- 746 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
LEĞEN
LEĞEN
O sabah aklımdan zorum varmış gibi erkenden uyandım.İzin günümdü aslında ama daha fazla duramamıştım yatakta, içimde psikopat bir kedi yumakla oynuyordu sanki.Sırtından tutup suya atasım geldi o kediyi.Daha sonra bunu çok saçma bularak vazgeçtim ve yatağımdan kalktım yavaşça.Uyku sersemi banyoya giderken serçe parmağımı odanın kapısının kenarına vurdum.Normalde olsa bir tekme daha atacakken o gün aksine çok sakindim.Güzel bir gün olacaktı, hiçbir şey keyfimi bozamazdı.Artık ona bu konuyu açmaya karar vermiştim.Banyoya gittim, güzel bir duş aldım,temizlendim paklandım.Kirlileri kire attım, yatağımı topladım.En güzel giysilerimi giydim, annemin yılbaşı hediyesi olan kıyamadığım parfümümü açtım ve üzerime boca ettim.Her şey mükemmel olmalıydı bugün.Hayatımda ilk defa 2-3 saatimi hazırlanmaya harcayınca , içime de sinmişti haliyle üstüm başım. “Kahvaltı günün en önemli öğünüdür” prensibiyle mutfağa gittim ve kendime bir paşa kahvaltısı hazırladım.O gün beni gören biri Oscar almaya gidiyorum sanırdı.Balımı , kaymağımı ,tahin pekmezimi , peynirimi , yumurtamı koydum.Bir de çay yaptım kendime.Güzelce besledim kendimi kendi ellerimle.Çayımı bitirince saatime baktım, bire geliyordu.Kalktım masayı topladım.Tabağa çanağa bir su tuttuktan sonra ceketimi alarak çıktım evden.İlkbahar olmasına rağmen bir yaz havası hakimdi sokaklara.Sıcağı görünce mayıştım keyfim iyice yerine geldi.Biliyordum bugün olacaktı bu iş.Otobüs durağına doğru yürürken sağda ilk gördüğüm pastaneye girerek şöyle ortaya karışık afili bir tatlı yaptırdım, paketlettim. “ İnsanların gönlünü hoş etmek lazım” diye düşündüm kendi kendime.İyi etmiştim tatlıyı almakla.Elimde poşetle dolmuş duraklarının olduğu yere doğru gittim.Biraz bekledikten sonra dolmuşum bomboş bir vaziyette geldi.Dolmamıştı.Bugün her şey yolunda gidiyordu, içimdeki kedi içime sığmıyordu.Saatime baktım, hayır geç kalmamıştım,zaten beni beklemiyordu.Ben düşüncelere dalmışken bir anda ineceğim yere geldiğimizi fark ettim ve şoföre seslenerek atladım dolmuştan aşağı.Üstümü başımı düzelttikten sonra, evine doğru yollandım.Kapıya geldiğimde üstümü tekrar düzeltme ihtiyacı duydum , sesimle birkaç deneme de yaptıktan sonra heyecanla kapıyı çaldım.Annesi açtı.Üstümde takım elbise ve elimde bir kutuyla beni görünce şaşırdı tabi kadıncağız haliyle.Ellerine baktım , ıslak ve köpüklüydü. “Bulaşık yıkıyordu herhalde” diye düşündüm.Bir anda kadının benden bir açıklama beklediğini anlayarak konuya girdim. “ Merhaba teyzeciğim Serkan’a bakmıştım ama ben yok mu evde?” diye sordum ve kafamı evden içeri uzatarak bakışlarımla Serkan’ı aradım. “Evde evladım evde, ben de tam onu yıkıyordum şimdi leğeni koydum da.Sen geç otur içeri ben onu yıkayıp yollarım” dedi.Demek elleri bu yüzden ıslaktı.Bu söz karşısında ne diyeceğimi bilemedim , sadece “Buydun teyzeciğim tatlı, ağzınız tatlansın” demekle yetindim.Teyze tem “Sağ ol evladım” derken içerden Serkan’ın boru gibi sesi yükseldi. “Hadi anne ya dondum burada, gözlerim de yandı zaten” diye bağırıyordu hayvanoğlu hayvan. “Tamam tamam geliyorum” diye bağırdı teyze ve bana dönüp “Ne yapıyım alıştı bana, ben olmayınca yıkanamıyor” dercesine mahçup bir bakış attı bana , sonra da gözden kayboldu.Evde salonu ararken Serkan’ın odasına girdim yanlışlıkla.Baktım Harry Potter’lı yatak örtüsünün üzerinde 1 metre bir Tweety peluşu var, “Kesin buna sarılıp yatıyordur bu ayı” diye düşünmekten alamadım kendimi.İçerden bir takım sesler gelince hemen çıktım odadan salonu bularak bir kanepenin üstüne kıvrıldım.Az sonra kapıdan 1.90’lık boyuyla Serkan girdi.