- 1344 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
SENDE ÖĞRENDİM
Ayaklarım yere basıyor. Ayaklarımı ve toprağı hissediyorum. Ayaklarımın yere basması için beklemem gerektiğini öğrendim, bekleyerek. İlk gençliğimin son, olgunluk dönemimin ilk gençliğini yaşıyorum.
Aklım başımdan başka bir yerde değil. Duygularımdan yola çıkarak aklımla sonlandırıyorum davranışlarımı.
Aklıma kızdığım zamanlar olmuyor mu? Oluyor tabi ki. Duygularımla arasındaki mesafe arttıkça hareket alanımı kısıtladığını biliyorum.
Duygulardan arındırılmış aklın, mutluluğa götüreceğinden endişe duyarım, aynı şekilde duyguların egemenliğinin figüranlığını yapan aklın da.
‘’Uzaklaşmam gerekir’’ duygusunu ve düşüncesini eyleme dökebilmek için harcadığım enerjinin, aslında yakınlaşmalarımda ana etken olduğunu öğrendim.
Hissetmenin, dokunmakla yakıcılıktan uzaklaşarak sembolleşeceğini, sembolleşmiş duyguların ağırlığı altında ezilmemeyi öğrendim.
En uzun gecelerin yokluğunun peşi sıra takılarak geldiğini, en kısa gecelerin ise varlığında kaybolduğunu öğrendim.
Mutlu olmanın sırrını bakışlarının derinliklerine sakladığını, mutsuzluğun nefretle bakan gözlerin küçük bir tebessümde yansıdığını öğrendim.
Zorlamaların, zorlukların çeşidini ve türünü artıracağını, doğal akışa boyun eğmeyi ve itaat etmeyi dolayısıyla doğal akışın yönünü değiştiremeyeceğimi öğrendim.
Sevginin karşılık beklemeden sunulacak bir erdem olduğunu, ‘seviyor mu sevmiyor mu’ girdabının kapısına kilit vurmayı öğrendim.
Uzaklardaki yakınlığın, yakınlardaki uzaklığın yolunun tüm öngörülerden arındırılmış, kirlenmemiş yüreklerden geçtiğini öğrendim.
Kısaca hayatın içine seni koydum. Anlama uygun her şey yerli yerinde, yaşamaya değer bir hayat tablosu çıktı karşıma. Hayatın içinden seni çıkarıp bir kenara koydum. Sıradanlıkların hüküm sürdüğü- benim içinde olmadığım- bir hayat tablosu çıktı karşıma.
Evet, seni tanıdım.
Sevgiye anlam verebilmeyi,
Derin sevmeyi öğrendim.
Öğrendim dediklerimin hepsini sende unuttum.
YORUMLAR
candost63 tarafından 6/18/2010 12:10:08 AM zamanında düzenlenmiştir.