ÇANAKKALE İÇİNDE ZİYARETÇİ VURMAK

• 7 Haziran 2010 Pazartesi 20:41:54

Tarihi Gelibolu Yarımada’sında akla mantığa uymayan şeyler oluyor.
Bu sefer vurulan Mehmetçik değil ziyaretçiler.
Görünce çok şaşırdım. İnsanın kendi ayağına kurşun sıkması gibi bir olay.
Hatırlayın, AKP döneminde bir takım yeni kararlar alınıp uygulanmaya başlanmıştı. Ziyaretçilerin rehberlik yapacak kişilere olan ihtiyacı göz önüne alınarak, sertifikalı rehberler yetiştirilmiş ve hizmete sunulmuştu. Alkışlamıştık. Bir hizmet ifa edilecek diye…
Geçtiğimiz yıllarda bu konuda bir adım daha atan AKP yetkilileri sertifikalı alan rehberleri dışında kimsenin ziyaretçilere bilgi vermesini yasaklamışlardı. Verenlerden para cezası alınıyor, yada gözaltı yoluyla caydırılıyordu. Bu uygulamayla tarih profesörlerinin, işin uzmanlarının, ömürlerini Çanakkale’ye adamış yazarların nasıl taciz edildiğini, itilip kakılarak onurlarının nasıl zedelendiğini unutmadık. Örneğin Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Tarih bölümü başkanı Nesrin Günal hoca’nın, araştırmacı yazar Vehbi Vakkasoğlu’nun ve daha nicelerinin başına gelenleri utançla izlemiştik. Akla mantığa ve bilime uymayan bu uygulamaların durdurulacağını umuyorduk ki, yeni kararlar almışlardı. Bu kararlara göre Çanakkale’ye gelen guruplar parasını ödeyerek yetkili alan kılavuzu almadıkça sahaya sokulmuyorlardı. Guruplar bu konuda ödedikleri paraya ait makbuzu gösterip şehitliklere ancak giriş yapabileceklerdi.
İnsan haklarına aykırı bu uygulamanın düzeltileceğini umarken bu günlerde tam da Deli Dumrul uygulaması gibi bir zorbalığa imza attılar. Bu sefer alan kılavuzu alma zorunluluğu gurup bazından araç bazına indirilmiş…
Mesela siz bir derneksiniz, ya da okul aile birliği.. Bir sosyal faaliyet olarak üyelerinizi veya öğrencilerinizi şehitliklere götürmek için mütevazi bir kampanya açmış, araç paralarını beşer onar toplayarak denkleştirmişsiniz. Herkese tasarruf olsun diye yiyeceklerini çıkınlara bağlatmış, Çanakkale hasreti için yollara düşmüşsünüz. İki otobüs insanınız var. Alan kılavuzu parasını da denkleştirmişsiniz. Şehitlik kapısına geldiğinizde bir sürprizle karşılaşıyorsunuz. Her araca ayrı ayrı kılavuz almadan geçmeniz mümkün değil.
“Biz bir gurubuz, tek kılavuz bize yeterli. İki aracımız peşpeşe, zaten son kuruşlarımızı Çanakkale aşkına vererek geldik…” gibi itirazlarınız geçersiz. Ya geri döneceksiniz, ya da cebinizde ne varsa boca edip iki tane kılavuz alacaksınız.
Diyelim ki, 2 minibüsü ancak doldurdunuz. Mütevazi şartlarda ziyaret yapacaksınız. Yine iki tane kılavuzu paralarını verip tutmak zorundasınız. Minibüs parasını zor denkleştirmiş olmanızı anlamazlar…
2 Otobüsü doldurdunuz da, artan 15 kişi için de bir minibüs kiraladınız. Ver üç kılavuz parası.
Paran mı yok, hadi hemşerim başka kapıya!...
Bu nasıl bir insaf?
Adeta Çanakkale aşkına ceza keser gibi.
Tuttuğunuz üç kılavuz, alanda aynı guruba açıklamalarda bulunuyor. Toplu halde. Biri anlatırken diğerleri sırasını bekliyor. Aynı şeyleri üç ayrı ağızdan dinlemek bıktırıyor. Sırası gelen kılavuzun biri “Albay Cevat Paşa…” veya “Yarbay Mustafa Kemal Paşa…” diye, tarih cahilliğini ele veren cümleler kurmaya başlayınca da, birazcık bilgisi olanlar la havle çekmeye başlıyor…
Bu arada son kuruşlarını rehber parası olarak vermiş olan ziyaretçilerin dudakları kıpırdıyor. Şehitlere dua mı ediyorlar, yoksa yetkililere göndermeler mi yapıyorlar anlamak zor. İnsan hakları, seyahat hürriyeti, bilgi alma hakkı gibi kavramlara uyar mı bunlar? Bu uygulama, başını tuttuğu köprüden geçenden 1 akçe, geçmeyenden döve döve 2 akçe tahsil eden Deli Dumrul’a rahmet okutmuyor mu?
Ne yapmak istiyor bu AKP hükümeti dersiniz?
Şehitliklere ziyareti teşvik mi etmiş oluyor?
Ziyaretçilere doğru bilgi mi vermiş oluyor?
Yetkililerimiz araç başına haraç almanın değişik bir uygulamasını mı yapıyorlar?
Ziyaretçi sayısını arttırmaya mı çalışıyorlar, azaltmaya mı?
Yoksa kendi ayaklarına kurşun mu sıkıyorlar?
Ya da Çanakkale içinde ziyaretçi mi vuruyorlar?
Bu kadar ağır gündemlerin içinde bula bula bu basit olayı mı buldun, demeyin dostlar. Her hafta onbinlerce ziyaretçi var. Yarın siz de gideceksiniz. Sürprizle karşılaşmayın…

ekremsama