- 1290 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YEDİ YIL ARADAN SONRA SEYİRCİSİNE "MERHABA" DEDİ... (Haber-Yorum)
HABER YORUM:
SÖKE AMATÖR ŞEHİR TİYATROSU DERNEĞİ
Yedi yıl aradan sonra seyirciye "MERHABA" dediler. 2002 yılında ön hgazırlığını tamamlayıp, 2003 yılında RESMEN "SÖKE AMATÖR ŞEHİR TİYATROSU DERNEĞİ" adıyla sanatsal yaşama başlayan, Sökeli tiyatro severler, 2003 yılı son bulmadan bu güzel sanat çalışmalarına ekonomik nedenler ve sahip çıkılmaması sebebiyle "SON VERMİŞLERDİ"... hatta; derneklerinin sanatsal yaşamını sürdüremezken, içlerindeki sanat volkanlarıyla bir de, sanatsal yayın olarak dergi de çıkarmaya başlamışlardı. Ancak, 2 sayı çıkarabilen bu tiyatro sanat dergisi, büyük bir hüsran tufanında boğulup, yayınını durdurmuştu... şartlar acımasız zorunluluğunu otrtaya komuştu çünkü.
Derneğin kurucusuı ve de yönetmeni, dernek adına sahibi olan sanat aşığı, değerli insan Recep DİRİLEN, bu güzel sanatsal çalışmakara maddi, manevi hamilik yaparken, aynı zamanda da cebinden ekonomik katkılarla sponsorluğunu yürütmüş, sonra duyarsız kalan, sökeli ekonomik gücü olan firmaların duyarsızca bakışları altında, sanata ve sanatsal etkinliklere, derneğe, sanat sembolü dergi yayınına da son vermek zorunda kalmıştı. Çünkü; tüm çabalarına, fedakarlık, özveri, hoşgörüsüne rağmen Söke’deki güzel sanata olan "DUYARSIZ" lığı alt edememiş, aşamamış, sonunda da ekonomik sorunları da aşamayıp, "ÖNCE EKMEK" deyip, sanatsal çabalara ara vermişti.
Tam yedi yıl... Evet, tamı tamamına 7 yıl sessiz, suskun kalıp b ir faaliyet gösteremedi. Çünkü Söke’de, sanatın kötü kaderi " DUYARSIZLIK" illeti devam ediyordu. Bu zaman içinde sanata zaman zaman siyasette karıştı. Oyuncular, yönetenler ve de siyasi öncüler kendi çizgilerindeki sanatçılara el uzatıp, sahip çıkarak, o sanatçı kişilere siyasi el uzatıp onları öne çıkararak, sahiplendiler. Bir nevi maddi ve manevi olarak ödüllendirdiler...Bir bakıma ayrımcılık oldu. Amma sessizlik devam ediyordu.
Toplumdan seçilen o sanatçılaın önlerine her türlü bürokrasi, siyasi ve ekonomik imkanları koydular.Bunu yaparken de Recep gibi sanata yalnızca sanat gözüyle, sanatsal sevdasıyla, sanatsal gözlükle bakan Söke’nin güzel insanları, hiç aranıp sorulmadılar...Verilen bazı sözler de buz üzerine yazılan yazılar gibi zaman içinde buhar olup uçtu. Hatırlanmadılar ve yerine getirilmediler...
Sökeli sanatsever olup kimlikleri olmayan, ya da a ve b siyasi görüşlü Söke’nin insanlarıinsanları, sanatçıları, sanatseverleri hep hüsrana uğrayan kişiler oldular. Bu davranışSöke ve Sökeli’ye yürekten severek inanmış çok yürekleri hüsrana uğrattı. Geçmiş yıllarındaki çabaları, hizmetleribir anda unutulmaya, silinmeye çalışılan bu yüce gönüllü kişiler, kabuğuna, köşesine çekilmek, aktif hizmetten, gündemden uzaklaştırılıp dışlanmaya çalışıldı.
Kulakları çınlasın; şimdi Kuşadası’na taşınıp yerleşmiş olan Camcı ORHAN HOCA bile Söke’deki bu sanatsız dramayı okuyup yaşayan, sahneye koyan ve unutulan kişilerinden biri oldu. Beni de, bu KURBANLARDAN sayabilirsiniz... Bizlerin tek günahı, tek suçu, Söke’yi, Sökeli’’yi çok seviyor olmamız, dar gelirli ailelerden geliyor olmamız..
İşte gördüğünüz gibiGüzel sanatlara gönül ve ömür vermiş insanlar olarak hala sizlerin arasındayız. Ve de hala, defalarca sanat dünyasından silinip, adımız kazınmaya çalışıldığı halde dimdik ayakta, Söke içimn sanat, kültürel ve edebiyat savaşına devam ediyoruz. Mezara kadar dadevam edeceğimizi söylemeye gerek yok sanırım.
Çevremizdek yerleşim alanı kalıntılarına, ören yerlerine, uygarlık kalıntılarına lütfen bakın... beş bin ve daha eski yıllarda, uygar insanların yaşadığı ören yerlerinde 2 bin kişilik, 3 bin kişilik tiyatro alanları, açıkhava tiyartoları göreceksiniz. Günümüze kadar ayak diremiş, bize tarih şahitliği yapıyorlar. Bir de dönüp güğnümüze gelin, 100 binlik nüfusu ile nerede ise 150 yıla dayanmış belde olduğu halde ve de 2-3 bin yıl önceye varan kuruluş geçmişine rağmen Söke’mizde, hala bir "CEP TİYATRO SALONU" yok... Sanatsal çalışmaları bile son 5-10 senede artış göstermiş, öncesi maalesef yok...
