- 1134 Okunma
- 26 Yorum
- 0 Beğeni
SINAV
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Evinden ayrılalı on beş gün olmuştu. İlk kez ayrılıyordu sevdiği adamdan. İşyerinin düzenlediği bir seminer için ayrılmıştı . Zorunlu bir ayrılıktı. İlk günler çok sıkılmış ve zamanın nasıl geçeceğini düşünmüştü hep.
Planlanan zamandan önce bittiğine de çok sevinmişti o yüzden. Geldiğinde aldığı dönüş biletini bir gün öncesine değiştirdi. Eşyalarını hazırladı heyecanla. Gitmeye hazırdı. Bir an önce uçağa binip, sevdiği adama kavuşmak istiyordu.
O’na sürpriz yapmak istiyordu. O yüzden de haber vermeyecekti. Onu uyurken, yatağında öperek uyandıracaktı.
Uçağa bindiğinde, heyecanı iyice artmıştı. Üstelik, tek başına çıktığını sandığı bu yolculukta, aralarına katılacak olan bir canlının varlığını da öğrenmişti. Öğrendiği anda, eli telefonuna gitmiş fakat vazgeçmişti. Bu güzel haberi, sevdiği adama telefonla veremezdi.
Uçağın havalanması ile kuşların özgürlüğünü hissetti birden. Dışarıyı seyrederken, bir an Deniz ile yaşadıklarını anımsadı.
Çok zor şartlar altında bir araya gelebilmişlerdi. Sevdaları için mücadele etmişlerdi. Sevgileri için ailelerini karşılarına alarak bir yuva kurmuşlardı. Onu çok seviyordu. Sevmekten de hiç vazgeçmeyecekti.
Hostesin, omzuna dokunarak ;
“ Hanımefendi geldik “
Demesiyle uykusundan uyandı. Servise bindi. Terminale geldi. Oradan bir taksiye binerek, evine doğru yola çıktı.
Ses çıkarmamaya özen göstererek kapıyı açtı. Eşyalarını kenara bıraktı. Heyecanla, odaya doğru gitti. Evini ve sevdiği adamı çok özlemişti. Yatak odasının kapısı kapalıydı. İçeriden ise kadın ve erkek kahkahaları geliyordu. Tedirginlik hissetti bir an. Sesleri dinledi. Sonra kapıya yaklaştı. Elini, kapı koluna uzattı. Sonra geri çekti. Kalbi hızla atıyor; karşılaşmak istemediği bir durumun var olmaması için dua ediyordu içinden. Gözlerini kapattı. Birden kapıyı açtı. Korkuyla gözlerini açtı. Sevdiği adamı gördü birden karşısında. Uyuyordu. Kendisine ait yastığı, tıpkı kendisini kucakladığı gibi kucaklamıştı. Odalarındaki televizyon açıktı. Deniz’ in yanına yaklaştı. Uzandı. Dudaklarından öptü. Gözlerini açtı.
“ Sevgilim geldin mi ? “
“ Evet sevgilim geldim. Seni çok özledim. “
“ Ben de çok özledim. Sensizlik çok zor. Zaman geçmiyor. Ev beni boğuyor. Uyku uyuyamıyorum. Vakit geçiremiyorum. Nefes alamıyorum. Bir daha hiçbir yere gitme ! “
“ Tamam sevgilim. Gitmeyeceğim.Deniz, biz artık üç kişi olacağız. Ben hamileyim. Baba oluyorsun. Ben de anne. “
“ Baba mı oluyorum. Canım, çok güzel bir haber bu. “
Birbirlerine sarıldılar uzun bir süre. Derya, düşüncelerinden dolayı çok utanmıştı. Deniz de utanmıştı. Derya’ nın gidişinden sonra başka bir kadınla birlikte olmayı istemiş fakat yapamamıştı. Sevgileri, büyük bir sınav atlatmıştı.
