- 1714 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Bafa Gölü............ Davut Gürbüz'e teşekkürler...
Tarihin içindeki mavilik
İzmir’den Milas-Bodrum’a giderken, Söke Ovası’nın sonlarına doğru tatlı bir yokuşun
başında birden karşınıza tüm güzelliği ve maviliği ile çıkar. Notlarımda 60 kilometrekarelik bu alan içindeki adalar, yükseltiler, manastırlar vs.dolu gizemini korumaktadır yazılı.
Hemen akla bir tekne turu gelir durur. Kıyısı boyunca ilerlerken yolla birlikte kıvrılan, bükülen o manzaradan gözünüzü alamazsınız. Tam bu sırada yorgunluğunuzun geçtiğini anlarsınız.
Bugün sakin duran bu yer aslında saklı bir cennettir. İlk çağlarda Ege Denizine açılan
Latmos Körfezi, Menderes Nehri’nin burayı alüvyonlarıyla doldurmasıyla meydana geldiğini
bilince gizemine gizem eklemektedir. Zaman içinde körfezin iki ucu dolarak birleşince denizden epeyce uzak kalmış. Nehir ve dağlardan inen sularla, taşkınlarla beslenerek ortaya çıkmıştır. Sökeli edebiyatçı Oyhan Hasan Bıldırki sen kafana koydunsa orada çok şeyler bulursun diyordu. Evet öylede oldu. Yeter ki zamanım olsun dedim. Tabiî ki Davut GÜRBÜZ bana zaman ayırma saydı bu güzelliği yaşayamaz ve paylaşamazdım.
Misafir bulunduğum Söke’den Bafa Gölü 25 km mesafede Pajlarıda var. Zamanla
eko lojik dengesi bozulan gölün tuzluluğuda artmıştır. Bu yüzden de balık çeşitleri azalmış ama yılan balığı, kefal, levrek, yayın çeşitleri görülmüştür. Ayrıca Bafa Gölü’nün etrafında uluslararası kuş alanları var olup buralara kuş gözlemek için gelenlerin sayısınında çok olduğunu konuştuğumuz balıkçılardan dinlemiştim.
Gölün etrafını çevreleyen eski Latmos’u gezerek tanışmak bir ayrıcalıktır. Buradaki Beşparmak Dağları’nın sırrı halen saklı bir tarihtir. Elimdeki topladığım notları size ulaştırmak da benim görevimdir. O sırlı tarihi keşfetmek için dağlarda yaya saatlarca yürümek gereklidir.
Gölün etrafında yalnızlığına gömülü kalıntıları bilinçli bir şekilde dolaşmak gerekir. Kapıkırı
Köyü’ne (Herakleia) tabelasına ulaşınca buradaki yol sapağından 10 km boyunca küçük
köylerin evlerini ve gölün o muhteşem görünüşünü unutmanız olası değil.
MÖ 1. yüzyılın sonunda Latmos Körfezi’nin kıyısında liman olan Karya kentini ve
güzelliğini ünlü tarihçi Strabon anlatır. Zamanla denizle bağlantısı kopan kent fakirleşince
halk kentini terk etmek durumunda kalır. Bu yüzden bu kalıntılara; KARYA’NIN YALNIZ KIZI
HERAKLEIA halk arasında değişik biçimde söylenir amma biraz düzeltince de işte o muh-
teşem söz ortaya çıkıyor. Kapıkırı Köyü’nün tamda karşısından bakınca Bafa Gölü’nün en
gizemli adasından Herakleıa görülmektedir.
Notlarıma bakıyorum da, MS 7. yüzyılda, Yemen ve Sina Yarımadası’ndan gelen keşişler ve rahipler Latmos Dağlarının korunaklı yapısından faydalanmak, saklanmak amacıyla buraya yerleşmişler. Beşparmak denilen bu dağları ’kutsal dağ’ olarak adlandırmışlardır.
Bu yerlerde kutsal manastırlar ve çilehaneler mevcuttur.
Ay Tanrıçası ile Çobanın Aşkı
Burada görülmesi gereken en ilginç yerler nekropol (mezarlık) denen ve Endymion sunağıdır. Anlatılana göre buralarda 2500 civarında Karya tipi mezarlar var. Bunların bir kısmı sular altında kalmış. Buradaki sunak (mitolojik) efsanevi kahraman Endymion adına yapılmıştır.
Söylenceye göre: kavalıyla etrafını büyüleyen ve yakışıklılığı vede seçkin ile bilinir. Endymion
Latmos Dagların da ünlü bir çobandır. Bir gece dolunayda Bafa Gölü sahilinde uyurken,’Ay Tanrıçası Selene’ onu görüp aşık olur. Işıktan gövdesi ile onu sarıp öper. Endymion her akşam uykusunda Selene’nin gelmesini bekler. Karanlık geceler bizim çobana çok zor geçerken onu uzaktan izleyen ’Tanrı Zeus’ çoban Endymion’a acır ve kendinden bir ndilekte bulunmasını ister.
Endymoin de ayın gökyüzünde olmadığı bir gece ’ sonsuz ve ölümsüz bir uyku’ ister. Böylece Endymion ve Selene sonsuza kadar beraber olurlar.
Dolunay geceleri Bafa Gölü üzerinde öyle gizemli yansımalar olur ki, bazen de efsanelere ister istemez inanasın gelir. Herakleia kalıntıları, Helenistik dönem surları,
(MÖ 3.yüzyıl)kayalık bir tepede Athena Tapınağı, Roma dönemine ait tiyatro, (MÖ 2.yy) meclis binası Kapıkırı Köyü ile iç içedir. Buralardaki köylerde rehberlik hizmetleri verilmektedir.
Beşparmak Dağlarında bulunan magaralarda, Batı Anadolu’nun tarih öncesi ilk kaya tasvirleri örnekleri köylülerin yardımlarıyla ortaya çıkarılmıştır.
Kutsal ve Vahşi Doğa
Beşparmak Dağları’nın gizeminde, Bizans dönemi manastırları, kral yolları, mezarlar, tapı-
naklar, surlar tamıyla burada doğaya yayılmış vaziyettedir. Kiliseler, şapel ve sarnıçlar ile
bakir bir doğa Bafa ile kucak kucağa.
Bafa Gölü’nün kenarında oturup dinlenirken gezdiğim ve rehberden dinlediklerimle buradaki gizemi çözmüş müydüm diye bir soruya takıldım. Hayır. Hayır. Yalnızca gölün rengi ve derinden gelen Endymion’un kavalının sesini duyuyordum. Bulunduğumuz tepeden nefes kesici bu güzellik karşısında nasıl bir yalnızlık içinde arınmakta olduğumu hissettim ve eyy namuslu yaşamak en güzelsin...
Mustafa ERMİŞ
Şair Araştırmacı Yazar
’söke anılarım’
* telif hakkı yazarına ait olup alıntı yapılamaz. *
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.