İSRAİL’İN ESAS YÜZÜ


Gazze’ye barış amaçlı İNSANİ yardım malzemesi taşıyan konvoya,Uluslararası karasularında saldıran İsrail yine kan döktü.

Ellerindeki insanlık kanı eksik olmayan İsrail sivilleri vurdu.Türkiye’yi uluslararası arenada küçük düşürmek için çaba gösteren İsrail bu kez Türk gemisi Mavi Marmara’yı hedef aldı. Amacı Türkiye’ye kendince ders vermekti. İsrail askerlerinin Filodaki diğer gemilere müdahale etmeden, doğrudan Mavi Marmara gemisine hareket etmeleri bunu göstermektedir.

Türk milletine kin ve garezini böyle alçakça eylemlerle açığa çıkarmaktan çekinmeyen İsrail yaptıklarına karşılık bulacaktır.

İsrail, insani yardım taşıyan gemilerin kendi karasularına girmesine izin verip vermemekte serbesttir. Gemilerin geri dönmesini isteyebilirdi, ya da Aşdod limanında bekletebilirdi yapmadı. Müdahale etmeyi uygun buldu ,kanlı ellerini dünyaya bir kez daha gösterdi.


Çeşitli Ülkelerin Vatandaşlarından oluşan konvoyda bulunanların akibeti kesin olarak bilinmiyor. Ölenlerin kimliklerinin doğruluğu hakkında şüpheler var. İnsanlık için , insani duygularla gemilere binenler İsrail askerleri tarafından ,insanlık dışı bir müdahaleye maruz kalmış, kimisi öldürülmüş kimisi yaralanmıştır.

Müdahale ve sonuçları hakkında bilgi sızdırılmasını başlarda engellemeye çalışan İsrail yönetimi, yaptığının doğru olmadığının bilincinden hareket ediyor.

İsrail bilerek ve isteyerek insanlığa karşı, barışa karşı suç işliyor.
Terörist devletin terörist Başkanı Netanyahu “operasyona tam destek verdim” diyecek kadar pervasız. Aynı hükümetin Tarım Bakanı Ben Eliezer “büyük bir skandal herkes bizi yargılayacak” diyecek kadar sağduyulu.

Bu olayları tüm İsrail halkına mal etmek elbette ki yanlış davranış olacaktır.İşlenen hangi insanlık suçuna , hangi insan olan insan ortak olabilir ki. Biraz düşünebilen ve insanlıktan nasibini almış hiç kimse bu gidişe evet demeyecektir. İsrail halkından sağduyu’ya sahip olanlar, terörist devlet olmakta ısrar eden ve her defasında ellerine Müslüman kanı bulaştıran başkanlarına “dur” demeli ve bir daha Ülkelerini yönetmeye izin vermemelidir.

İsrail’in ellerindeki insanlık kanı hiçbir şeyle temizlenemez.
İnsan olan kutsaldır. İnsanlığa karşı işlenmiş olan bu suça hiçbir Ülke’nin ortak olmayacağını görüyoruz. Ancak geçmişte yaşanan ve Müslümanlara karşı yapılan insanlık suçlarına gösterilen ucuz tepkileri hatırladıkça Türkiye’nin yalnız olduğunu düşünmeden edemiyorum. Eğer o gemide diğer Ülke’lerin vatandaşları olmasaydı, Dünya Ülkeleri yine bu tepkiyi gösterecek miydi?

Geçmişte İsrail’in yaptıklarına ses çıkarmayıp, seyretmekle yetinen Ülkelerin ,bugün tepki göstermeleri sadece kendi vatandaşlarını düşündükleri içindir.

Başta Amerika olmak üzere, Avrupa dahil, tüm Dünya Ülkeleri İsrail’in Dünya üzerindeki dokunulmazlığına son vermelidir. İsrail’in bilinen esas yüzünü itiraf etmelidir.

*

Barış için gemiye binenler ve orada hayatını kaybedenler için yüzümüzü hüzün, kalplerimizi kin bürümeye başladı. Web sitelerinin çoğunda “İsraile ölüm” sesleri yükseliyor. Her gün “İsrail’i boykot” edelim mailleri geliyor.Bu tür tepkilerin geçmişte çok fazla işe yaramadığını gördük. Boykotlar genellikle ticaret yapanları ve o ülkeye ait malların satışını yapanların işlerine bir süreliğine ket vuruyor ve zor durumda bırakıyor. Sonrasında yine mallar vitrinleri süslüyor ve alışverişler devam ediyor.

Esas olan toplumsal tepkidir ki, bunu da zaman geçirmeden Türk halkı meydanlara çıkarak göstermiştir.

İsrail’e karşı Türkiye’nin tutumu uluslararası zeminde diplomasi ile olmalı, savaşla değil. Türkiye ölen Vatandaşlarının hesabını sormalıdır, soracaktır da.

Dünya Ülkelerinin tepkisi üzerine Ber Şeva cezaevinde tutuklu bulunan 368 Türk vatandaşı ve diğer Ülkelerin vatandaşlarının sınırı dışı edilmesine karar veren İsrail hem ölümlerin, hem de tutuklamaların hesabını vermelidir.

Hiçbir Ülke Türkiye’nin sabır sınırlarını zorlamamalıdır. Osmanlı’dan bu yana geçmiş tarihimize iyi bakmalı ve bir kez daha düşünmelidirler. Sabrımızın taştığı noktada yapabileceklerimizi tarih göstermiştir.


Hülya TÜRK
02/06/2010