KADIN=TESTİ
Kadın nedir? Onun iç dünyasına nasıl ulaşılır?.........
Gözlerim gibi sağnak yağmurlara gebe,yüreğim gibi bulutlu bir günden tüm dostlarına merhaba..
Biz kadınlar dünyaya farklı mı bakıyoruz veya ayrı bir dünyada mı yaşıyoruz?Kendimize özgü kurduğumuz iç dünyamızda mı yaşıyoruz.Bir nevi umut ve hayal dünyası..Neden kimseler bizi anlamıyorlar neden?Çok mu zor bir kadını anlamak...Bir aritmetik olarak mı görüyorsunuz kadınları formülü henüz icat edelmemiş bir çözümsüz problem miyiz??
Hayır değiliz aslında..Kadını kendimce bir testiye benzetirim..Yumuşak topraktan yapılmış ve çok yüksek ısılı fırınlarda yanarak sağlamlaşmış,dıştan bakınca içi gözükmeyen bir testi misalidir kadınlar..
Oysa içerisinde hayat kaynağı olan suyu barındırır kadınlar..Bir kadına dıştan ne kadar bakarsanız bakın içini görmenize imkan bulunmaz...Ona dıştan ulaşmaya çalışmak yerine yumuşak bir dokunuş ile,nazikçe dokunarak içerisinde barındırdığı hayat kaynağına ulaşabilir ,kana kana içebilir ve hayat bulabilirsiniz..
Çünkü dıştan ulaşmaya çalışırsanız onu önce çatlatır,sonra kırarsınız ve artık bir araya getirip yapıştırsanız bile izleri daima kalıcı olacaktır..
Erkeklerimiz kadınlarımızın iç dünyasına dalıp da hayat kaynağına sevgi ile ulaşmak yerine nedense kaba kuvveti yeğliyorlar..Kadınların içlerindeki cevherleri ortaya çıkartamıyorlar,onları içi boş bir kap gibi görüyorlar..Oysa ki kadın anadır,kadın eş dir,kadın üretkendir,kadın verimli bir tarladır.......
Hem toprağını,hem de toprağa hayat veren suyunu içinde barındıran çok değerli varlıklardır..
Ne yazık ki çoğu kadınlarımızın kendileri bile kendi değerlerini bilmiyorlar..Onlara küçük yaşlardan itibaren başlayarak hizmet etme öğretilir..Yemek yapmak,çamaşır yıkamak,temizlik yapmak,elişleri v.s v.s yani sanki kadın çocuk yaştan itibaren ilerde eşi olacak kişiye hizmet için yetiştirilen bir köle durumundadır..
Kadınlarımızın duyguları nelerdir?? kimin umurunda,hakları varmıdır?kim düşünür..?beklentileri varmıdır ? soran kim? Neleri istemiştir de acaba söylemeye bile çekinerek yutkunmuş içine atmıştır..ne ukdeler kalmıştır içlerinde..kim bilir?
Kabristanlara gidip kabirlere baktığım zaman şunu düşünürüm bu haattan göç eden analarımız,bacılarımız acaba bir gün olsun istedikleri gibi yaşadılarmı??Kendilerini yıllarca aynı yastığa baş koyarak yattıkları eşlerine ne kadar anlatabildiler? Onlara hizmet ederken acaba kendileri de mutlu oldularmı?
Sanmıyorum ki olsunlar..Olmuş olsalar bile bu yüzde bir ler ile ancak ifade edilebilir..
Kadınlar eşlerinden sevgi,yakınlık,ilgi,alaka,şefkat,samimiyyet beklerler.Ancak böyle bir ortamda kadın eşine içinde olan ne varsa dökebilir,kendisini damla damla eşine sunar ve eşi de hanımının her gün daha güzel bir yönünü görür.
Kadının ne olduğunu,içinde ne cevherler sakladığını işte erkekler ancak o vakit anlarlar..
Gerçekten mutlu olmak istiyorsanız lütfen biraz ilgi,bir tutam sevgi,bir avuç şefkat,bir can kadar yakınlık buyurun beyler emin olun göreceksiniz ki meğerse kadınlarınızı hiç tanımamış olduğunuzun farkına varacaksınız..
Saygı ve sevgilerimle..
YORUMLAR
İki gönül arasında uygun frekansın bulunamamsı için, çok farklı yüzlerce neden sayılabilir.
Derin bir mutsuzluğun nedeninde mutlaka derin bir yara vardır.
Herkes herkesi mutlaka sevemez, doğanın yasasına aykırı bu.
Ancak yazdılarınızdan sevgi duygularınızın manen doyurulmadığını ve sevgi duyduğunuz halde, dilediğiniz biçimde sevilememek teması var.
İnsanlar birbirlerini serbst bırakıp, sahiplenmeye kalkmadan sevseler ne olurdu acaba?
Yazılarınızda ve şiirlerinizde tema aynı minvalde gelişiyor. Sizi okumak gerçeklere yakınlaştırıyor. Uydurma şeyler değil. Psikologların anlatımlarınızdan çok önemli sonuçlar çıkaracakları kesin.
Selam ve saygılarıml emeğinizi kutluyorum.
Mutluluklar dileğiyle...
Çok haklısınız efendim. Biz erkekler kadınları anlamakta güçlük çekeriz. Çok az erkek anlamaya çalışır. Bu en alt tabakadan en üst tabakaya kadar böyledir. Yanlış hatırlamıyorsam kadına şiddet olayı elit kesimde daha fazla çıkmıştı. Bir araştırmaya göre. Siz yazmaya devam edin kaleminiz daim olsun.Sevgi ve saygılarımla....
belkide sorun buradadır
kadın hep anlaşılmadığını söyleyen varlık...
belkide kadın ne kadar anlaşıldığını anlamak için bile çaba harcamayandır...olamaz mı
belkide o kadar ben cildirki hep anlaşılması gereken,tatmin edilmesi gereken,mutlu edilmesi gereken TEK varlık olarak görüyordur kendisini ve ancak bu istekleri gerçekleştiği zaman karşısındakini anlamaya,tatmin etmeye, mutlu etmeye yöneliyordur
o da kendi istediği kadar...
neden kadınlar kadınlarla konuşmaktan bıkmışlardır
neden kaçarlar birbirlerinden neden yarışırlar neden bir başka kadın ı düşman/rakip bellemeden yaşayamazlar neden bir kadının en fazla kullandığı kelime "bilmiyorum" dur.
-bunlar kadınların ağzından cümleler )
neden !!!
Râzı tarafından 6/6/2010 12:08:16 PM zamanında düzenlenmiştir.