- 638 Okunma
- 9 Yorum
- 0 Beğeni
EYLEM VAR!
Kış olmasına rağmen hala kar hiç kendini göstermemiş,ti
Gerçi insanların bundan şikayetleri yok gibiydi.
En azından ulaşımın kolaylığı ve baharı andıran havanın insanlardaki enerjiyi yüzlerindeki gülümsemelerden ve hala ince tiril tiril giyinmenin verdiği rahatlıktandı sanırsam.
Mevsimlerin dengesizliği hiç kimsenin umurunda değildi.
Ama ya kar’ı görmeyen çocuklarımız.
Kardan adamı yapıp karşısına geçip,kendine gülümseyen kömür karası gözleri ve havuç burnundaki kızıl sıcaklığını ,göremeyeceklermiydi diye ürken ben gibiler.
O akşam ana haber bülteninde,hastahanelerde EYLEM haberi duyruldu
Karnı burnunda olan Ayşe ,gülümseyerek
--"Kesin ben bu gece doğuma giderim." diye söylendi.
Bunu kendisi için bir işaret gibi görmüştü,belkide içine doğmuştu kimbilir
İkinci çocuğuna hamileydi.
İl,ki erkek olmuştu ,bu ise kız diye bekliyordu.Çünkü Yüce yaradan, Rüyasında her iki çocuğunun olacağınıda kendisine göstermişti.
Gerçi araları pek yoktu,ama Rabbim böyle uygun gördü,demekki hayırlısı böyleymiş dedi.
O gece saat 03:00 gibi sancıyla irkilmişti .
Ayşe "bak işte dediğim çıktı" der gibi tebessüm ediyordu.
Eşinin "annamlere haber verelim" demesine rağmen biraz daha beklemeyi tercih etti,oğlundaki gibi sanıyordu durumu.
Oysa bu çok farklıydı ,önce müthiş sancılar gelmişti ,direniyordu" suyum gelsin öyle "diyordu ama iyice kötüleşti vaziyeti.
Garip gelmişti bu durum,halbuki oğlunda hiç böyle olmamıştı,bu arada suyuda gelmiş ve sancılar besbeter canını yakıp ağlar derecesinde sızlatıyordu kemiklerini.
Aylar öncesinden hazırladığı ,çantayı kapıp nefes alışlarını kontrol etmeye çalışarak, merdivenlerden indiler.
Komşu ya gidilmişti arabasıyla götürmesi için rica edilmişti.
Bu ne güzeldi, gece,23:00 gibi yatmışlar ama en ufak kar serpişmesi bile yokken dört, saatte nasıl olmuştu da ,kar öyle sessiz ve ahenkli yağmış ve öyle kucaklaşmıştı ki yer yüzündeki toprak kardeşiyle ,dizlere kadar yağan karın güzelliği karşısında sancıyı unutmuş bu güzel ve bembeyaz nurun yağışını izleyerek, bindi arabaya.
Araba biraz gidince kayıyor,ilerlemiyordu.Eşi arabadan inip itti annesiyle,araba biraz ilerliyor birde yokuş olmasından dolayı zorluyordu ,tabiki karın vermiş olduğu bir engelde vardı.
Sancıları büsbütün artan Ayşe ise arabada ver yansın ediyor artık nefesinin kesilmesine rağmen, inlemeleri tükenmiyordu
Komşu arada ,arkada kalanlara sesleniyor
"Ya çabuk olsanıza kadın doğuracak" diye korku ve paniğiyle ,büsbütün ortalığı karıştırıyordu.
Neyse bir saatlik bir araba ittirmesi ve sancıların karıştığı ılık kış kar/ının verdiği o muhteşem doğa mucizesindeki bu bağrışları artık son buldu Ayşenin.
Evet hiç bir sancısı kalmamıştı.Bir an durdu ve ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.
Neden bitmişti sancısı,ve bir güzellik yaşıyordu
"Sanırım ben doğuruyorum" diye gülümsedi.
Evet evet o an gelmişti işte,sadece bir nefeslik derbesiyle , yeni nefesi bırakacaktı bembeyaz karlı kundağın içine.
Herkes şaşırmış ve panik olmuştu.
Araba iyice hızlandı ve nihayetinde hastahaneye yaklaştılar.
Ayşe hiç sancısız çıkıyordu üç kat merdiveni
Hastane kokusu bile kalmamıştı sanki bu gece "sanırım kokularda eylemde" diye söylendi eşine.
Herhalde insanlarda eylemi bildiklerinden gelmemişlerdi, sessiz boş bir sesizlikte çıktılar,nihayetinde muayene odasına aldılar
Doktor "çocuğun kafası çıkmak üzere, derin, derin nefes alın" dedi, Ayşe ye
Ayşe de söyleneni yaptı ve bir den, bir şeyin etini kestiğini ,içinin cız diye koparılıp etinin liğme liğme doğrandığını hissetti
Evet doğurmasında hiç bir sorun olmayan genç anneyi ,doğurtmak yerine hemen bıçağa sarılıp ,anestesiye gerek duymaksızın , kesivermişlerdi ,hem de göz göre göre.
