- 534 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Zümrüt Gözlü Güzele Sesleniş...
Şimdi ufuklara bakıyorum. Tan yerinin ağartısında seni kurguluyor zihnim. Bir parıltıdır sarıyor bedenimi. Doğuyorum günle güneşli birlikte. Biliyorum uzak bir ülkede, Seni barındırıyor gök koynunda, seni sarıyor yer. Ben bunları hissettikçe depremler oluyor yüreğimde. Seni düşlüyor zihnim. Dudakların seni anıyor. Sarsılıyorum. Çıldırmış kalbimden sıcak kanlar hücum ediyor beynime. Senin aşkınla yüklü kandan çağlayanım durulmuyor. Seni taşıyorlar gece gündüz demeden vücudumun her hücresine. Gözlerim seni görüyor açan her çiçekte. Sen esiyorsun her an yel diye. Şimdi gözlerimde uçuşan her ateş kıvılcımı kaf dağının ardındaki ülkeye, senin ülkene selam ve esenlik dileklerimi taşıyor.
Şimdi biliyorum ki ey sevgilim sen benim bedenimin bu varlık aleminde işgal ettiği toprakları fetheden muzaffer kumandansın. Sen biliyorum ki şimdi, benim kalbinin ezeli ve ebedi sahibisin. Hissedebiliyorum artık. Kuşların dilini anlayabiliyorum. Gelincik çiçeğinin derdini. Sazlık dervişinin sesini,duyabiliyorum. Kuşlar bana senin adını fısıldarken bir gelincik çiçeği sana açıyor yapraklarını ve bir sazlık dervişinin özlem ateşleri seni dağlıyor, senin vaslını çağırıyor.
Fısıltı fısıltı saklanan her sırrı, bir tek sen anlayabilirdin. Bize anlatılan her öyküyü bir tek sen yaşayabilirdin. Zaman ve mekan zindanlarıyla kuşatılmış esaret hattımızda bize özgürlüğümüzü verdin. Bedenimiz kapkara zindanlarda olsa da sen bize inançtan bir alem kurmayı öğrettin. İnancımızın güneşi sendin.
Gidişin bizde hüsran bulutlarını dalgalandırdı. Ruhumuzu yokluğunun boşluğunda sallandırdı. Senden boşalan yer öyle büyük ki. Ona ne dünyaları koysak dolar ne deryaları. Izdırabın her an delik deşik ekmekte bağrımızı. Baksam şu deliklerden seni göreceğimi sanıyorum. Soruyorum şimdi seni düşlediğim ufuklara bir kızıllık esnasında. Nerede kaldı sevgili, şimdi hangi ufuklarda? Göğsünü hala geriyor mu, gerili mi hala göğsü yaralı kanatlarda? Ya o kırmızı çiçekler açıyor mu hala yanaklarda? Geziyor mu hayallerin bulutlarda? Mutlu musun ey sevgili uzaklarda?
Şimdi anladım... yokluğun varlığından daha fazla çıldırtıyor içimizde ki aşk ateşini. Şimdi ozanlarımızın dilinde sen varsın bağrında olduğun gibi. Sahi sen bu kadar gönle yerleşecek sonsuz bir sevgiyi nereden buldun? Bu kadar gönlün birleştiği bir varlık nasıl oldun? Kaynağın nedir.? Bilirsin seni anarken hep gözlerimle anarım. Dilim dönmez çünkü seni anmaya. Senin paklığını ancak gözyaşlarımla anlarım, anlatırım.
Uzak iklimlerin kuşlarına seslensem bana senden bir haber verirler mi? Sana kanamamaktan coşmuş ırmaklarla konuşsam seni sarabilirler mi? Seni bana anlatabilirler mi? Benim sana olan susuzluğum dinmez. Aşkım seni hayallemekten vazgeçmez!
Bir kumru kuşunun kanatlarında sana yazılan umut mektupları saklı. Hasretin göz sularımıza sinmiş. Ağlamaktan bir türlü vazgeçemeyen yetmişlik çınarlarımız senin özleminle solmuş, kurumaya yüz tutmuş. Ah senin özlemin ne derin bir uçurum dünyamızda. Bize sonsuz karanlıklar vaad etmektedir. Bilirsin hani şu narin ellerinle dikmiş olduğun gül goncası senin gidişinin ardından aniden kuruyuverdi. O anlaşıldı ki bağrında büyüttüğü sevgi renklerini katı bir özleme açmaya yerindi. Şimdi hayallerin gibi hüzün yüklü bulutlar ufkumuzu kapladı. Gökler bile ağlarken ben kelimelerimi kursağıma gömemiyorum, kahır damlaları süzülüyor yanaklarımdan çatlamış dudaklarıma. Elime her aldığımda kalemi hep senin kelamlarım dökülüyor uçundan. Hokka sana akıyor sana aşık ırmaklar gibi. Ve her şelale akışında sana tükeniyor.
Semayı yıldızlar bürüdüğü zaman, ay tatlı ışığını saldığı, güneş son demini bulduğu an, bir rüzgar senden nağmeler taşıyor kulaklarıma buna eminim. Uzaklardasın çok uzaklarda. Beyaz alevlerde yalazlanıyor ateşin. Kor olup akıyor sel olup coşuyor. Ve dinmiyor içimizde ki fırtına. Hiç bir şey düşünemediğimiz vakit bile seni düşünüyoruz. Neden gitti diyoruz. Bizi ve baharı neden terk etti. Suçlayıcı bakışlarımız birbirimizin üstüne konuyor. Şüphe ipleriyle sarılıyor etrafımız. Herkes herkesten şüpheli. Kendinden bile. Bir şüphesiz sen varsın. Sen varsın. Sen her yerdesin. Sen cümlelerimizde sen harflerimizdesin.
Ne olur dön ey baharın gülü! Yanmasın bir kimsesiz bahçenin bülbülü. Bin sinsi ayrılığın içimize düşmesin ve fitne tohumları kaynatmasın ortalığı. Kötülüğün karanlığı sarmasın dünyaları. Işığında bizlere yol göster. Bozulmasın semanın ve arzın ortaklığı. Sokaklarımız boş, caddelerimiz ıssız. Senin izlerin kovalanmakta köşe bucaklarda. Dön ey zümrüt gözlü güzel dön!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.