- 478 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
MİRAÇTA NŞANIMIZ VAR
MİRAÇ’TA NİŞANIMIZ VAR
30 Nisan 2010 Cuma Gecesi ihanet pusudaydı. Tunceli benim vatanım,
Nazımiye benim toprağım, Sarıyayla benim diyarım.
İhanet pusudaydı.
Şehit Jandarma Başçavuş Hasan Özüberk (Kilis)
Uzman Çavuş Kemal Koçyiğit (Kayseri)
Er Adem Şimşek (Muğla-Fethiye)
Jandarma Komando Er Ahmet Eyce (Sivas)
Kanla beslenenler benim vatanımın insanının kanını içiyordu.
Ölüm satıyorlar, sattıkları ölümden kazandıkları parayla da; kemikten
taslarla şehit kanı içiyorlardı.
Gümrük Kapısı ve, hava koridorundan izinsiz kuş bile uçamaz. Her ne
hikmet ise; ölümden rant edenlerin silahları benim yurdumun her
köşesinde yine benim insanımın kanını dökmek için elden ele dolaşır
hale gelmiş.
Gümrüğü denetim altına alan birileri olamayacağına göre, hava sahası
kiraya verilmeyeceğine göre; bu ölüm makinaları nasıl oluyor da benim
yurdumda elden ele dolaşıyordu.
Birileri kazandıkları haram paralarla villalarında kan seyrederken;
vatan evlatları bayrağa renk veriyordu.
AŞAĞIDAKİ SORULARI İLAN EDİYORUM;
Bu zamana kadar bu ihanet pusularında bir tane holding sahibinnin
evladının burnu kanadı mı?
Bu zamana kadar bir tane milletvekilinin evladının parmağında çizik oldu mu?
Bu zamana kadar bir tane genel müdürün evladının saçının tek teli yere düştü mü?
Bu zamana kadar bir tane müsteşarın evladının ayağına taş dolandı mı?
Bu zamana kadar bir tane valinin, emniyet müdürünün, savcının ,
hakimin, yargıyat üyesinin, anayasa mahkemesi üyesinin, yüksek
hakimler ve savcılar kurulu üyesinin, YÖK üyesinin, YSK üyesinin, RTÜK
üyesinin bir yakının soğuktan ayakları üşüdü mü?
Bu zamana kadar bir tane generalin evladı Gabar Dağında yaşdaşlarıyla
yürüyüşe çıktı mı?
Bu zamana kadar sendikaların hangisinin başkanının bir evladının kar
maskeleri ile -30 derecede, sırtında 20 kilo yükle dağa tırmandığını
duyan oldu mu?
Hangi bakanın evladı köylü Ramazan kardaşımızın evladı Adem ŞİMŞEK
ile o gece birlikteydi.
O dışarılardan imal edilip de benim vatanımın her köşesinde her an
ölüm kusmaya hazır olan kan makinaları nasıl oluyor da; benim yurdumun
her yerinde Istıranca Peyniri gibi elden ele dolaşabiliyor? Nasıl
oluyor da; bu kadar denetime rağmen kaçak göçek yollardan vatanıma bu
ölüm makinaları gelebiliyor. Her bir ölüm makinası için diplomatik
pasaport verilmiyor, her ölüm makinasına vip salonlarında özel koltuk
da ayrılmıyor. Her ölüm makinası yürüye yürüye dolaşmıyor. Fakat her
ne hikmetse benim yudurumda elden ele dolaşıyor.
Bunun önünü kesmek imkânsız denemez.
Böyle bir düşünce aczin ifadesi olur.
O halde; ölüm makinalarının idam fermanını imzalamak için daha fazla
beklemenin, her an yeni ölümlerde yol açmak anlamı taşıdığını bilerek
en sert tedbirlerin alınacağı günlerin gelip de geçtiğini yüksek sesle
ifade ediyorum.
10/06/2010 TARİHİNDE SAAT 13:00’DE ŞEHİT ADEM ŞİMŞEK’İN KABRİ BAŞINDA,
EVİNDE VE ADININ VERİLDİĞİ OKULDA BULUŞALIM...
ADEM ŞİMŞEK VE SİLAH ARKADAŞLARI 52. GÜNE GELDİLER...
ONLAR GİTMEDİLER...
ONLAR GÖK EKİNKEN BİÇİLDİLER
ONLAR KEVSERLERDE İÇİLDİLER
ONLAR
CEBRAİLLER KANATLANIP
GÖKYÜZÜNE AÇILDILAR...
RUHLARINA FATİHA
SAYGIYLA ARZ EDİYORUM...