Önceki yıllarda 3 tane Kapalı Kışlık Sineması, 6-7 tane da Yazlık açıkhava sineması olan bir kentti Söke.... Şimdi ise çürümeye yüz tutmuş bir kapalı(Kışlık) EFES SİNEMASI, bir de yıkılıp işyeri ve konut yapılan "KAPALI (KIŞLIK) DİCLE SİNEMASI yerine yapılmış olan küçücük, minyatür bir CEP SİNEMASI kalmıştır. Sanatsal yönden geldiğimiz nokta bu. Ne avc !? Daha da acısını söylüyorum şimdi.Lütfen dikkatle okuyun. Bir 5 liraya tiyatro bileti almaya nazlanan, ağız-burun kıvıran Söke’de 10 günde, 20 gü nde, ayda bir mesleklere göre gruplar halinde yemek ziyafetleri veriliyor, bu bir etkinlik gibi sürdürülüyor. İcabında 5 liralık tiyatro biletlerinin 4-5 kat fazlası yemek ziyafetlerinde, yeri gelince katkı için veriliyor. hem de itiraz bile edilmiyor....
Pekiyi sanatsal etkinlikler, bu hizmeti yapan dernek, sanatçı, yazar ve çizerlere, şairlere neden bu DUYARSIZLIK !??? İşte Söke’nin bu günkü çevre kentlerden, Söke’nin yarattığı, beslediği zenginblerinin ve de yarattığı ilçelerden her yönde geri kalmasının tek sebebi diyebileceğimiz nedeni bu... Belki de bunun içinde saklı. Diyorum ki, cevabı başka yerde aramayınız yani... fakat; Recep DİRİLEN, Camcı ORHAN gibi Hüseyin AKKAYA gibi sanat sever, sanat insanları, aşıkları, sanatsal devrimciler bu kentte var oldukça, korkulacxak birşey yok bence.... Onlar; o güzel insanlar öyle bir güzel nesil yetiştiriyorlar ki gelmekte olan, sanatsal değerin birer devrimcisi olacak her biri... Fazla değil hem de. 5 ila 10 yıla varmadan, çok şeyler değişecek Söke’de... Ben buna, ilk günden buyana inanmıştım. Bu güne de inanarak geldim.Yarına da o inançla bakıyorum.
Sevgili sanat sava şçısı, sanat elçisi demem daha uygun olur sanırım, Recep DİRİLEN...Yeniden hoşgeldin Söke’nin sanatsal yaşamına... Senin ve sanatçı gençlerinin yeri zaten boştu. Sizin döneceğiniz anı, günü bekliyordu. Buyrun; ayrılırken boş bıraktığınız yere geçin... Yolunuza devam edin. Söke’mizin; genç kadrolarla birlikte, senin gibi yorgun savaşçılara da ihtiyacı var. Lütfen bir daha o derneğin kapısına kilit vurma ve sakın haa sakın seyircilerine perdeni kapatma... Senin gibi sanat aşığı değerlerin; sanattra emek vermiş yorgun savaşçıların gölgesine bir bu kentin değil, hatta Türkiye’nin ihtiyacı var. Bu sözümü hiç unutma lütfen...
8 Haziran2010 Salı günmü akşam saat:21.00’de Söke Efes Sinemasında, yedi yıl aradan sonra ilk günkü heyecanla sahneye koyduğun, Tiyatral Komedi oyununuzdaanlamlı başarınız için Başkan ve Yönetmen olarak seni, beraberinde oyun yazarı ve seninle birlikte yönetmen olan Barıkş DEMÖİRKAYA’ yı , oyunun tüm b ölümlerinde yer alan Ikşık, Dekor, möüzişklerini hazırlayan Şükrü ATEŞ’ i , Sahne Amiri İlker ÖZCAN’ ı, oyunda görev alan oyuncvuları: Ayhşe GÜRSOY, Meryem KÜÇÜKOĞLU, Şule GÖRDÜ, Yasemin GÜNDUMAN, Alperen KÖMÜRCÜ, Barış DEMİRKAYA, Cumhur SAKALAR, Celil ŞANLIOĞLU, Ergün DOĞAN, Hamdi AKGÜLç, İlker ÖZCAN, Mert YILMAZ , Zeki VASRLI, Küçük oyuncvu Gizem SAKALAR’ ı gönülden kutlar, tebrik ederim. Söke için, derneğimiz için, oyuncvularımız ve de hepimiz için hayırlı olmasını dilerim.
şahsınızda tüm arkadaşları tek tek kucaklar, sevgi ve saygıyla öperim. Sanata gösterdikleri ilginin, yüreklerindeki sevginin sonsuz olmasını temenni ederim.Başarıllar. Yolumuz açık osun
08. 06y. 201q0
Suat TUTAK SERGİLENEN Tiyatral Komedi Siklecinin b ölümleri:
Çapkınlar Okulu, pazarlamacı Fırlama çocuk, (Yılmaz
ERDOĞAN) Brand PİTT, Nejla PERON’la izdivaç, Ana Ha-
ber Bülteni.
SUNUCU: Murat DELİGFÖZ,
SÜFLÖR : Bircan KARAASLAN....
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.