- 956 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
KÜSKÜN BEGONVİL (7)
Yaşlı karı koca evden nasıl çıktılar, arabaya nasıl bindiler, kızlarının evine nasıl ve ne
zaman vardılar anlamadılar. Zeynep salondaki koltukta iki büklüm kıvranıyordu. Alnında
boncuk boncuk terler birikmişti.
-Anne suyum geldi. Hemen hastaneye gidelim. Bebeğin eşyaları bizim odadaki dolapta ben
her şeyi hazırlamıştım. Bir an önce çıkalım hadi…
- Kemal’i aradın mı sen kızım?
-Anne o şimdi yolda boşuna heyecan yapmasın hele bir hastaneye gidelim orda ararsınız.
Çok kısa bir süre sonra hastaneye varmışlardı. Zeynep’in annesi Doktor Celal Bey’i
telefonla arayıp durumdan haberdar etmişti. Celal bey onları acil kapısında bekliyordu.
Derhal sedye ile Zeynep’i doğum servisindeki bir odaya taşıdılar. Hemşire gelip gerekli
evrakları doldurdu ve imzalattı Zeynep’e.
Sol kolundan damar yolunu açıp üzerindekileri çıkarttı ve o yeşil ameliyat elbiselerinden
birini giydirdi.
Birkaç hastane görevlisi tekerlekli sedyeye yerleştirdiler Zeynep’i. ANNESİ ile babası
heyecan içinde koridorda bekliyorlardı. Sedye ile taşınan kızlarının yanına gittiler:
-Yavrum biz buradayız. Her şey yolunda gidecek, sakın korkma.
-İyiyim anne merak etme korkmuyorum. Bir an önce bebeğime kavuşmak istiyorum.
-Hadi kızım Allah yardımcın olsun.
-Sağ ol babacım siz Kemal’i arayın bu arada.
-Tamam ararız. Seni Seviyoruz.
-BEN DE SİZİ SEVİYORUM.
Ameliyathane buz gibiydi. Sedyeden alıp masaya yatırdılar Zeynep’i. Anestezi uzmanı geldi
başucuna:
-Siz hiç rüya görür müsünüz Zeynep Hanım?
-Elbette görürüm.
-O halde sizi şimdi rüyalar ülkesine yollayacağım. Dönüşte bize anlatırsınız anlaştık mı?
-Anlaştık.
Damar yolundan bir iğne yaptılar Zeynep’e. Sonra siyah bir maskeyi yüzüne tuttular ve
Zeynep yavaşça daldı uykuya. Sonrasını hatırlamıyordu. Annesi ile babası nemli gözlerle
koridorda bekleşirlerken bir hemşire kucağında cıyak cıyak bağıran bebeği odaya getirdi:
-Gözünüz aydın teyzeciğim nur topu gibi bir torununuz oldu.
-Allah’ım bu Zeynep’imin yavrusu mu şimdi? Bey baksana Allah aşkına ne tatlı bir şey bu
böyle. Aynı Zeynep.
-İlahi hanım kıpkırmızı bir şey bu neresi benziyor Zeynep’imize?
-Yok yok ben anlarım bak burun aynı Zeynep, dudaklar da öyle.
- Zeynep nerde kaldı yahu hanım?
- Birazdan onu da getirirler amca. Merak etmeyin durumu iyi. Kesiği dikiyor Celal Bey.
………………………
-Yol verin! Yolu açın!
- İşte geliyor Zeynep Hanım.
-Kemal, Kemal… Arda, Arda…
Zeynep sedyede yarı baygın bir şekilde kocasının ve minik bebeğinin isimlerini
sayıklıyordu. Dikkatli bir şekilde yatağına yerleştirdiler Zeynep’i. Gözleri hala kapalıydı ve
mütemadiyen aynı isimleri tekrarlayıp duruyordu:
-Kemal Arda, Kemal Arda…
DEVAM EDECEK
YORUMLAR
CANIMYA ÇOK DUYGULANDIM BENDE SEZERYANLA YAPMIŞTIM OF YA AKLIMA GELDİ NEYSE DEVAM EDİM OKUMAYA DOĞAL VE SÜRÜKLEYİCİ
Hicran Aydın Akçakaya
tşk ederim canım sevgilerimle...
Muhteşem sevgi ve saygının çevrelediği mutlu bir aile.. Kutlarım kalemini sevgilerimle...
Hicran Aydın Akçakaya
çok güzel anlatım insani
öykünün içine alıyor adeta...
kutladım hicran kardeş
her dem saygımla.
Hicran Aydın Akçakaya
Ne güzel bir anne bir bebek mutlu bir eş ve Anne anne ve dede
Allah sağlıklı analı babalı büyütsün
Güzeldi
Selam,saygı ve dua ile