Heralde sancının bitmiş olması, onları rahatsız etmişti
Belkide doğumun yeni usülü böyleydi.
Ya canı yanan kadın..
Kundağa sarıp alıp bebek odasına götürdüler kızını.
Kendinide götürüp boş ve karanlık bir odaya bıraktılar.
Soğuk bir yatağa ,ne nevresimi nede yastığı vardı,sanki ölmüş ve teneşire yatırılmıştı
Burası dışarıdaki havadan da daha dondurucuydu ve kendinden başka kimse yoktu.
Eylem vardı belkide ondandı."Evet kaloriferlerdede eylem "vardı,buz kesmiş dilleri bir nefescik bile üflemiyordu
Üzerine bir battaniye dahi örtmemişlerdi her halde "battaniyelerdede eylem," vardı
Karanlık bir hücreye atmışlardı,karanlıktı çünkü "ışıkta "eylemini gerçekleştirmek
derdindeydi
Bir saati aşkın süre, öylece ayazda kalmış bir dal çiçek gibi ,iliklerine kadar üşümüşlüğüyle titriyor, dişleri bir birine zangır zangır vuruyor, ısıtmak için kendini ,ellerine nefesini üflüyordu ama ne çare nefesin bile sıcaklığı buz kesmişti,"nefes bile eyleme" geçmişti
Sonra hemşire geldi , eline aldığı iğneye geçirdiği ipi ,başladı genç kadının etine batırmaya
"Ya ne yapıyorsunuz siz "diye sordu ,Ayşe.
Hiç sesini çıkarmadı hemşire ,sadece elindeki kocaman iğneyi ,etinin birine geçiriyor ve diğerine batırıp, çekip alıyordu hoyratça ,anlaşılan "iğne ile iplikte eyleme geçmişti"
"Hemşire hanım iyide ben hissediyorum, bana iğne yapın en azından hissetmemyeyim lütfen" diye gözyaşı döküyor ,hüngür hüngür ağlıyor ama her şey de olduğu gibi "hemşirenin kulaklarınında,da eylem,de" olduğunu bilmiyordu
Hemşire " yaptım "dedi iğneyi ama ne çare ,artık genç kadın sadece, "Allaha havale ediyorum" seni diyebildi
"Yaptığı iğne uyuşturmamıştı oda eylemdeydi"Ağlamaktan başka çaresi yoktu
O gece her şey eylemdeydi
Ama o karanlık oda bile duymadı ,sesinin duvarlara çarpan çığlığını,her şey ahraz bir eylem derdindeydi
Tek eyleme geçmeyen durmadan ağlayan gözleriydi,sanki kızı değil de o ilk kez gelmiş ti bu dünya ya,belki de kızının yerine ağlıyordu kimbilir
Ama en çok ta insanlar kendi eylemlerini ,hiç bir suçu olmayan ,kendi gibi insanlar üzerinde, başarılı bir şekilde gerçekleştirmişlerdi
Belki de bu eylem sayesinde ,yıllar sonra başına gelecek olan ,en büyük eylemler zinciri ,bedeninin kendisi için düşündüğü ve hep mecburen katılmak zorunda olduğu eylemlerdi.
Bedeninin ve iç organlarının, kendisi için bazen başarısızlıklarla ,bazende başarı sağladığı eylemler hep devam edecekti .
Ta ki ömrü, son nefesinde bile ,kanlı soluğunu tertemiz toprağa düşürünceye kadar...
YORUMLAR
Bayağı yorulmuştum yazı okumaktan.
Fakat yine de yazınızı zevkle okudum.
Çok güzel ve yorucu olmayan bir paylaşımdı.
Tebrik ederim.
Selamlar.
Ülviye Yaldızlıı
Arkadaşım, doğumda çekilen sıkıntıları, kinaye ile çok güzel anlatmışsınız,
anlatımınız harika, içeriği içimizi burksa da ,tebrikler.Saygılarımla, hayırlı cumalar.
Ülviye Yaldızlıı
Yazının bana hissettirdikleri;
Ayşe doğuma giderken yolda hayatını kaybediyor ve ondan sonrası soğuk...
Eylem sözüyle burada vurgulanan daha çok hissedilen yalnızlık duygusu...
Yazıyı yanlış algıladıysam özür.
Ben açıkçası okurken çok gerildim ve o soğuk karda müthiş üşüdüm.
Sevgilerimle...
Ülviye Yaldızlıı
Ayşe ertesi gün taburcu oluyor ama,o geceki dondurucu soğuk ve düştüğü bunalım sonucu yıllarca acı dolu günler ve bir dolu ameliyatlar geçiriyor.
Sevgile her vakit.
Özüre ne gerek var herkesin anlatımı nasıl farklıysa ,anlayışıda farklıdır.:)
Bu anlamda sorun yok.
Ülviye Yaldızlıı
Ülviye Yaldızlıı
Ülviye Yaldızlıı
Soluk soluğa okudum yazınız fevkaledeydi.. Doğumun ne denli zor olduğunu bir kez daha düşündüm.. Anlatımına hayranım arkadaşım. Tebrikler.. Sevgilerimle...