- 1005 Okunma
- 11 Yorum
- 0 Beğeni
YALANCI RENKLER.!.
Düşünüyorum ,düşünüyoruz.Bizden ne çok var.
Kendimizi bir garip. diğer insanları ise çok farklıymış gibi, anlamak istediğimiz gibi düşünüp algılıyoruz.
Oysaki düşüncelerimiz,yapmak istediklerimiz,istemediklerimiz,sevdiklerimiz ve sevmediklerimizle aslında bizler çok bize benziyoruz.
Misal:
Hiç kimse, yalandan hoşlanmaz.Ama günü gelip masum bir yalan söylediğinde arkasına sığındığı tek bir şey vardır."Beyaz bir yalan ne olmuş.ki".diye kendini savunmaya çalışır.
İyide sonuçta olmayan bir şeyi söylüyorsun ,benimi kandırıyorsun ,kendini mi,”haşa “Yaradan/ımı.
Hani sen yalan sevmezdin . Söyleyeni ise hiç sevmezdin.
O vakit yalanı sevmiyorum deme ,deki:”Ben beyaz yalan söylemeyi seviyorum de”,iyide o zaman insanların sana yaklaşımı nasıl olur bunu,da düşünüyorsun değil,mi.
İyide yalanın, beyazı ,pembesi,laciverti moru /damı oluyor,renklerine göre mi yalanlar,kim karar veriyor buna.Yalan yalandır.
Söylediğinde içini bir nebzede olsa sızlatıp ,vicdanının bir köşesindeki saklambaca devam etmek ve kendini kandırmak adına bir yalana daha gereksinim duyduğun da ,o zaman beyaz dediğin yalan,kirli ,lekeli,ve hiç masum olmayan bir paçavraya, döndüğünde ise, vicdanını dindirmek susturmak için bu sefer hangi rengin arkasına sığınacaksın ,geriye bir bak renk kaldı,mı diye.
Sığınma ! Korkmada!
Sırtından ateşler çıkartıp , ecel terleri döktüren bu işkenceye bir son ver artık.
Haydi itiraf et!
Söylediğin yalanları,gerçekleri itiraf etmek zor elbette ama bunu yaparsan, üzerinde taşıdığın karanlık dağ kütlesiyle sonsuza yürümene gerek kalmayacak.
Yorma artık kendini. Bunu yapabilirsin sende biliyorsun. Çok zor olacak elbette,ama kolay olan ne var ki.
Yıkımların olacak kendinle yüz yüze gelmelerin, işte o zaman hissedeceksin, Rabbinin seni izlediğini hiç bir vakit terk etmediğini . İşte o zaman pişman olup ağlayacaksın.
İçin kanayacak, içinde ki tüm zerrende senle ağlayacak.
Bırak ağlasın sakın susturma, bırak ta gözlerinin yeşiline kan bulaşsın.
Vicdansızlığının değil, vicdanının kanı çöreklensin, göz bebeklerine.
Belki bir zaman utanacaksın, bütün iplerin başkasının elindeymiş gibi , seni saf dışı ediyormuş gibi gelecek,bırakma sakın kendini ağlamayı sev.
Gülmeyle ,eğlenceyi seversen ömrün hep , yorgunluk ve bıkkınlık içinde geçer.
Acıyı, hüznü seversen ömrün güzellikler içinde geçer. Onunla yaşamayı bilmeliyiz.
Acıyı ne kadar seversen, senden uzaklaşır. Güzel tarafından bakmasını bilirsek , acının hiçte o kadar canımızı yakmadığını görürüz.
Günün ağlamayla geçti öyle değil mi. Ama geçti gülsen de geçecekti.
Ağlamanın verdiği sarhoşluktan hiç kalkmadan , deniz in deryasında bir kez daha ağla.
Sevinsin gönlünün gül bahçeleri ,sulansın yaşlarınla bir kez daha tomurcukları açsın gül ağaçlarının.
Bir günün sayfası daha böylece vuslata doğru adım adım kapandı.
Ve ıslanmış yastığına bir kez daha sıkıca ve huzurla yatmanın mutluluğunu yakaladı.
