- 2421 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Karacaoğlan’ın Torunu:Mustafa Emre
Karacaoğlan’ın Torunu:
Mustafa Emre
Adana ve Çukurova sanatın her alanında olduğu gibi şair, şiir ve aşılar açısından da bereketli olagelmiştir.
Karacaoğlan’ı, Dadaloğlu’nu yetiştiren bu topraklar günümüzde de onlara layık ozanlar yetiştirmekte.
Bu ozanlarımızın başında elbette Mustafa Emre gelmektedir.
Mustafa Emre; Karacaoğlan, Dadaloğlu’ndan Fazıl Hüsnü Dağlarca, Aşık Ferahi, Aşık Mahmut Taşkaya, Aşık Haydar Aslan, Nihat Ziyalan’a uzanan Çukurova’nın bereketli toprakları gibi bol ürün veren şiir emekçilerini son temsilcileri arasında ayrıcalıklı bir yere sahiptir.
Mustafa Emre’nin dizelerinde Karacaoğlan’dan gelen aşkın esintisini, Dadaloğlu’ndan gelen isyanın izlerini görmek mümkün.
Mustafa Emre’yi okurken buram buram Çukurova kokusunu hissetmemek mümkün değil.
Her dizesinde Adana ve Çukurova’yı soluduğunuzu hissedersiniz.
Onun dizelerinde Adana ve Çukurova’da gezindiğiniz duygusuna kapılırsınız.
Tıpkı, “Geçsek Demirköprü’den bir yaralı serçe” dizesinde, her Adanalı’nın anılarında büyük yer edinen Demirköprü ve Köprüden Seyhan’ın sahillerinin güzelliği hafızalarda bir kez daha canlanması gibi.
Tıpkı, “Gün nasıl inerse göçebe çadırına usul usul” dizesiyle Toroslar’da göçer obasında kendimizi bulduğumuz; “Selamsın Taşköprü’den oyalı mendil” dizesiyle kendimizi Taşköprü’nün üstünde bulup, tarihin derinliklerinde düşsel seyahata çıktığımız gibi.
Kendini Çukurova’ya adayan bir Mustafa Emre olarak geçmişle günümüz arasında önemli bir köprü oldu. Araştırmalarını, derlemelerini, tespitlerini düşündüklerini 11 kitapta toplayarak toplumun hizmetine sundu. Önce Çukurovalı şairleri, sonra Çukurova için yazılmış şiirleri topladı. Bu çalışmalarıyla Çukurova’da önemli bir eksikliği tamamladı. Örneği görülmemiş çalışmalar yaparak bir ilk olmaya özen gösterdi.
Duru Türkçesiyle, sağlam imgeleriye, her dizesinde bizi başka bir aleme sürükleyen, şiirin emekçisi Mustafa Emre, tüm ozanların her şeyden önce Türkçe’yi önemsemesi ve kavraması; bir dil bilinci ve duyarlığı geliştirmesi gerektiğini vurgularken, duru Türkçe konusundaki hassasiyetini net bir şekilde ortaya koymaktadır.
Türk Milleti ve şairleri olarak zengin bir birikimimiz olduğuna dikkati çeken Mustafa Emre’nin bundan yararlanmamız gerektiği, bunun için de divan, halk ve çağdaş şiirlerimizi ve şairlerimizi öğrenmemiz gerektiği yolundaki görüşleri genç ozanlarımız için adeta rehber özelliği taşımaktadır.
Şu söyledikleri, bence, tüm genç şairlerimize örnek olmalıdır:
“ Divan edebiyatından Seyh Galip, Baki Nazif, Fuzuli, Nabi, Şehülislam Yahya, Eşrefoğlu, Halk şiirinden, Karacaoğlan, Dadaloğlu, Yunus Emre, Pir Sultan Abdal, Nesimi, şık Veysel, Gündeşlioğlu gibi şairler mutlaka okunup değerlendirilmelidir.
Çağdaş şairlerimize gelince Ahmet Haşim, Yahya Kemal Beyatlı, Necip Fazıl Kısakürek, Ahmet Mühip Dıranas, Nazım Hikmet, Ahmet Hamdi Tanpınar, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Attila İlhan, Cahit Sıtkı Tarancı, Cahit Külebi, Bedri Rahmi Eyuboğlu, Oktay Fıfat, Orhan Veli, Melih Cevdet Anday, İlhan Berk, Cemal Süreyya, Edip Cansever, Turgut Uyar, Hilmi Yavuz, Ataol Behramoğlu, Ali Yücel, Ali Püsküllüoğlu gibi şairlerimizi okumalı,üzerinde düşünülmelidir. Bu şairler ne yazmıştır, nasıl yazmıştır? O günün ve bu günün koşulları düşünülerek değerlendirilmelidir. Bu arada dünya şiirine uzak kalmamalı.”
