- 541 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Son Anında Aşk...
"Bederyâ der menafi bişümarets Eğer hahi selamet derkenarest" Hz.Pîr(K.S.)
Deryadan faydalar çoksada eğer sen selamet istersen kerdeşim o deryanın içinde değil kenarındadır. Ellerim titriyor. Kalbim huzursuz. Her an ağlamaklıyım. Gözyaşlarınızla ifade bulacak manaları kelimelerle anlatmak ne kadar zor. Hiç bir kab içimdeki hüznü saklayamaz. Dar gelir. Vucüdunuza saplanmış bir hançer vardır. Ve soluk alış verişleriniz gittikçe kararsızlaşmakta, ve siz son anlarınızı yaşamaktasınızdır. Geleceğe dair hiç bir tasavvur barındırmaz zihniniz. çünkü onu yitirmekte olduğunuzun farkındasınızdır. ne düşüneceğinizi bilemezsiniz ama hissiyatınız buna mukabil o kadar berraktır ki. Tatmakta olduğunuz duygu kaybediş, kopuş ve bir bilinmezin verdiği korku ve heyecan. Kalbiniz o an o derece yoğundur ki hissiyatla,belki hançerin verdiği ızdırabı hissetmezsiniz bu yoğunlukta. Vucudünüz soğumaya başlar. elleriniz ve ayaklarınız buz kesilir. Yaranız devamlı kanama içindedir. Soğuk buz gibi bir hançer saplı dururken bağrınızda, soğumaya başlıyor vucüdunuz. İrkilmeler, titremeler sizi hep o anın yaklaştığını haber vermekte. Genede ne zaman öleceğinizi bilemiyorsunuz. Gerçekten ellerinizden kayıp gitmekte olan hayatı nasıl karşılıyorsunuz? İçinizde bir hüzünde var ama kim için duyulduğu belli değil. Kendiniz için mi? Yoksa sevdikleriniz için mi? Şairler ölümü sevgiliden ayrılmak olarak tanımlıyorlar. Aşıklar sevgiliye varmak. Varış mı kaybediş midir ölüm? Varış mı yitiriş mi? Nasıl bir inanca sahipsiniz ve sizi ölümünüzle ne beklemekte. İşte yine bir titreme nöbetine yakalandınız. Soğuk damarlarınızı dolaşıyor sanki. Halbuki alnınızdan damla damla ter akmakta. Isı kaybediyorsunuz, kan kaybediyorsunuz, yaşamınızı kaybediyorsunuz. Tanrı aşkına kazancınız nedir ki? Nasıl bir inanca sahipsiniz? Hayatta artık siz bu aşamada olmadığınız için hayat sizden bağımsız bir olgu olmak durumunda, yani siz hayatla ölüm arasındaki o uzun ve kısacık yolda ilerlemekteyken ne hayata ait bir varlıksızınızdır ne ölüme. İşte o kısacık an bizim anlatmaya çalıştığımız.
Bu anı gerçekten düşünmüş müydünüz? Ne yapılabilir şu an içinde? elbette bir belirsizlik hissiyatı var içinizde. Hiç bir şey bilmiyorsunuz? Aslında bilmeniz gereken en önemli bir mevzuda hiç bir şey öğrenmemişsiniz. Korkuda var. Sevinçte. Sevinç yeni bir bilinmeyenin belirsizliği. Korkuda aynı durumdan kaynaklanıyor. İşte gönlünüz bu zıtlıklar tezahüründe gidip gidip geliyor. onun için vucüdünüz şiddetle soğurken alnınızdan ter akıyor. Onun için ölümle hayat arasında bir yerlerdesiniz zaten. Her şeyin zıt bir gelgitten ibaret olduğunu işte o an anlıyorsunuz. Aynı kutuplar birbirine iterken, zıt kutupların çekimine şahit oluyorsunuz. Sonra anlıyorsunuz ki hayatınızda aslında hep bunu yaptınız. Oradan oraya avare bir rüzgarla savrulmaktan başka hiç bir şey yapmadınız. Yaptıklarınız ve yapmadıklarınızda aynı zıtlığın konusu. O derece harab ve bitab hissediyorsunuz ki kendinizi parmaklarınızı bile kıpırdarmakta zorlanıyorsunuz. Hareket kabiliyetinden artık yoksunsunuz. Eğer şu an içinde kendi gözlerinize bakabilseydiniz o muhteşem canlılık belirtisi parlaklığın solmakta olduğunu anlayacaktınız.Bu sizi gerçekten korkutabilirdi. Zihniniz boşaldı artık. Göz kapaklarınız ağırlaşıyor. Hareket edemiyorsunuz. Soğuk ve karanlık. Bu anı başka tarif edecek kelimeler yok. Düşünce yetinizide kaybediyorsunuz, birisi sizin fişinizi çekmiş olmalı. kaybediyorsunuz, kaybediliyorsunuz, ve aslında bu kimsenin umrunda değil. O an yalnızsınız, yalnızlığın soğuk ve karanlık yüzüyle başbaşa kalıyorsunuz. kaybediş,yitiriş. Sanırım sizin bu durumunuza ağlamaktan başka yapılacak bir merhamet gösterisi olamazdı. İşte o kısacık anda, o belki bir saniye aralığında, son bir yalazlanma misali sönmekte olan bir ateş gibi, aklınıza "O" geliyorsa kardeşim, "O"nu bir an gözünüzün önünde bütün güzelliğiyle hayal ediyorsanız, ve hayatınızın en içten ve samimi ama bir o kadar ızdırab dolu gülümsemesiyle tanışıyorsanız, son anınızda eğer "O"nu düşünüyorsanız, siz aşıksınız kardeşim hemde gerçek bir aşıksınız ve sizin ölümünüz asla bir çaresizlik ölümü değil kahramanca bir savaştan sonra gururlu göğsünden vurulmuş bir cengaverin abidevi ölümü gibi bir ölüm. Bunu başkalarının bilmesine gerek yok inanın buna. Siz, ben ve "O" biliyorsa başkalarının bilmesine gerek yok inanın buna. Sizin destanınız bir tek yitirilmiş anda cereyan etsede, siz yine bir ölümsüz aşık bir ölümsüz aşk olacaksınız inanın buna...