YORUMLAR
Ülviye Yaldızlıı
Ülviye Yaldızlıı
Sevinsin gönlünün gül bahçeleri ,sulansın yaşlarınla bir kez daha tomurcukları açsın gül ağaçlarının.
__________Harikaydı akıcı narin yürekten yazınızı beğenerek okudum..
Her satır haklı kendime düşen kadarını aldım.. Güzellikler seninle olsun,,
Sevgilerimle şairem,
Ülviye Yaldızlıı
Ülviye Yaldızlıı
yaa adı üstünde işte HÜRREM SULTAN bu...
sultanlığa yakışmış yazın arkadaşım...gerçekten almak isteyene gerçekten çok çok paydalar var...
kocamaaann sevgi ve kocamaaan dua bıraktım....
ömrün bereketli olsun SULATNIM....
Ülviye Yaldızlıı
Ülviye Yaldızlıı
İyide yalanın, beyazı ,pembesi,laciverti moru /damı oluyor,renklerine göre mi yalanlar,kim karar veriyor buna.Yalan yalandır.
Söylediğinde içini bir nebzede olsa sızlatıp ,vicdanının bir köşesindeki saklambaca devam etmek ve kendini kandırmak adına bir yalana daha gereksinim duyduğun da ,o zaman beyaz dediğin yalan,kirli ,lekeli,ve hiç masum olmayan bir paçavraya, döndüğünde ise, vicdanını dindirmek susturmak için bu sefer hangi rengin arkasına sığınacaksın ,geriye bir bak renk kaldı,mı diye.
Sığınma ! Korkmada!
Sırtından ateşler çıkartıp , ecel terleri döktüren bu işkenceye bir son ver artık.
Haydi itiraf et!
Söylediğin yalanları,gerçekleri itiraf etmek zor elbette ama bunu yaparsan, üzerinde taşıdığın karanlık dağ kütlesiyle sonsuza yürümene gerek kalmayacak.
Yorma artık kendini. Bunu yapabilirsin sende biliyorsun. Çok zor olacak elbette,ama kolay olan ne var ki.
Yıkımların olacak kendinle yüz yüze gelmelerin, işte o zaman hissedeceksin, Rabbinin seni izlediğini hiç bir vakit terk etmediğini . İşte o zaman pişman olup ağlayacaksın.
İçin kanayacak, içinde ki tüm zerrende senle ağlayacak.
Bırak ağlasın sakın susturma, bırak ta gözlerinin yeşiline kan bulaşsın.
Vicdansızlığının değil, vicdanının kanı çöreklensin, göz bebeklerine.
Belki bir zaman utanacaksın, bütün iplerin başkasının elindeymiş gibi , seni saf dışı ediyormuş gibi gelecek,bırakma sakın kendini ağlamayı sev.
Gülmeyle ,eğlenceyi seversen ömrün hep , yorgunluk ve bıkkınlık içinde geçer.
Acıyı, hüznü seversen ömrün güzellikler içinde geçer. Onunla yaşamayı bilmeliyiz.
Acıyı ne kadar seversen, senden uzaklaşır. Güzel tarafından bakmasını bilirsek , acının hiçte o kadar canımızı yakmadığını görürüz.
Günün ağlamayla geçti öyle değil mi. Ama geçti gülsen de geçecekti.
Hürrem hanım ; tebrik ederim o kadar güzel bir hayat dersiki, meyvesinden hem bu hayatta ve hemde öldükten sonrada faydalanılabilecek bir ağaç diktiniz. Yazı muhteşem , anlatım bir o kadar daha muhteşem. Teşekkürümüz belki bu yazınıza az gelir amma kabul buyurun.
En derin saygılarımla
Çok beğenerek okudum her bir satırını.. Hayat; insanlar, duygular, çiçekleriyle daha doğrusu herşeyiyle rengarenk Allah hiçbirimize kara günler göstermesin... Yalan konusunda ise sana katılıyorum yukarıda Allah var, pembesi bile söylenmemeli. Neyse o. Sevgilerimi sunuyorum ve tebrik ediyorum güzel paylaşımın için....