BİR MEVSİM
İlkbaharda yeşillenirken olduğu gibi…
Sonbaharda solarken dökülürken de aynı EŞsiz sanat…
Hiçbiri diğerinin aynı olmayan binbir türlü ağaçta…
Hiçbiri diğerinin aynı olmayan yapraklar …
Esen rüzgârla birlikte savrulmakta oradan oraya…
Yağan yağmurlar yeşillenmelerine değil…
Aksine dala tutunmak için harcadıkları son direncin de
tükenmesine ve dökülmelerine neden olmakta…
Bu yüzden yağmur mu yağıyor yoksa SU;
kendi çaresizliğine mi ağlıyor belli değil…
Bulutların arasından zaman zaman kendini gösteren güneş te hüzünlü…
Sararan sarılara biraz daha sarılık katmaktan başka bir şey gelmiyor elinden…
Kendisi de aynı hüzne boyanmakta bu yüzden…
Hepsinde bir çaresizlik… bir tükenmişlik… bir boyun eğiş….bir teslimiyet…
BİR’ e teslimiyet…
Başlangıç, BİTİŞ’ e ilişmiş…
Kimsenin kimseye faydasının dokunmayacağı o gün gibi…(İnfitar Suresi 18/82)
Kimsenin kimseye şefaat edemeyeceği o gün gibi… (Bakara Suresi 48/2)
Oysa toprak aynı toprak… Su aynı SU… Güneş aynı Güneş…
FARK’ lı OL-AN yalnız HAVA…
HAVA SOĞUK !!!!...
“Onu tesviye ettim de ruhumdan ona NEFH eyledim mi derhal ona secdeye kapanın.”
(Sâd Suresi 72/38)
Tabiattaki HAVA, BİZ’ deki RUH gibi…
Dünya, kendisine takdir edilen yörüngede GÜNEŞ’ e yaklaştığında DÖRT MEVSİM’ in
İlkbaharı-Yazı’ ında HAVA IS’ ınmakta…
Uzaklaştığında… Sonbaharı-Kışı’ nda ise HAVA Soğumakta…
Ve sürekli Dört Dönmekte DÖRT MEVSİM...
DÖRT MEVSİM; Bedenimizdeki DÖRT HÂLimiz gibi…
Doğuşumuz… Çocukluğumuz… Gençliğimiz İlkbahar…
Orta yaşlarımız… Olgunlaşmamız Yaz gibi…
Yaşlılığımız, Sonbahar… ve Sonrası Kış gibi…
DÖRT MEVSİM; Namazdaki DÖRT HÂLimiz gibi…
Kıyam’ da dimdik ayakta duruşumuz… DİRİ’ liği çağrıştırdğı için İlkbahar…
Rükû’ da…Olgunlaşan BAŞAK’ lar gibi eğilişimiz ise YAZ gibi…
Diz çöküşte bir boyun eğiş… bir teslimiyet…
Hem de bir tükenmişlik vardır…
Dizlerimizin dermanı tükendiğinde oturur kalırız… Bu Sonbahar…
Secde’ ye kapanış ise tamamen tükenmiş olmak… Teslim olmak… İşte bu da KIŞ gibidir..
Bu benzetmeler zahirdeki görüntü için böyledir… Batında ise tam ZID’ dıdır…
Çünkü ZAHİR’ deki DÖRT MEVSİM;
DÖRT MEVHÛM’ umuzdur…
(Mevhûm: Vehmolunmuş, aslı esâsı yokken zihinde kurulmuş olan, kuruntuya dayanan. Hayâlî. )
VEHM - HAYÂL ise GERÇEK’ in ZID’ dıdır…
Hayâli gerçek kabul edenler için ise gerçek hayâl hükmünde kalır…
Belki de bu yüzdendir Âlem’ deki oluşların tekrar… tekrarlar halinde oluşu…
AN’ laşılsın diye…
Allah cc. Dilediğine hidayet eder… dilediğini de Delâlette bırakır…
Kimileri HAYR-AN hayran seyreder Âlemi…
Kimileri ise; Sürekli tekrar edişlerden sıkılır ve MONO-TON der…
Ve onlar İMAN TON’ u ile bakamadıklarından…TEK’ lik TON’ unda yaşamayı değil…
İKİ’ lik tonunda yaşamayı severler…
NEFS, Kendi istek ve arzularına yaklaştıkça ilkbahar, yazı yaşarken…
NEFH edilen için bu Sonbahar ve KIŞ’ tır…
SÎN’ mize NEFH edilenin HAKKikatinden uzaklaşmış olmanın adıdır NEFS…
İKİ liğimiz de buradan doğar...
O nedenle SECDE NEFS için ZORlu bir KIŞ gibidir…
Oysa o AN aynı zamanda Rabbine en yakın olduğu AN’ dır…
HAVA’ nın sıcaklığı SIFIR’ a ulaştığında SU BUZ’ a döner…
0 °C Derece SU için DONMA… BUZ için ERiMe NOKTAsıdır…
Başlangıç Bitişe ilişmiştir...
Sıcaklık 100 °C Dereceye ulaştığında ise…
Ne BUZ (0)… ne de SU yuzdur artık (0)
BİR VAR’ dır yalnızca…
DÖRT Unsurdan olan RÜYA MEVSİM’ i olan hayatımızda
MÎM’ le başlayan VüCuD bulan
AHSEN-i TAKVİM DÖRT DÖRT’lük üzere Var edilen İNSAN
SÎN’ esine NEFH edilenin Hakikatini bilirse…
“NEFS’ ini bilen Rabbini bilmiştir” Hadis’ i Şerifinde buyurduğu gibi…
Yine MÎM’ e... Başlangıç Bitiş’e döner...
O İNSAN AN’ lamıştır ki ;
NEFS VEHM’ idir ve Hakikati NEFH edilendir...
AN’ layana tekrar tekrar AN’ latmanın ne lüzumu var…
Artık MEVSİM BİR’ dir…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.