MUSTAFA EMRE KİMDİR?
Adana’nın en üretken ozanlarından biri olan Mustafa Emre, Adana’da 1959 yılında doğdu. AÜ İşletme Fakültesi’ni bitirdi. Özel ve kamu kurumlarında görev yaptı. Tiyatroculuk, gazetecilik, yayıncılık dallarında çalıştı. Şiir ve yazıları ile birçok gazete ve dergide yer aldı.
Şiir, öykü yarışmalarında ödüller kazandı. Arkadaşları ile kültür-sanat dergileri çıkardı. Şiir, çocuk şiiri, öykü, derleme kitapları yayımlandı. Kültür-sanat derneklerinde görevler üstlenerek çeşitli etkinlikler düzenledi. Adana’da yaşamakta, kültür-sanat dergisi Turunç’un Yayın Yönetmenliğini sürdürmektedir.
Bir çok ödüle layık görülen Mustafa Emre’nin yayınlanmış kitapları şunlardır:
1-Özlemin İkinci Sesi / Şiir ( Akdeniz Yayınları-1985)
2-Geçmişten Geleceğe Çukurova’da Şiir / Araştırma- İnceleme
(Altınkoza Yayınları-1994, 2 cilt, 1080 sayfa)
3-Göçebe Bulut / Şiir (Yeryüzü Yayınları- 1997)
4-Ağır Yolcu /Şiir (Altınkoza Yayınları -2000)
(Altınkoza En İyi Şiir Dosyası Ödülü – 1995)
5-Gerçeğin Gölgesinde / Öykü (Eylül Yayınları – 2002)
(Güneyli Çocuk öyküsüyle Altınkoza Film Öyküsü Ödülü-1997
6-Barış Ekmeği adlı öyküsüyle Hacıbektaş Öykü Ödülü -2002)
7-Dünden Bugüne Çukurova Şiirleri / Araştırma İnceleme
(Altınkoza Yayınları -2004 Büyük boy 664 sayfa)
8-Yeryüzü Şiirleri (Yeryüzü Yayınları – 2004)
9-Sevginin Günlüğü / Çocuk Şiirleri ( Lions Yayınları -2006)
10-Can Buğusu / Şiir (Ebru Kültür Sanat Yayınları – 2007)
11-Bir Mavi Aydınlık - Mehmet Aydın, Yaşamı Sanatı, Hazırlayan: Mustafa Emre
KAZANDIĞI ÖDÜLLER
1-Altınkoza Şiir Yarışması En İyi Şiir Ödülü -1994
(Yitik Ozanlar Ağıdı adlı şiiri ile)
Bir sestiniz, Yürek sesi serçe sesi, Nereye estiniz, Nerede sustunuz, Ah bir ses eksik şimdi,Bir, çiçektiniz, Anı çiçeği düş çiçeği, Nerelerde açtınız, Nerelerde soldunuz, Ah bir çiçek eksik şimdi, Bir buluttunuz, Sarı bulut mor bulut, Nereden uçtunuz,Nereye kondunuz, Ah bir bulut eksik şimdi, Bir yürektiniz, Dost yüreği kardeş yüreği, Nerelere vurdunuz, Nerelerde durdunuz, Ah bir yürek eksik şimdi, Bir gülüştünüz, Sevgi gülüşü gönül işi, Nereye sıkıştınız, Nerede gülüşünüz, Ah kaç gülüş yok şimdi, Bir yeldiniz , Gecelerde seherlerde hani, Nerelerden geçtiniz, Hangi bozkırda yittiniz, Ah hangi yel yok şimdi.
2-Sabri Altınel Şiir Yarışması Övgüye Değer Ozan Ödülü -1995
(Süvegen adlı şiir dosyası ile)
3-Tömer Şiir Yarışması Birincilik Ödülü
(Bir Şubat Sabahı adlı şiiri ile)
Dizeler dökebilir miyim bakır tavında, Korla suyun akışında direşken dizeler, Parçası sevda olsun damlası umut, Sesi çakıllardan ipeklere ulaşan tanyeli, Gülüşü çocuk düşlerinde bayram yeri, Ki en çok süt buğusu yüzlere yakışır, Ah çalabilsem ezgisini ağız mızıkasıyla, Ağır ve, ince bir sevda olsun taşıdığım, Dertli isem yanmam bir avuç korda, ‘Dost olan sarar yaralarımı’ hey canım, Yaşamayı anlarım ‘kayayı delen incir’den, Türkülerim gelir geçer bulutlarımla, Pamuktan buğdaydan süzülen tenlerce.
Yolun açık olsun Mustafa Emre, nice paylaşımlara.
Münevver Düver-01.05.2010
Araştırmacı, Yazar
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.