- 559 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Ada Sevdası
Aklın irdelemelerinde, dilin söylemlerinde, yüreğin sıcaklığında kendi özgür doğrumuzun zaman diliminde çıkagelen bir melek… Seni dört yanı tuzlu deniz suyu ile çevrili bir adaya göndereceğim, hemen söyle yanına ne almak istersin? Diye sorsa…
Bu küçük zaman diliminde büyük düşünüp adadaki yaşamımızı etkileyecek cevabı vermek ne kadar zor değimli? Bu duygu türü herkes tarafından farklı algılanır. Bu noktadaki özgür istem dünyada yaşayan onca insanın her biri için farklı olabilir. Ancak genel kurgu kişi mutluluğu içinse mutlaka çakışan ve örtüşen tanım ve benzerlikler olması kaçınılmazdır.
Hiçbir bilinçli talebimiz olmasa bile nesnel dünyanın ve adanın var olacağı su götürmez bir doğruluk gibi görünüyor. Buna göre temel öğretimiz olmadan taleplerimizle nesnel adayı tasarladığımızda, gerçek amaçladığımızın tersi olabilir ve anlama yetimiz içinde bulunan süreçten başka bir şey olmayabilirde.
Ancak bakarak değil, baktığını görerek algıladığımızda gerçek dünya besbelli ki beynimizin bir görüngüsüdür. Bu yüzden dünyanın görüngü olma niteliği bireylerin beyinlerindeki bağımsız tanımla var olması gereğinden farklı anlayış duruşları sergileyebilir. O halde biz ilgili adaya giderken salt farklı devinimlerle gösteri yapan beynimizin yanı sıra tüm duygularımızı ve hayallerimizi de götüreceğiz. Zira kalbimizdeki sevgi ve aşk adadaki doğal ortamda her güzelliği güzel, her çirkini yaratılmasından ötürü ve tabiat ananın koruduğu tür adına severek beraberce yaşamı taçlandırma gayretlerimizle mutlu olmaya çalışmalıyız.
Bu duygularla her zaman yüzü güneşe dönük, güneş batınca ayçiçekleri gibi boynu bükük kendi içimizde yaşamamalıyız. Kendimize sevdamıza, aşkımıza özendiğimiz kır çiçeklerinin topraktan yaşam nefesi aldığı gibi bizde onları içimize sindirerek yaşamalıyız. Hayatımızı delicesine özgürleştirmek isterken tutsaklaştırdığımız bir güvercin çaresizliğinde hayallerimizi, beynimizi, kalbimizi, duygularımızı, tutsak etmeden sevdamızla yaşama özeni içinde olmalıyız.
Bedri Demirpençe
YORUMLAR
Bedri bey yine şiirsel bir yazı okudum . Adada özgür duygular, özgür hayalerin peşinde gitmeye başladım adeta.
Hayata sevdayla bakmak, sevdayla yaşamak ve görmek..
İşte her şeye sevdalanmak, güzelliklere sevdalanmak, sevdalı yaşam..bu
Ancak bakarak değil görerek yaşadığımız dünya değil mi?
Bu duygularla her zaman yüzü güneşe dönük, güneş batınca ayçiçekleri gibi boynu bükük kedi içimizde yaşamamalıyız.Kendimize, sevdamıza özendiğimiz kır çiçeklerinin topraktan yaşam nefesi aldığı gibi bizde onları içimizde sindirerek yaşamalıyız.
İŞTE HAYATIN ÖZETİ..
SEVGİLERİMLE..
Bedri Demirpençe
Yorumunuz her zamanki gibi yazıya renk katmıştır.
İlave tanımlara yol açmayacak kadar yaşam içtenlikli güzellikler içeriyor…
Yüreğinize sağlık
Saygılarımla
Baştan sona, doğruların egemenliğinde, sevdanın çerçevesinde, hayallerimizin yolunda, umutlarımızın ışığında gitmemiz gerektiğini vurgulayan hayat rehberi gibi bir yazıydı. Tebrik ederim. Saygılarımla...
Bedri Demirpençe
Yaşam sevdası algılamalarında hepimize yakışanı duyumsamamız bize yakışandır…
Düşün dünyanız ve biz bireylerin düşün dünyası hepimize mutluluklar getirsin…
Saygılarımla