- 2352 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
OĞLUMA VE KIZIMA HİKAYELER : Küçük Kız 2
Ailenin erkek çocuk beklentisinin ikinci hüsranıydı.Kendisinden sonra iki hüsran daha yaşanmıştı.Aile ancak beşinci çocukta erkek çocuk sahibi olabilmişti.Annesi çalıştığı için ablasına evin annesi rolü , kendisine de dışarıdaki işler verilmişti.Küçük kız evlerinden çok çok uzakta bulunan kooperatif binasına gidip daha ucuz fiyata satılan şeker ve pirinç kuyruğuna girerdi.Bazen ona sıra gelmeden şeker , pirinç biter eve eli boş dönerdi.
Babası iri yarı ve çok sinirli bir adamdı.Hatta öfkelenmek için bahaneler arardı.Küçük kız sık sık babasından dayak yerdi.Bu nedenle babasından çok korkardı.Korkardı korkmasına da yapacağından da geri kalmazdı.Örneğin oyuna dalıp o gün kendisine verilen işi unutabiliyordu.
Pazar sabahları fırın ekmeği yemek onlar için bir lükstü.Diğer günlerde tandır ya da sac ekmeği yenirdi.Sıcakken tandır ekmeğinin kokusuna ve tadına doyum olmazdı.Ama soğuyunca lastik gibi olurdu.Sac ekmeği de sıcakken çok güzeldi ancak bayatlayınca dağılırdı.Yine bir pazar sabahı ekmek almaktan dönerken küçük kızın peşine minik sevimli bir yavru köpek takıldı.Küçük kız yavru köpekle oynarken epey oyalandı.Üstelik başına geleceklerden habersiz ekmeğin kıyısını koparıp yavruya verdi.Yavru köpek ekmekle oyalanırken o yoluna devam etti.Eve vardığında babasının yüz ifadesini hiç beğenmedi.Babası elindeki ekmeğe bakarak neden geç kaldığını hemen ardından da ekmeğe ne olduğunu sordu.Küçük kız göz ucuyla sofradan uzakta oturan kardeşlerine baktı.Hepsi fırtına öncesi sessizliğe bürünmüşlerdi.Küçük kız titrek bir sesle ekmeğin kıyısını yavru köpeğe verdiğini söyledi.Babasının tokadı gök gürültüsü gibi yüzünde patladı.Minik elini kızaran yüzüne bastırdı , korkudan ağlayamadı.Ağlamanın ardından bir tokat daha geleceğini biliyordu.Herkes sofraya oturdu ancak hiçbir şey yenmedi.Sadece yeme numarası yapıldı.Küçük kızın sığınacağı , kapısını çarpacağı bir odası olmadığı için bir süre sonra acısını kalabalıkta unuttu.
İleriki yıllarda bu olayın telafisi olacak ki anne ve babası küçük kızın peşine takılan hamile bir av köpeğini beslemesine izin verdiler.Köpek küçük kızın dünyası olmuştu.Onunla birlikte kırlara ya da koca çınar ağacının altındaki pınara giderdi.Köpek onu çok seviyordu.Bir süre sonra av köpeğinin üç tane kurt kırması yavrusu oldu.İkisini mahallenin dışındaki birine verdiler.Bir tanesini küçük kıza bıraktılar. Annelerini de büyük buruşuk halaları uzak bir yere götürdü .Küçük kız köpeğine Tony adını koydu.Tony’nin kara bir suratı , parlak kahverengi tüyleri vardı.Köpek büyüdükçe daha bir güzelleşti.
Yavru köpekle küçük kız arasında inanılmaz bir bağ oluştu.Köpek her an sahibiyleydi.Kapının önünde yatar küçük kız dışarı çıktığında peşinde dolanırdı.Okula giderken kapıya kadar götürür eve geri dönerdi.Kızın çıkış saatinde de yolda beklerdi.Sahibini görünce koşarak üzerine atlardı.Birbirlerini çok özlerlerdi.
Ailenin inançlarına göre köpek haramdı.Küçük kız her köpeğe dokunduğunda annesi eline bir miktar kırmızı toprak alır elini akan suyun altına koyar küçük kızın çamurlu suyla şahadet getirerek ellerini yıkamasını sağlardı.Dostuna zamanlı dokunmak küçük kızı sıkmaya başlamıştı.Ellerinin de bu şekilde yıkatılmasına anlam veremiyordu.Temizlik su ve sabunla yapılmalıydı.Küçük kızın bu tutumu aileyi rahatsız etmeye başladı.Köpeği daha uzaktaki bir komşuya verdiler.Küçük kız en sevdiği dostunu kaybetmiş ancak korkudan itiraz edememişti.Mutluluk kaynağı elinden alınmıştı.
