- 462 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
DERME ÇATMA
Alışmışım bir kere rastgele yaşamaya, düzen tutmaz artık. Oysa yaşamım hep saatlerle bölümlendirilmiştir; güya. Ama nerde??? Hiçbir şey zamanında olmaz, alışkanlık edinmiş hayatım düzensizliği ve o düzensizlik içinde bir düzen hasıl olmuştur artık. Nötrleştirmeyi becermişim düzensizliklerime düzen vermek suretiyle.
Kalkışlarım düzensizdir önce, bazen saat 6.00 oldumu zıpkın gibi dikilirim ayağa bazen 10.00 u umursamam; onlarca işi bir kenara atarak uyumaya devam ederim. Kahvaltı aklıma geldiğinde, öğle yemeği akşama doğru akşam yemeği unutmazsam geceye doğru. Sigarayı bırakırım, ama bir süre bıraktığımı bile unuturum. Bazen de içmeyi unuturum günlerce.
Aşklarım vardır; tam şıpsevdi tarzında. Ama ya evliliğim, evet evliyim ve herşey yolunda ama işte her doğan gün yeni aşklarla doğar içimde. Yaşanmayan, yaşanamayacak aşklar.
Yazdığım yazı ve şiirler ise kah oğlanın ressamlık denemelerinin kurbanı olur kah ayakkabılık, mutfak, kiler gibi alakasız yerleri mesken eyler. Bach tan sonra Orhan Gencebay, sonra Zeki Müren ve arkasından sanırım Pink mp3 ümdeki sıralamam.
Alışmışım derme çatma yaşamaya. Ama taviz veremediğim bir yer var, istesem de veremedim bir türlü. İşim.... Neden tercih ettiğimi anlamakta zorlandığım mesleğim ile ilgili konularda kendime bile taviz veremiyorum. Bir de onu becerebilseydim; herşey tastamam olacaktı. Keşkelerde kaybediyor aklımı, derme çatmalağımı baltalıyor işte. İnanın ki ekmek kavgası falan değil nedeni. Sanırım Pavlovun Köpekleri gibi şartlanmışlık içindeyim. Ferrarisini satan bilge öyküsünden uzak olsam da atamağım bir yafta üstüme yıkılıp kalan; hukuk. Hukuksuzluğun daha çok itibar gördüğü bir atmosferde hukukçu olmayı yeğledim; hangi akla uydumsa artık.
Neticede derme çatma yaşamaktayım velakin elalemin derdi seni mi gerdi mesleği dışında olmak üzere...