Beyaz Balina

• 27 Mayıs 2010 Perşembe 22:06:27

Çeşitli haber kanallarından izlediğimiz ve takip ettiğimiz kadarıyla Türkiye’den 3, Yunanistan’dan 1, İrlanda’dan 1, İngiltere’den 2, Cezayir’den 1 ve Kuveyt’ten de 1 olmak üzere toplam 9 gemiden oluşan ve adına da Hılfül Fudül diyebileceğimiz bir yardım filosu, Allah’ın izniyle bu gece saat 24,00 sularında Antalya limanından hareket edip Gazze limanına doğru süzüle süzüle yol almaya başlayacaktır.

İHH yardım kuruluşunun teşkilatlandırdığı böyle bir oluşum elbette ki ezilen, hor görülen, üzerine fosfor yağdırılan bir kent ve toplumu yeniden inşa etmek ve onlara refah sağlamak amacıyla yapılan bir düzenlemedir. Nitekim ki bu düzenlemenin tek amacı, oradaki ayakkabısız çocuğa ayakkabı, ekmeksiz kadına ekmek ve ilaçsız insana ilaç taşıyabilmektir.

İçerisinde kesinlikle herhangi bir silah, barut veya mühimmat bulunmayan böyle bir yardım filosuna engel olmak, müdahale etmek veya taşkınca davranışlar sergileyerek onları alabora etmek, elbette ki İsa (as), Musa(as) ve Muhammed(as)’ın peygamberliğine inanan hiçbir insanın yapmayacağı bir davranış şekli değildir.

Her ne kadar İsrail devletiyle ilgili bazı dedikodular daha henüz şimdiden dünya kamuoyuna yansımış olsa bile umudumuz ve inancımız kesinlikle böyle bir şeyin olmayacağı yönündedir.

Yakın geçmişte Filistin kanadından bazı yöneticilerin yaptığı hatalar ya da İsrail hükümetince uygulanan bazı yanlışlar, her ne kadar bu iki ülke arasında büyük gerginliklere ve haddi aşıcı tavırlara sebep oldu ise de artık zaman bu hataları düzeltme ve inadına barış güvercinlerini uçurtma zamanıdır.

Hepimizin bildiği şekliyle tüm semavi dinlerin ortak noktası tek bir Allah inancıdır. Dolayısıyla buradan yola çıkarak şunu irdelemeliyiz ki Allah inancında mazluma yardım etmek ve onun sıkıntısını gidermek kesinlikle her insanın görevidir. Yahudi, Hıristiyan ya da Müslüman yani bu üçlü organizasyon, artık hiç vakit kaybetmeden kardeş olmak ve Allah davasını hep birlikte omuzlanmak zorundadırlar. Zira her hangi bir Yahudi’nin en ufak bir sıkıntısı, Müslüman’ın da sıkıntısı olmalı ve yine aynı şekilde bir Müslüman’ın sıkıntısı, Hıristiyan’ın da sıkıntısı olmalıdır. Çünkü Allah inancına sahip olan her insan kesinlikle kardeştir.

Ve şu objektif hakikat de herkesçe kabul edilmelidir ki şayet şu içinde bulunduğumuz zaman diliminde İsa(as), Musa (as) veya Muhammed(as) yaşıyor olsaydı kesinlikle o yardın filosunun içinde olur veya böyle bir yardım filosunun desteğinde bulunurdu. Bu noktadan yola çıkarak herkesi sağduyulu, adil ve insancıl olmaya çağırıyorum.

Dileğimiz odur ki bu yardım filosuyla ilgili herhangi bir gerginlik yaşanmasın ve aşırılıklardan uzak bir senaryoyla sadece amaçlanan düşünce yerine getirilsin.

Selam ve Dua ile…

Mehmet Akif UÇAR