Sırada Ne Var?

• 8 Haziran 2010 Salı 16:29:41

Uzun süredir yaşamakta olduğumuz garabetlerden bir yenisine daha şahit olmaktayız. Bu garabetler silsilesi, ülkenin gerçek gündemini bir anda ortadan kaldırıyor, yapay olduğu için kısa süre sonra da etkisini kaybediyor.
Lakin kontrollü gündem, senaristlerin istedikleri doğrultuda “İt ürür kervan yürür” misali, daima işe yarıyor.

Böylelikle insanların hafızasıyla, zekâsıyla alay ediliyor olsa bile kimse bunun farkına bile varamıyor. Hedefe yapılan her atış, en hassas noktaya isabet etmek üzere nişan alınıyor!

Ve bingo; Yeni gündemimiz, Filistin.

Filistin gündemimize oturmadan önce ülke çapında bir rüzgâr esmekteydi. İhtiyaçtan kaynaklanan arayışa son verecek, gelecek kaygısını giderebilecek ülkenin gerçeği olan rüzgâr; CHP.

CHP’ de ki değişim rüzgârı, dalga dalga fırtınaya dönüşerek büyümekteydi. Toplumun her kesimi bu değişimi konuşuyor, alternatif arayışı içinde olan Türk Milleti, aradığını bulmuş olmanın heyecanı içinde üzerindeki ölü toprağını silkelemeye çalışıyordu.

Tam da bu sırada öncelik sıralamamızın en başına ithal olduğu her halinden belli olan bir konu oturuyor;

Filistin!
Oysa Filistin sorunu ülke sorunları arasında, öncelik sıralamasında hiç de yer almayan bir konu.

Mazeretimiz şayet bölgemizde etkin dış politika izlemek ise ki Filistin sorunu bu şekilde lanse edilmeye çalışılıyor, o zaman Irak daha öncelikli olmalıydı. Zira orada bütün dünyanın gözleri önünde bir milyonun üzerinde Müslüman, kadın, çocuk denmeden katledildi. ABD’li Coni’lerin tecavüzüne maruz kaldı.

Din istismarcılarından tık yok…

Dahası, Türkiye’nin toprak bütünlüğünü tehlikeye sokacak Kuzey Irak yapılanması önümüzde duruyor.

Bütün bunlar dış politikada dikkate değer görülmüyor!

Ama iç siyasette bir taşla iki kuş vurmak için yeni argümana ihtiyaç duyuluyor.

Öyle bir argüman olmalı ki insanların inanç sistemleri depreşmeli.

Bu istismarla hem CHP rüzgârı büyümeden dindirilecek hem de Mavi Marmara insani yardım gemisine yapılan insanlık dışı, hukuksuz saldırının tartışmaları arasında, Barzani ile bir takım anlaşmalar imzalanacak.

Hangi sıfatla?

Cevabı henüz bilinmiyor.

Irak yönetiminin onayı olsa dahi ki basında buna işaret eden bir açıklama yer almamakta, Barzani ile imzalanacak bir anlaşmanın hükmü olur mu?

Oluyormuş demek ki…

İç siyasette inanç istismarını kanıksadık ama bu istismarın uluslar arası boyuta taşınabileceğini açıkçası kimse ön görmüyordu.

Senaryonun devamı nasıl gelecek diye merakla beklemekteyiz.

Açılım süreci kapsamında Kürt kimliği ve Çingene kimliğinin tartışılmasından sonra sırada ne var acaba diye merakla beklemeye koyulmuştuk. Gerek Alevi çalıştayı gerekse etnik grupları ön plana çıkaran açılım çalışmaları onca yazılıp çizilmesine rağmen inat ve ısrarla yürütüldü.

Yakın geçmişte destek arayışı adı altında sanat camiasıyla bir araya gelinmişti.

Şimdi de sporcularla…

Sayın Başbakan; “Şimdi gol atma zamanı” diyor.

İster istemez bu gol kime atılacak diye insanın aklına geliyor.

Temennimiz odur ki, bu gol Türk Milletine atılmasın?

Son günlerde araştırma şirketlerinin yapmış oldukları istatistik-i çalışmalar CHP’nin birinci parti olduğu yönünde sonuçlar vermekte.
Ama araştırma sonuçlarının herhangi bir partinin önde oluşunu göstermesinden daha önemli bir sonucu daha var;
Yörelere göre eğitim seviyesi düştükçe ters orantılı olarak AKP’nin oy oranı artıyor.

İşte asıl önemli ve ürkütücü sonuç budur!

Görülmektedir ki; yöneticilerimiz ülke yönetimini bırakmış gol atma telaşına düşmüşler.

Oysa bu ülkenin en önemli sorunları öncelik sırasına göre; ulusal bağımsızlık, eğitim, işsizlik ve terördür. Bu önceliklerimiz tatmin edici çözüme kavuşmadıkça ne içte ne dışta caydırıcı, söz sahibi ülke konumuna gelmek mümkün değildir.

Popülist politikalarla, istismarlarla olsa olsa ya askerlerimizin başına çuval geçirilir ya da birilerinin siyasi rant beklentisi uğrunda insanlarımız hayatını kaybeder.
Her ikisi de ülkemiz açısından itibar kaybına yol açan ve hiç de rastlantısal olmayan yaşanmışlıklardır.