- 828 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
Sen Olmadan Asla
Sabah erkenden kalkmıştık. Pırıl pırıl bir ilkbahar sabahı vardı dışarıda. Akşamdan hazırlamıştık o günkü piknik malzemelerini.
Yarım saat olmuştu yola çıkalı. O yarım saatte bilmem kaç kez göz göze bakışmıştık. Her bakışımız binlerce sevgi mesajıydı birbirimize.
Aradan kırk beş dakika geçmişti. Gözlerine baktığımda bu kez korku ve dehşeti görmüştüm!
Maalesef ben geç kalmıştım üzerimize deli gibi gelen kamyonu görmekte.
Piknik sepeti yere saçılmış darmadağındı. Arabamız ters dönmüş üstünde kara dumanlar. Ve sen k..... içindeydin. Bense yaralarımın acısını unutmuş çıldırmışçasına sana ulaşmak için çabalıyordum!
Aradan on gün geçmişti. Hastane odasında başında beklerken,”Çok şükür “diyordum. Yüce Rabbim seni bana bağışlamıştı. Ama o an sana söyleyememiştim bir daha hiç yürüyemeyeceğini.
Hastaneden taburcu olup seni kucağımda eve çıkarırken, akıttığın gözyaşları benim içime damlıyordu sanki.
Günler geçmişti; ne sen alışmıştın bu durumuna, ne ben senden gizleyebiliyordum için için ağladığımı. Bu olaydan sonra ben sana daha bir şefkatle sarılırken, sen bu halimi sana acıdığıma yoruyordun. Çaresizdim. Ben, sana yardım etmeye çalıştıkça sen benden kaçıyordun. Benim iyi niyetlerimi, sana rehber olan inatçı gururunla hep yanlış anlıyordun.
Çok zaman sonra seni ikna edip, ilk kez dışarı çıkardığımda ağlayıp hemen eve dönmek istedin. Seni çarşıda tekerlekli sandalyeyle dolaştırırken utandığımı sandın. Oysa ben seni gururla taşıyordum, sırtımda, kucağımda ve yüreğimde.
Arkadaşlarımız arıyordu telefonla, “Hadi sinemaya, Hadi bir yerlere gidelim” diye. Acıyla birbirimize bakıyor, içimizden sessizce kahroluyorduk. Çaresi neydi bilemiyorduk.
Aradan aylar geçmiş ve sen bu halini halen kabullenememiştin. Ben seni bir kez de olsa güldürebilmek için her an dizinin dibinde, gözlerinin içinde. Umutlar içindeydim.
İşten geldiğim bir akşam, o sözün yüreğime hançer gibi saplanmıştı! Benden ayrılmak istiyordun. Hıçkırarak ağlıyordun“Bırak beni. Yalvarırım bırak beni.”diyordun. “Benim yüzümden hayatını karartma. Benden sana eş olmaz” diyordun. Tükenmiştin artık.
Oysa bilmiyordun ki ben, senin bir nefesine, bir bakışına bu ömrümü feda etmeye çoktan razı olmuştum.
Ama olmadı. Beni her gördüğünde daha çok üzüldün. Seni, içine düştüğün umutsuzluk kuyularından bir türlü çıkaramadım. Ben çabaladıkça sen daha diplere sakladın kendini. Benden gizlendin. Eve her gelişim, yaralarını deşişim oldu. Aklınca bana ters davrandın, senden soğur, bırakırım sandın. Ama aldandın! Özünü unuttuğumu sandın.
Onca doğan güneş evimizdeki karanlığa hiç değmedi. Sen kökü kesilmiş gül gibi soldun, eridin gittin. Seni gördükçe ben bittim. Bana çıkar yol bırakmadın. Kalbimi sen de, acımı içimde alıp, çaresizce gittim.
Senden sonra, ne pırıltılı bahar sabahları oldu, ne ruhum mutluluğu buldu. Senden sonra hiç kimseyi de sevmedim ben. Hiç kimse senin ışığında parlayamadı. Parlayacak ışıkta aramadım zaten.
Dostlarım söyledi; saatlerce camın önünde durup dışarı bakıyormuşsun. Kalbinde beni, titreyen dudaklarında ismimi, sayıklıyormuşsun.