Hayvanları çok sevdiği için bir gün yolda bulduğu mavi gözlü bembeyaz bir kedi yavrusunu eve getirdi.Kimse ona bir şey demedi.Yavru kediyi yıkadı ve boynuna pembe boncuklar taktı.Kedisi onunla kırlara gidiyor , otların arasında zıplıyor, böcek yakalayıp yiyordu.Onu da çok seviyordu ancak köpeğinin yerini doldurmuyordu.Aradan üç ya da dört ay geçmişti.Bir gün köpeğin verildiği evin yakınından geçerken onu gördü.İçi sevinçle doldu.”Tony” diye bağırdı.Dostu onu görünce ipini koparıp ona doğru koştu.Eski sahibinin üzerine atladı.Bir taraftan kuyruğunu sallıyor diğer taraftan da kızın ellerini yüzünü yalıyordu.Her şeyi göze alarak onu eve getirdi.Zaten yapabileceği başka bir şey yoktu.Köpek kendiliğinden peşine takılmıştı.Anne ve babası köpeği görünce gülümsemişlerdi. Hayvanın onları unutmamış olması hoşlarına gitmişti.
Köpek götürülürken boynundaki ip yeni sahipleri tarafından çıkarılmamıştı.Hayvan büyüdükçe ip boğazına gömülmüş ve boynunun çepeçevre yara olmasına neden olmuştu.Küçük kızın anne ve babası köpeğin boynundaki ipi özenle kesmiş , yarayı temizleyip ilaç sürmüşlerdi.Küçük kız gözleri yaşlı aynı zamanda mutlu bir şekilde anne ve babasını izliyordu.İnançlarına rağmen köpeğe dokunmalarının nedenini merhametli olmalarına bağladı.Anne ve babasını ne çok sevdiğini düşündü.Sevmek , sevilmek güzel duygulardı.
Aradan yıllar geçmiş , küçük kız artık liseye giden bir genç kız olmuştu.Köpeği önceki gibi onunla her gün okula kadar gidiyor , dönüşünü de dört gözle bekliyordu.Köpek evi sahiplenmişti.Üstelik çok cesurdu.Bahçeye hiçbir yabancıyı sokmuyordu.Gece kapıyı kilitleme ihtiyacı duymuyorlardı.Hatta 12 Eylül zamanında bir gece jandarmaları bahçeye sokmayıp komutanın takdirini bile almıştı.
O sıralar mahalledeki köpek sayısı artmış ve sürü halinde dolaşır olmuşlardı.Mahalleli zaman zaman şikayetleniyordu.Bir gün okul dönüşü mahalleye girdiğinde insanların ona acıyan gözlerle baktıklarını fark etti.Olumsuz bir şeyler olduğunu anlamıştı.İçinden “Hayırdır inşallah” dedi.Sokağa girdiğinde yerde yatan birkaç köpek gördü.Aykırı bir durum vardı.Onları tanıyordu ve orada olmamaları gerektiğini de biliyordu.Aralarında kendi köpeği de vardı.Hiç kımıldamıyordu.Temiz parlak tüyleri başaklar gibi rüzgarda sallanıyordu.Gözleri köpeğine kilitlenmişti.Yavaşça ona yaklaştı.Köpeğin gözleri açıktı.Bu mat gözler onun köpeğine ait olamazdı.Çok ölü hayvan görmüş ve her defasında gözlerini incelemişti.İşte köpeği de ölmüştü.Bunun bir kabus olabileceğini düşündü.Ama değildi işte.
Çığlıkları mahallede çınladı.Köpeğinin tüylerine dokundu.Onu okşadı.Köpek kaskatı kesilmişti.Anne ve babası işten dönene kadar köpeğin başında durup ağladı.Ne zaman sevdiği bir hayvanı ölse anne babası tarafından gömülürdü.Tony’yi de gömdüler.Gömülüşü küçük kıza izletilmedi.Hatta nereye gömüldüğünü bilmesini de istemediler.Tony ve diğer köpekler büyük buruşuk halanın şikayeti üzerine belediye ekipleri tarafından zehirlenmişti.O gece bütün ev halkı üzgündü.Tony ile ilgili anılar anlatıldıkça küçük kız hıçkırıklarla ağladı.Büyük buruşuk halayı asla affetmedi.
YORUMLAR
Öykünüzü duygulanarak okuyorum, çocukla hayvanlar arasında her zaman çok güçlü bir sevgi bağı oluşur,devamını bekliyorum, saygılarımla.