umutlu yarınlar
UMUTLU YARINLAR...
Acılı ve sancılı bir giriş yapıcam...
Hayat; basit, acımasız, iç acıtıcı ve yaşanılmaz. insanoğlu hem hayatta çekiyor hemde hayatta yaptıklarından dolayı ahirette... Bu ne bitmez karmaşa bu ne bitmez bir kaos bu ne bitmez acı.. Tanrım yokmu bunun bir ilacı? Neyin vebali bu? kimin günahı?
Gece; sessizliğin içinde ve acının bitmez çığlığında uyuyan şehirin karanlık ahengi...
Gündüz; yaratıkların uyandığı ve o güzelim tabiatı kirlettiği saat dilimi... Yazık! çok yazık! insan insandan korkar olduk, birbirimizin yüreğini acıtmaktan zevk alır olduk. Bu nasıl bir düzendir bu nasıl bir yürek çırpınışıdır bu nasıl bir çırpınırken batmaktır... anlamıyorum! gözümüz öyle bir dönmüş ki artık birbirimize acımasızca kıyar olduk, en önemlisi kendimize kıyar olduk, darağacında sallandırmaya kendi yüreğimizden başlıyoruz geriye kalanların kayıbı kolay olur oldu bize...Bugün içim çok dolu aslında yazılacak o kadar çok şey var ki ama ne yazsam nafile... boşuna daha fazla doldurmayacağım bunlarlar yazımı doldurup yorulmayacağım çünkü yazsamda bir önemi olmayacak. Herkes bildiğini okuyacak. O yüzden izliyorum sadece... gördükçe üzülüyorum... üzüldükçe çaresizliğim dahada kuyulaşıp derinleşiyor...
Evet yine polyannacılık oynamaya devam edelim ve şöyle diyelim, ne olursa olsun hayat yaşamaya değer yaşanır kıldığın müddetçe zaten yaşanır kılmaktan başka da şansın yok... iyi yarınlara diyerek bitirmek isterdim bu yazıyı ama üzgünüm "iyi yarın" diye bir şey yok! olmayacakta! Üzgünüm her sabah kalktığında yine savaş, yine bir düş yıkımı, yine yüzlerce göç ve sayısız sevgisizlik o yüzden şöyle diyorum ve sende söyle "Umutlu yarınlara" herşeyin ortasında kirlenmeyen tek sözcüktür "umut" o yüzden umutlu yarınlarda görüşme umuduyla...
Hoşçakal
Ekim 2008
YORUMLAR
Hayat ne şekilde olursa olsun; acı veya kötü hep onun gönüllü hizmetçisi değil miyiz?
Gece aslında karanlık değil lakin karanlığı bir pusu veya bir sis ardında yoketmelik planları yapıldığı en müsait anlardır, gündüzleri ise insanın artık gazaba geldiği ve sabırsızlık anların çatladığı kaossal bir ortamın insanı dehşete düşüren belirtileri gözlemlenebilir hale geldiğidir.
Ve yazının sonuç bölümünde "Umut" denilmiş... Acı ama gerçek umut artık insanı uyutan bir uykuluk halidir. Ben de çok şiirlerimde umut aşılamışım ve dilemişim okurlarıma fakat işin gerçek boyutu maneviyatır(manevi değerlerin yokolduğu bir yerlerde)
Çünkü umudun tanımını yapamamın acizliği içindeyiz veya umutlarımız hep çalındığındandır... Ne de olsa "UMUT FAKİRİN EKMEĞİ demiş büyüklerimiz, bana klişe bir söz gibi geliyor artık. Galiba tüm karamsarlığım üstümde bugün; sanılabilir...
Şair özdemir asaf'ın dizelerinde dediği gibi "bütün renkler kirlendi,birinciliği ona(beyaza) verdiler." düşünün renklerimiz bile kirlenebiliyorsa...
Yürekten kutladım
HOŞ GELDİNİZ
Selam ve saygılarımla
Sende hoscakal DIYARBAKIR li... bu ne sitemdir boyle...
Umut herseyin ortasinda tek kirlenmeyen sozcuk oyle ama ya umutlar da biterse...Onunda bittigi yerler vardir...
Ki ayrica yazinda micaM etmicem gibi kelimeler kullanmissin ki edebi bir yazi yaziyorsan bunlari kullanma...
YENI ZELANDA DAN SELAMLAR HEMSEHRIME...
Amede selamlar...