- 983 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
KÜSKÜN BEGONVİL (16)
Sık ağaçlarla kaplı bir ormanda yönünü şaşırmış gibi koşuyordu Zeynep… Gökyüzünde
mehtap olmasına rağmen, yüksek ağaçlar yüzünden zifiri karanlıktı bulunduğu mekan… Hiç
seslerini duymadığı türden kuşlar ötüşüyor, yarasalar sanki onu hedef almış gibi uzaktan
hızla üzerine geliyorlardı. Uluyan kurtların sesi, rüzgârın uğultusu, kuru yapraklara
bastıkça çıkan hışırtılı sesler… Bir sağa bir sola, nereye gideceğini bilmeden sürekli
koşuyordu Zeynep. Çalılara elbisesinin etekleri takılıyor, yırtılıyor,bacakları,ayakları
çizikler içinde kalıyordu… Ve sürekli aynı ses onu takip ediyordu. O kadar yakınındaydı ki,
ensesinde soğuk nefesini hissediyordu sesin sahibinin:
-Zeyneppppppppppppp
-Zeyneppppppppppp
-Sen bizim verdiğimizi istemedin, şimdi biz de senin elindekini alacağız.
-Zeynepppppppppppp
-Arda’yı da biz alacağız …
-Arda’yı da biz alacağız…
-Arda’yı da biz alacağız…
-Ardaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa
ZEYNEP kan ter içinde nefes nefese fırladı yattığı kanepeden. Elleriyle yüzünü kapadı
,hıçkırıklarla ağlamaya başladı… Sonra birden koşar adımlarla Arda’nın odasına gitti. Işığı
açtı, Arda uyuyordu, ama Zeynep’e sanki nefes almıyormuş gibi geldi bir an. Eğildi nefesini
hissetmeye çalıştı yüzünde.
Göğsü inip kalkıyordu Arda’nın uyuyordu mışıl mışıl… Ama ikna olmadı Zeynep…
Hafifçe sarstı Arda’nın minik bedenini… Uykusunda rahatsız edilmekten hoşlanmamıştı
Arda… huzursuzca kıpırdandı. Yönünü değiştirdi , düzenli nefeslerle uykusuna devam
etti.
Bu arada Kemal Zeynep’in çığlığına uyanmış, hemen peşinden Arda’nın odasının kapısına
gelmiş ve öylece karısının hareketlerini izliyordu.
Zeynep ardanın pikesini düzelttikten sonra odadan çıkmak için döndüğünde Kemal ile
burun buruna geldi.
-Şey ben kötü bir rüya gördüm de…
- Geçti aşkım, bak kendin söylüyorsun sadece bir rüya.
- AMA şey… çok korkunçtu… Arda…. Yani Arda’yı…
-Şişşşttt.
- Tamam canım geçti, hepsi bir rüyaydı. Bak Arda mışıl mışıl uyuyor. Hadi gel biz de
yatalım, hadi canım.
-Ama ya bir şey olursa uyurken, ya nefes alamazsa ?
-Zeynep’ciğim bir şey olmaz merak etme hadi yatalım…
Korunmaya muhtaç bir kedi yavrusu gibi Kemal’e sokularak girdi örtünün altına Zeynep.
Zaten ince olan bedeni verdiği üç beş kilo ile iyice erimişti. Kemal şefkatle sarıldı karısına
ve o halde uykuya daldılar.
Sabah onlar uyanmadan Arda uyanmış annesiyle babasının yanına gelmişti. Yatağa
tırmanmış ikisinin arasındaki yerini almıştı.
DEVAM EDECEK
YORUMLAR
Hicran Aydın Akçakaya
bi kaç gün askıya aldım...bitrimeye karar verirsem 17. bölümde noktalıcam yok uzatırsam birazcık daha okumak zahmetine katlanacaksınız:))
canımsın tşk edeirm sevgilerimle...
ağla yüreğim
AH CANIM KIYAMAM BEN YA EVET HANİ DEMİŞTİMYA DAHA ÖNCEKİ YORUMUMDA VİJDANEN HUZURSUZ OLACAK İŞTE UYKULARIMIZ KAÇIYOR YAŞAN VE ÇEKEN BİLİR BENDE OĞLUMUN NEFESİNİ DİNLİYORUM YARABBİM GÜNAHLARIMIZI AFFETSİN SONSUZ SEVGİLERİMLE AMA BEN BU YAZININ SONUNU İYİ GÖRMÜYORUM ARDAYA BİŞEYMİ OLUCAK OFYA ÇOK MERAK EDİYORUM SÜREKLEYİCİ VE AKICI BİR YAZI CNMMM TEBRİKLERRR
Hicran Aydın Akçakaya
Öyküyü en başından okumadım.Ama yorumda bulunacağım.Destek vereceğim.Siz üşenmeyip 16 bölüm yazıyorsanız,benim şuraya iki kelime etmemem büyük saygısızlık olur.Bodrum'a sevgilerimi sunuyorum.ERen
Hicran Aydın Akçakaya
Öyle bir rüya görmek gerçekten korkunç olurdu herhalde ben burada kötü oldum. Anlatımın çok güçlü bu bölüm hele daha da güzeldi... Sevgilerimle...
Hicran Aydın Akçakaya
sağolun sevgilerimle...
Zeynebin vicdan azabıyla karabasanlar görmesini çok güzel anlatmışsınız, devamını takipteyim,
sevgi ve dualarımla.