- 731 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
ÜŞÜRSENİZ...
Yıldızların ardından gözlerime gülen ölüler, şimdi çıksa sesiniz, aşkı gizler miydiniz?
Kavuran iklimlerde buz kesen öpücükler tattım.Alev kırmızısı bir elbise, katil soğuğu bakışlar, ne tezat ! Sıcak gülüşlü kadınlardan merhamet ummak,yok artık.İliklerimize varana dek sevilmeyi ana kucağında; üşüyen ellerimizi ısıtmayı soba sıcağında,unuttuk. Ne yazık ! Oysa bir şiir gibi, bir nine masalı gibi yüreğimize dokunacaktı sevda dediğimiz, kandırıldık.
Kellesi vurulmuş samimiyetin tek faili sevdalar değil aslında, daha "ba-ba" dediğimizde sevincini gizlemeye hünerli babalar büyüttü kimimizi. Hani ele güne gururla güven timsalimizi, şefkat abidemizi sunacakken biz, dizine oturan evladının saçını okşamayacak kadar efendi babalar. Ne ayıp ! Ayıp şey, erkek adamın tatlı söze bel bağlaması, erkek adamın tatlı söze can vermesi. Sevginin dile getirilmeyeni makbuldür, gün gibi ortada olmayanı, değil mi?
Hangimiz küçük bir kasabada anamızın eliini tutup da bir çay bahçesinde limonata içtik? Varsa bu zevki tadan, ömrüne on yıl katılsın, şen olsun. Bizde mazbut ailenin kadını, açık havayı balkonda çiçeğine su verirken gördü doyasıya. Canı sağolsun .
Göğsüne karanfil takamadım hiçbir kadının, isteyenini de görmedim. Ne zaman sevdiğimi söylesem, inanılmadım. Kolay değil, sevginin di-le ge-ti-ril-me-ye-ni mak-bul-dür, kimbilir kimler kandırdı sevdiklerimi, ki ben inandıramadım. Gece açık pencereden yağmur kokusu yayıldığında odaya, yarin kokusunu özledim. Sanmayın aramızda denizler dağlar... Gamzelerine hayaller sıraladığım kadın beni öpmeden yatağın ucuna kıvrıldı. Ne uzak !
Süleyman Dede vardı, rahmetli, o zamanlar ölüm döşeğinde. Hal hatır derken bir isteği olup olmadığını sorduğumda, "keşke" dedi "karım ölmeyeydi de, kırda bi öpeydim boynundan, sümbülü çok severdi, bi demet toplayaydım". Şimdi bir çukurda, ne sümbül, ne kır, ne nefes. Geri gelir mi zaman, geri gelir mi giden?
Toyluğuna güvenip ömrün uzun olduğunu sanan tek ben değilim, biliyorum, oysa vaktin belki çoktan sona geldiğini alim olmayan da bilir. Yanaklarından öpücük izlerini silmeye yeltenen kim varsa, ömrü uzun olsun. Ömür, geçip gitmesine kıyamadığı günlere uyananlara; bir gün olsun kafasını kaldırıp güneşin saçaklarına, kuşların kanatlarına bakanlara ömürdür. Yoksa göz açıp kapayana... kadar... ömür, ölüme giden cılız bir patika.
Sevgi, tok insanın işidir, açım!
YORUMLAR
Velev ki aç biri,
Her gördüğü sofraya oturabilir mi ?
Davet gerekmez mi ?
Ya da oruç tutmanın sevabını bilmez mi?
Suçu başkasına yıkmakta mahirsiniz sanırım, kendi aynanınızda yüzünüzün karasına bakmaya yüreğiniz mi yetmiyor yoksa?
Diyebilirdim sizi tanımış olsaydım ama demiyorum.
saygılar
toprak adam
benim tek derdim bu.
yoksa suçu yük edeceğim varlıklar olamaz anam,babam,memleketim.
yüzümün karasına baka baka yazdım bu yazıyı.
yalnız benim değil, sevdiklerimin de yüzüne karalananlara.
teşekkürler yorumunuz için, saygı ve sevgiler
sevgisiz yapayalnız yaşarım diyen kim bu ayazlara çırılçıplak direnecek hangi babayiğit YOK olamaz bu hayatımızda en onulmaz en vazgeçilmez ruhsal gereksinim daha çocukken hissedilir sevginin eksikliği ya da kendini elbette gösterir başı sevgiyle okşanmış babasından da tatlı sözler duyabilmiş o şanslı çocuk... yazık ki bu en güzel duyguyu önce en yakınımızdan sakınırız etrafa zaten kendimizi taş duvarlarla saklarız... bunun kıymetini ölmeden bilene insanı sevip gösterene ne mutlu ya da dediğiniz gibi o kimsenin ömrüne on yıl katılsın şen olsun bana bu kadar uzun bir yorum yazdırabilen yazınızı tebrik ederim açım diyorsunuz tez vakitte doyabilmenizi dilerim soğuklarda uyuyakalırsanız üstünüzü örtecek bir yakınınız daima var olsun sevgi ve muhabbetle kalın
keziban ülker tarafından 6/11/2010 11:13:46 PM zamanında düzenlenmiştir.
toprak adam
Yıldızların ardından gözlerime gülen ölüler, şimdi çıksa sesiniz, aşkı gizler miydiniz?
Sevgi, tok insanın işidir, açım!
soru ve cevap tek hece...güzledi...kutluyor ve hayırlı cumalar diliyorum... saygı ve duamla inş....
Mehtap S.Hümeyragül DALLI tarafından 6/11/2010 5:27:49 PM zamanında düzenlenmiştir.
Ne derin, zaman gibi ne çok şeyi barındırmış bünyesinde. Ya sevilmemişlikler, söylenememişlikler... Keşkelerle hayıflanmaların temelindeki geçmiş pişmanlığı. Ömür, bi gün güzel bi gün kötü derlerdi. Aslında hep güzel de belki, biz içimizdekini dışımıza yansıtamadığımızdan, coşkularımız içimizde patlarken fışkırtamadığımızdan belki cesurca. Kim bilir... Çok derindi, yalın diline rağmen öylesine ağır ki söylemler. Sustum... Beğenim doruklarda bilesin... İlerde söyleseydim keşke demeyeceğim artık. Çok güzeldi. Sevgimle...
toprak adam
ömür bi gün güzel bi gün kötü.
neden güzel,neden kötü? siz ki kaleminizle, yüreğinizle, ifadenizle tanımadığınız insanları dahi bir yerden alıp bir yere usulca bırakabiliyorken. ömrünüzü güzel kılabilecekleri yeter ki ifadeden çekinmeyin, göreceksiniz ki, bir gün güzel olabiliyorsa ömür, her gün güzelleşebilecektir.
sanmayın ki, iyimser bir insanım, yok hayır, eleştirdiklerimden biriyim ben de. ama umudum şu,Süleyman Dede'den daha şanslı olabiliriz/ölebiliriz.