Farksız mıydım sanıyordun? Ben, geceleri seninde aynı yıldızlara bakma ihtimalinle gökyüzüne bakıp avunuyordum hep. Her gece, dinmeyen hasretinle resmine bakıp, saatlerce konuşuyor, rüyalarımda sana sarılıp hıçkıra hıçkıra ağlıyordum.
Sürekli içimden“Neden? Neden beni zorla kendinden uzaklaştırdın? Diyordum. Acımdan, kızgınlığımdan sana “Sen aptalsın, ahmaksın, kalpsizsin” diyordum. Ama, sen asla öyle değildin, biliyordum. Sen bu kötü sıfatlardan hiç biri değildin. Sen melektin. Sen canımdın, iki gözümdün. Cennet’ten hediyemdin.
Sana defalarca ulaşmaya çalıştım. Kapılarında sabahladım. Beni hep engelledin. Kendini bana sır ettin. Kederden çöküp gitmiştin, görüp, üzüleyim istemedin.
Ve sen, benim baharım, aşkım, bir tanem… Bir sabah vakti kurumuş bedeninle sessizce göçüp gittin bu alemden. Ardında, yarım kalan hayallerimizdi, bana acı hatıra olarak kalan senden.
Senden sonra, benim, sokaklarda, köprü altlarında gülerek dolaştığımı görenler ardından delirdiğimi sandılar.
Oysa yanıldılar, perişan, derbeder halime aldandılar.
Ben biliyordum ki sen cennete ellerini açıp kavuşmamız için hep dua ediyordun. Yüce Allah birbirini bu kadar sevenleri kavuştururdu elbet. İşte ben buna sevinip, bunun mutluluğuyla gülüyordum.
YORUMLAR
Offffff.... Zaten duygusalım, okurken kurgu olsun inşallah dedim. Ama yorumlardan kurgu olmadığını okudum. İçim bir başka acıdı...
Siz de o kadar güzel kaleme almışsınız ki...
Sizin kaleminizi, sayfanızı seviyorum.
Siz yazın, biz okuyalım. Hüzün de olsa, hepsi hayatlarımızdan birer kesit...
Sevgi ve saygı ile
Mustafa Sakarya
Mustafa bey tebrikler, duygu yönü çok ağır basan bir aşk hikayesi okudum.
Böyle aşklar sadece kitaplarda kaldı diyorduk, gerçeğinde de az da olsa bulunuyormuş demek,saygılar.
Mustafa Sakarya
Mustafa Bey yazılarınz hafızamıza yer ediyor. Çünkü gerçekten duyguyu tam verebiliyorsunuz bu da güzel ve usta bir kalem olduğunuzu gösteriyor. Teşekkürler paylaşımınız için. Saygı ve selamlarımla...
Mustafa Sakarya
gözlerim doldu be kardeşim
canan hanım gerçekmi kurgumu anlamadım demiş
gerçek te olsa kurguda olsa çok güzeldi...
kalem usta olunca okuma zevki dahada güzellwşiyor
ellerine emeğine sağlık kardeşim
her dem sevgi ve saygımla.
Mustafa Sakarya
gÜNÜMÜZDE HALA BÖYLE AŞKIN OLMASI,TOPLUMUN AYAKTA DURDUĞUNU GÖSTERİYOR.AŞKSIZ HİÇ BİR ŞEYİN TADI YOK ÇÜNKÜ...
BAŞARILI BİR KALEM.USTA BİR YAZAR.DUYGULANDIM.GÖZLERİM NEMLENDİ.
TEBRİKLER,MUSTAFA BEY.
SELAMLAR...
Mustafa Sakarya
Yine hüzünlü bir hikayeydi Mustafa Bey. Bu şekilde sevgi var mıdır artık bilemiyorum ama vardır mutlaka. Güzel ve akıcıydı her zamanki gibi. Tebrik ediyorum.
Mustafa Sakarya
Kıymetli yorumunuz için çok teşekkürler Nermin Hanım.
çok hüzünlü gerçek mi ama kurgu mu anlayamadım ,umarım kurgudur..
kutllarım...sevgiler..