YORUMLAR
‘Yönetici olmak, baş olmak, büyük olmak nedir ve nasıl olunur; zamanımızın küçük beyinli, ufuksuz, dar görüşlü yönetici heveslileri de keşke bu antik kütüphaneye gelseler ve benim gibi üç boyutlu bu trans ortamına girebilip, gerçekleri de görüp ve öğrenip dışarı çıksalardı (!) Ah keşke, ama ne gezer; bu devirde kim kalkıp da tozlu raflardan kitap indirip okuyacak’ deyip, üç boyutlu ortamdan ve krallık tarihli dönemden bu güne, gerçek hayata geri döndüm…
Döndüm de, ne göreyim! 2010 yılının mayıs ayında, bir ülkenin büyük bir günlük gazetesinde bir başlık ve bir yazı: “ Kaza ve kaçınılmaz demek yetmiyor!”
Ülkenin saygın Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. yaptığı açıklamada “ Bu tip olayların yaşanmaması için daha çok tedbir alınmalıdır. Yaşanan üzücü olaylara kaza ve kaçınılmaz demek yetmiyor. Türkiye’de başta trafik ve maden kazaları olmak üzere çok acı olay var ve çoğunluğunda da insan hatası var. Önlem şarttır. “ dememiş mi!
Bütün okuyup öğrendiklerim boşa gitmesin mi! Eskide kalmış büyük başlara inancım sarsılmasın mı?
Bu günkü bilime ve mantıksal din’e ve gerçek din adamına inanacağıma, antik çağın karanlık dehlizlerinden çıkan mantık dışı yorumlara inanmamın bedeli işte!
Ne diyelim, oda benim kaderimmiş…
...
Çok güzel harika bir yazı
Çok saygılar