan okuyabildik,fasulya taneleriyle,kibrit çöpleriyle Türk Afabesini çözdük,ressam bile olduk patates baskılarından...
saygılar ,ayrıca hoş geldiniz efendim...
Biraz geç yayınlanmış olmakla birlikte güzel bir yazı okudum.
Teşekkürler.
Selamlar.
Oya gedik
saygımla...
Oya Hanımcığım beni çocukluk günlerime götürdünüz. Ne güzeldi o günler.. Harika anlatımızla okumak bir zevkti. Patatesi ben de çok severim. Ama eşimin şeker rahatsızlığı olduğu için ona yasak. Eşim de eskiden çok severdi şimdi onun yanında yemek istemiyoruz. O yüzden eskisi kadar sık yapmıyorum. Sevgilerimle...
Oya gedik
sevgilereimi bıraktım...