- 811 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
Kader ...Kısmet...8-
Ayşe’nin zaman zaman yavaşlayıp, artan sessiz ağlayışı arasında, Kartal’daki Hasan amcanın evine vardılar. Amca ve yengesi büyük bir sevgiyle onları karşılayıp, hal hatır sorulduktan sonra yemek masasına buyur edildiler.Ayşe’nin ağzını bıçak açmıyordu.Yenge ve halası masadan kalkılınca, biraz hava alıp, konuşmaları için akşam üzeri havadar ve gölge olan balkonda oturmayı teklif ettiler.
-Bak kızım, seni habersiz getirdik , ama eğer razı değilsen, kimsenin henüz haberi yok.Ben istemiyorum, döneyim dersen, geldiğimiz gibi sessizce geri döneriz, çarşıda oyalandık diye bir mazeret uydururuz, bizden söz çıkmaz. Hayatın bir başına nereye kadar?
-Hala doğru söylüyorsun, ben ister miyim yıllarımı hep yalnız geçireyim. Oğlum beni kötü, kendi nefsini düşünen bir anne bilirse, dayanamam, onu benim yanıma yollamazlar!
-İlk zaman biraz gücenir, küser ama koca delikanlı oldu. Sen onu bir iki yıl gibi kısa bir sürede bırakmıyorsun ki. Oniki koca yıl geçti kızım. Belki burada liseye devam eder, Ömer’le zaten akraba olduğunuz için birbirlerini çok seviyorlar,sen Ömer’e anasızlığını hissettirmezsin, Vedat da başınızda bir erkek olarak tam delikanlılık çağındaki oğluna, ağabeylik yapar.Düşün biraz , ona göre hareket edelim, kaynatanlara haber vermemiz lazım.
Bir süre düşünen Ayşe, kararını verdi.Yıllarca direnmişti, oğlu iyiyi kötüyü anlayabilecek kadar büyümüştü, annesinin çektiği sıkıntıları görüyor:
-Anneciğim, ben bir meslek sahibi olsam, seni artık çalıştırmam, diye dertleşiyordu, annesiyle.
Biraz gün yüzü görüp, geçim derdi düşünmeden yaşamak, bir eşinin, yuvasının olması onun da hakkıydı.
-Peki hala, kabul ediyorum, karşı tarafa siz uygun bir dille anlatırsınız.
Hasan amca da gözyaşları içinde yeğenine sarıldı:
-Kızım, Rabbim senden razı olsun, senin sayende, kızımın kapısı bize kapanmayacak, inşallah
siz de çok mutlu olursunuz.
Nikah işlemleri yapılıp, ev düzenlenip, senin zevkine göre döşenene kadar bizde kalırsın.
Dur ben Vedat’a haber vereyim, merak içindedir, iş dönüşü oyalanmadan gelsin.
Üniversitede okuyan Ömer okul dönüşü mutlu haberi alınca, sevinç içinde dedesinin daireye koştu:
-Ayşe abla, Meryem hala hoş geldiniz, ablacığım o kadar sevindim ki anlatacak söz bulamıyorum .Babam eninde sonunda evlenecekti, ya içimin ısınmadığı biri olursa diye içim içimi yiyordu.
-Ayşe sıkıntıyla, sağolasın Ömer seni ne kadar severim bilirsin, Ulvi’nin vereceği tepki beni endişelendiriyor.
- Korkma ilk zamanlar sıkıntı olsa da, o da seni anlayacaktır.
Evde bayram havası esiyordu, damat Vedat eve gelip, hoş beşten sonra, İbrahim halasına döndü:
-Haydi hala yolcu yolunda gerek, bizim geri dönüp, yanımıza alacağımız aile büyükleriyle teyzemin eve gidip oradakilere münasip bir dille durumu anlatmak lazım. Nikah işlemlerini başlatın, ben bir ara teyzemin özel eşya ve kıyafetlerini, arabaya yerleştirir getiririm.
Hayırlı yolculuk dilekleriyle, hala yeğen yola çıktılar, arkadaşı Ahmet:
-Ben rahatsızlık vermeyeyim diye yemekten sonra dönmüştü zaten.
-Haydi kolay gele, işin esas sıkıntılı kısmı bizi bekliyor.Yanımıza babamı bir de dayımı alıp, şu teyzemin ailesiyle görüşmeye gitmeliyiz, akşam olmadan.
-Oğlum, sen ortalara gözükme, bu insanların ne tepki vereceği belli olmaz, ben akıllı uslu, olgun birkaç akrabayla giderim konuşmaya.
Gün akşama devrederken ışıklarını, iki endişeli yürek dönüş yoluna hazırlandı.
YORUMLAR
Baştan sona merakla takip ettiğim hayat hikâyesine yorum yazma fırsatım olmamıştı.
Anlatım çok sade ve duru, olduğu gibi ve olması gerektiği gibi...
Kendimi Ayşe'nin yerine koyuyorum bir an ve ben olsaydım diyorum..
Sanırım öncelikle oğlumun fikrini alır ve ona göre hareket ederdim. Gerçi olayları yaşamadan yorumlamak kolay geliyor bize.
Devamını en kısa sürede okumak dileklerimle.
Sonsuz sevgilerimle...
handan akbaş
Handan hanımcığım gerçek hayattan kısa bir kesit...Ama ben Ayşe hanımı biraz Sevgi'ce ( kendimce) eleştireceğim...
Evet evlenmek herkesin kendi kararına kalmıştır.Ne evlenen ayıplanır, ne de kınanır. Ama...Ama, bence bu olayı ilk önce oğluyla kendisi konuşsaydı, onayını aldıktan sonra nikah işlemleri başlatılsaydı, en azından oğlunun gönlü olurdu. Böyle biraz emri vaki olmuş gibi. Ters tepki de gösterse, çocuk haklı bence...En son duyacak olan o olmamalıydı...
Sevgilerimle...
handan akbaş
Sevgili Handan, hikayen çok güzel. Hayatın içinden bir kesit. Bakalım kahramanımızı neler bekliyor. Devamını bekliyoruz...
kutluyorum. sevgilerimle...
handan akbaş
handan akbaş
Handan Hanımcığım çok heyecanla takip ediyorum. Hele anlatımınız konunun içinde hissettiriyorum. Merakla diğer bölümü bekleyeceğim. Sevgilerimle...
handan akbaş
Heyecanlı gerçekten. Devamını merak ettiğim bir öykü...Ama küçük bir eleştirim olacak, " ablam, halam, teyzem" gibi kelimeler güzel durmuyor bence. Hadi bir kişi kullansa karakter yapısı deriz. Ama kahramanların hemen hepsi aynı şekilde hitap edince garip duruyor. Yine de siz bilirsiniz tabiki...Kutluyorum. Sevgilerimle...