YORUMLAR
Sevgili Nermin abla. Öncelikle kurdelanı kutlarım. Ama söylemek zorundayım ki, yazının hiç bir edebi özelliği yok. Değişik hiç bir şey yok içinde. Yani senden pek beklediğim bir yazı değildi. Yazıları seçme hakkı kimde bilmiyorum. Kurul mu üyeler mi? Seçenlere de saygım sonsuz. Ama şimdi seni çok seviyorum diye kayırma yapamam. Herkese o kadar sert eleştiriler yaparken...Sevdiğimi daha çok eleştiririm...Daha iyi olsun diye...
Bu öyküde olaylar hiç bir düzene göre sıralanmamış. Hatta olay bile yok denebilir. Diyalog yok. Her hangi bir duygu yok...Her zaman diyorum " poh poh'çu olmayalım." Gerçekçi olalım ki, yazan kişi kendini geliştirsin. "Şurasını da söyle yapsaydın arkadaşım" demek kimsenin kalbini kırmaz, kırmamalı...Sen de melek gibi bir kalbe sahipsin. Her eleştiriye de açıksın. O yüzden arkadaşlardan sana küçük de olsa bir eleştiri beklerdim. Ama her zamanki gibi, "yüreğine kalemine sağlık " edebiyatı işlemiş.
Umarım Aynurdan beklemezdim demezsin. Çünkü asıl benden beklemelisin. Ben senin ilerdeki amacını biliyorum ve o yüzden, daha başarılı olmanı istiyorum.
Sevgilerimle...Tebrik ederim...
Nermin Kaçar
Aynur Engindeniz
Allah bu yolda da yardımcın olsun ablacım. Sevgilerimle.
Haber vermeden eve dönüş fikrini okuduğum an dedim eyvahlar olsun kadın yine en olmaması gereken süprizlerden birine gidiyor. Yazıyı tamamlamak istemedim açıkçası eve varıp kapıyı açana kadar okudum ama sustum bir an sabah sabah böyle bir zelzele çok gelirdi herhalde ama kalem çok güzel bir şekilde değişik tonla selam vermiş okuruna. İyi ki acıtmadınız, sağolun.
Yazım durumları okur başını ağrıtan türden değildi bunun için de teşekkür etmeli; sadece dedim ki keşke olayları bir anda su içmek için alınan bardak hemen tek nefesle boşaltılmasaydı hani cümlelik olmuştu sanki. Evet, dallandırıp budaklandırmak şart değildir fakat mevzu durum biraz daha açılmalıydı . Ne bileyim bir uğurlayış vs. olmalıydı . Tabii sadece görüş..
Anafikre bakınca yine de kadın şüpheciliği elden bırakmamalı ve tam sırt dayama şekli de olmamalı hani asl olan evet olmalı ama kimse şu zamanda öyle güveni haketmiyor;sakın ha zannedilmesin sadece kadın böyle olmalı diye erkek de hiç güvenmemeli demem o ki dizginler sıkı sıkıya elde olmalı. Yanınındayken bile...Neyse..
Güzeldi.
Sevgiler.
biryerlerde okumuştum, sizin hikayenizdekinin tam tersi oluyordu. adam eve geliyor ve karısını başkasıyla birlikte buluyordu. adamın o an kendisine şaşkın şaşkın bakan karısına söyledikleri hala aklımdadır,
"mektuplarında o kadar çok "seni seviyorum" diyordun ki birşeyerin ters gittiğini hemen anladım."
günün yazısını ve yazarını kutlarım.
Nermin Kaçar
Muhteşemdi başından sonunda ne olacağını hissettirmeyen profesyonelce bir öyküydü. Bir aldatma sahnesi diye şartlanırken böyle bir şeyin olmaması bir rahatlatma yarattı. Güzel hem de çok güzel yazıyorsunuz. Okumak bir zevk yazılarınızı. Teşekkür ederim. Sevgilerimle....
Nermin Kaçar
Duysusal bir yazı arkadaşım, bir an odada kötü bir şeyler oluyor zannettim,
tv sesi olduğunu anlayınca , tuttuğum soluğu serbest bıraktım, güzeldi, sevgilerimle.