ANKA'ya MEKTUP
Bana acıyı anlatır mısın anka?
Peki ya gözyaşını...
Gazzede masum çocukların gözlerinden dökülen kırılganlığı..
Bana masumiyeti anlatır mısın anka?
Peki ya sessiz çığlıkları...
Masum pırıltılarla dünyaya bakan, bombaların altındaki ürperti çığlıklarını..
Bana korkuyu anlatır mısın anka?
Peki ya ümitsizliği...
Her sabah uyandığında, Acaba bugün ailemden hangisini kaybedeceğim korkusuyla uyanan çocukları..
Bu nasıl bir serzeniştir de kayıtsız kalınır. İnsanlığın bu denli dramatik tezahürüne nasıl olur da dünya sükun eder..
Senin aklın bunu alıyor mu anka?
Benimki almıyor Anka.. Alamıyor..
Kara tankların üzerlerine hergün bomba yağdırdığı,
Kimsesizliğin yetim çığlığını koparan, sesine ses arayan, kanı sudan çok gören çocuklara ateş açan,
O körpecik bedenlerinde mermilerin insafsızlığını iliklerine kadar hissettiren,
O masumların bu yakarışlarına kayıtsızca gülen israil ordusunu biliyor musun Anka?
Ben biliyorum...
Onlar ki; "Bir yumurtalarını pişirmek için dünyayı ateşe vermekten çekinmeyen insanlar"...
O karanlık odalarda konuşulanları biliyor musun Anka?
Ben biliyorum...
Daha çok insanı nasıl öldürebiliriz, daha çok masumun canına nasıl kıyabiliriz, dünyaya daha çok nasıl zulmedebiliriz...
Anlatsana Anka..
O siyon babalarının bundan nasıl da zevk aldıklarını...
Çocukları yetim ve öksüz, anaları dul, genç kızları kirli,
Masumları evsiz barksız bırakmak için daha çok silahın gerektiğini hatırlatanları biliyor musun Anka?
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.