Mutasyon geçirmiş edebiyatçılara
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Son senelerde bir ağırlılık haline takıldılar gidiyorlar... Hikayelerinden, şiirlerinden, denemelerinden, makalelerinden dolayı ağır ağabey havalarındalar...
Bir mutasyon olayı galiba....
Geçmişe döndüğümüzde; edebiyatçı denildiğinde ’haz’ verirdi...
Edebiyatçı aşklarına, edebiyatçı yaşamlarına her zaman insanlar imrenerek bakmıştır...
Hayattan bir beklentileri olmayan insanlardır edebiyatçılar...
Kariyer peşinde koşmak yerine, bir odaya kapanıp yazmayı yeğlemişlerdir her zaman...
Yazdıklarından ne bir beklentileri olmuştur ne de bir evleri...
Sadece bir fincan kahve, alkol, ya da sigara için yazmışlardır... Belki de bir kadının vurgusuna bağlanmışlardır...
Şimdiki zaman edebiyatçıları ( edebiyat ruhunu bilen üstadlarımı tenzih ediyorum) bir şeyler için yazıyor; popülerlik, kariyer ve para... Yani yazdıklarını haraç mezat’a çıkarıyorlar, açık artırma...
Facebook vb... paylaşım sitelerini hafife alıyorlar; buralardan bir şey çıkmazmış... buralarda her önüne gelen yazıyormuş... ( pardon siz her önüne gelen değildiniz; siz popüler artistlerdiniz)
Oysa önemli olan dergilerde yayımlanmasıymış...
Edebiyatçılar narin insanlardır. Edebiyatçılar halkçı insanlardır. Edebiyatçılar yufka yürekli, alçak gönüllü insanlardır...
SİZ ARTİST MİSİNİZ; SANATINIZA TEKLİF BEKLİYORSUNUZ!
Yazıyı kısalttım... tamamını bir dergide okuyabilirsiniz!
Koray Demirkılıç
YORUMLAR
yazınızı beğendiğimi belirtmek istiyorum ben de bir edebiyat öğrencisiyim.görüşlerinizin birçoğuna katılıyorum.bende küçük küçük yazılar yazıyorum.daha çok emek vermem gerekiyor bu işi hakkıyla yapabilmek için...haklısınız kendini edebiyatçı zannedip beş kuruş etmez hayat hikayelerini yayımlayan zat_i ukalalara boyle agır sözler etmekte.. sizi kutluyorum...bu gün bu ülkede daha edebiyatın e'sinden haberdar olmayıp orda burda gununu gun eden devrik cümlelerle anlatım bozuklukları ile dolu o aptal saptal kitapları yuzbinler satan insanlar varken daha bizim sırtımız yerden kalkmaz,onların da sırtı yere gelmez..anlayanları tenzih ederek soyluyorum eger bu sacmalıklar eger gercek kitap gurmelerının dişinda bile onbinlerce satıyorsa vay halimize....iyi günler.
Ne o günküler sandığınız kadar halkın içindeydi ne bu günküler sandığınız kadar halkın dışında.
Kitle iletişim araçlarının hız ve yoğunluğunun artması, pazarlama teknik ve stratejilerinin gelişmesi sonucu kitap pazarı oluşuyor.
En çok satan en iyi kitap olmuyor elbette. Vitrin ve vitrin müşterisi oluştu. Hangi kitabın elde dolaşacağını o günün modası belirliyor. Kitap arzını gerçekleştirenlerin vitrinden sanata, içeriğe dönmesi zor. Sonuçta onlar da satış yapmalılar.
Fakat yazınız güzel ve ironik.
Kutlarım, günün yazısı için.
Yazarın malzemesi, içinde yaşadığı toplumun dramlarıdır. Halkla ne kadar iç içe yaşar ve yazarsa o kadar gerçekçidir, ama içinde bulunduğu toplumdan uzaklaşıp yazılarını fildişi kulelerden yazmaya başladımı yazdıkları da bir kadar sunileşir.
Bir çok yazar biliyorum, nice edebi eserlere imza atmış da yeri gelmiş, bir çay parası bulamammış. Tahminimce o yazarların sahip olmak istedikkleri tek servet yazma ve okunma aşkıydı.
Yazınız aslında çok doğru bir zamana rast gelmiş. Ayrıca keşke bu kadar kıymetli olan yazınızın tamamını burada yayınlasaydınız. Çünkü bu yazı, yazıyla ilgilenen her kalemi ilgilendiren içeriğe sahipti.
Tebrik ederim.
Büyük üstad Reşat Nuri GÜNTEKİN fakirlikten yazıhanesini, yani pek çok meşhur romanını kaleme aldığı çalışma masasını satmak zorunda kalmış, bir sonraki, kısa hikayelerden oluşan kitabında ise, bu durumdan kendisini "ti" ye alarak söz etmiştir. Yazık ki, kendisi el ve göz emeği kitaplarından pek bir şey kazanamadan gitmiş, arkasından defalarca basılan kitapları sayesinde, yayınevleri köşe olmuştur...
Edebiyat bu işte...Yazmak aşkı brovni yemeye benzer. Bir tarafından yararsınız yüreğinizi, içindekiler akar gider...
Kısa ama net bir tavır...Güzel bir çalışma. Tebrik ediyorum...
Yazınızı beğeni ile okudum. Tamamen haklısınız. Edebiyat bir makyaj malzemesi veya bir aksesuar değildir. O niyetle kullanılırsa zaten sırıtır.. Edebiyat yazmaya ve okumaya olan bir sevdadır.. İçten gelir, yapmacıklığı sevmez.. Haklı başarınızı kutlarım. Saygı ve selamlarımı sunuyorum. Tebrikler...
Yazar tamamen haklıdır tezinde. Bir yazar istediği için yazmalı. Önce kendi mutlu olmalı, sonra başkaları. Popüler olmak için yazılan yazılar, kimseyi mutlu etmez. Yazan kişiyle birlikte, okuyan kişi de yazının içine girebilmeli. Güne düşen yazınızı ve sizi kutlarım.
saygılarımla...
Sırça saraylarda halktan kopuk yaşayan ve kendini fevkalade üstat görüp ayakları yere basmayan bir küçük zümre türedi.
Çeşitli gurup ya da odakların desteği arkalarında kendileri dev aynasında.
Bu konuyu ben de işlemiştim.
Önemli bir konu. Tespitlerin de çok haklı.
Hakkıyla bir yerlere gelenleri tenzih ederek konuşuyoruz.
10 Numara bir yazı.
Tebrik ederim.
Selamlar sevgili kardeşim.