Üzerinde Spider Man bornozu vardı , kafasını havluyla kuruladığı için henüz görmemişti beni.Annesi arkasından “Çıplak ayakla yerlere basma üşüteceksin sonra” diye bağırdı. “Tamam anneciğim” diye cevapladı hayvan herif boru gibi sesiyle.Resmen 1.90 boyunda 110 kilo bir ana kuzusu duruyordu şu an karşımda.Beni görünce şeytan görmüşe döndü bir an.Kendini toparlayınca: “Ne işin var senin burada?” diye sesini yükseltti. “Hayırlı bir işin için geldim Serkan asabileşme , gel otur şuraya asam gibi iki çift laf edelim.” Dedim sakin olmaya çalışarak.Tam “ Ne hayırlısı işi lan” diye çıkışacakken elinde tatlı tabaklarıyla annesi geldi. “Hadi evladım tatlı yiyin tatlı konuşun” dedi.Serkan annesini görünce bi yumuşadı , muhallebi kıvamına geldi.Annesi çıkınca fırsat bu fırsat diyerek yükselttim gerilimi.“Bak Serkan” dedim “Bilirsin senden zerre haz etmem.Zaten benim işim seninle değil.Sibel’e karşı olan duygularımı biliyorsun.” İşte 2 gündür hayalini kurduğum teklifi yapmanın zamanı gelmişti.Kalbim hızlanmıştı.Bu arada baktım Serkan leblebi gibi götürüyordu tatlıları. “Sibel’e karşı olan duygularımı biliyorsun” diye devam ettim. “Eee siz de 2 yıldır çıkıyorsunuz Sibel’le.Yeter artık be kardeşim koskoca 2 yıl.Şiştim yemin ediyorum.Ne uzun soluklu ilişki insanıymışsın sen.Bıktım oğlum 2 yıldır.Bak sen çok çıktın.Siz şimdi ayrılın biraz da ben çıkıyım hevesimi alınca veririm lan geri , vallaha” dedim.Baktım kafasını tatlıdan çıkarmış bana bakıyor.Bir anda elindeki çatalı havaya kaldırarak “Ne diyorsun ulan sen siboooopp” diye bağırmaya başladı anasının kuzusu Serkan.İyice sinirlerim tepeme çıkmıştı , üstündeki Spider Man’li bornoza bakmadan ahkam kesiyordu bana. “Ya Serkan” dedim. “Sen onu bunu bırak da gelmişsin 26 yaşına , öküz gibi adam olmuşsun hala annene yıkatıyorsun kendini leğende.Ne iş oğlum?” dedim, bozuldu.Biraz sesi çıkmayınca iyice üstüne gitmeye karar verdim “Lan bana bak” dedim tehditkar bir havayla. “Sibel’i bana bırakmazsan adını çıkarırım oğlum senin alemde ana kuzusu diye,gördüklerimi bir bir anlatırım.Kahveden içeri adam atamazsın bir daha.” Diye yaptım atarımı.Heyecanla ayağa kalkıp ortalığı dağıttığımı fark ettim konuşmam bitince.Arkamı döndüğümde Serkan’ı yastığa sarılmış ağlarken buldum. Bir yandan da “Seni anneme söyliyceeeemm” diye bir şeyler mırıldanıyordu.Dev gibi adamı öyle karşımda görünce bir kötü oldum.Tam eğilip teselli edecekken içeriden annesi geldi, “Noluyo burada?” diye bağırdı yırtıcı sesiyle.Serkan eliyle beni işaret edince kadının anaçlığı tuttu.İçgüdülerim tehlikede olduğumu söylüyordu.Kadın ayağından terliği çıkardığı gibi beni evin içinde dört döndürdü.En son salonun kapısından çıkarken Serkan’ın oturmuş ağlar bir vaziyette resmini çektim 5 megapiksel cep telefonumla.Bornozunun deseni gözüksün diye de ayrı özen gösterdim.Kaçarken mutfağa uğrayıp yarım kalan tatlı kutumu geri aldım ve arkamdan fırlayan bir terlikle apartmana attım kendimi.Bu bir anne terliğiydi.Kafamı kaldırdığımda “Bir daha gelme buraya , annene söylerim seni kötü çocuk” diye beni azarlayan Serkan’ın annesini gördüm.O günün anısında terliği cebime atarak kendimi sokağa attım.Bir süre koştuktan sonra elimdeki tatlının şerbetinin kutudan akıp şıp şıp damladığını fark ettim.Hemen bir banka oturarak açtım kutuyu ve ellerimle yemeye başladım tatlıyı.Bitirince kutuyu bankta bırakarak 50 metre ilerideki camiye girdim,ellerimi yıkadım.Hava güzeldi, güneş daha da yükselmişti tepede.Keyfim yerindeydi.İçimde bir rakibi daha egale etmenin sevinci vardı.
28.01.2010
YORUMLAR
:D teşekkürler yorumlarınız için :D du bakali nolcak :D
aziz nesin'in hikayesindeki gibi "Allah, Allah du bakali leğenden ne çıkacak" diye diye sonuna kadar okudum. çıka çıka serkan çıktı:) abartıda biraz doz aşımı olsa da anlatımı dili çok çok güzel bir öykü. üstelik cesur, vizyonu geniş, eğlenceli.. keyifle okudum. az da criminal olsaymış "poe" kokuyor diyecektim.
nedense serkan'da recep ivedik hissi geldi bana. tebrikler...