- 1223 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
AŞK
AŞK
Aşk şiddetli sevgidir.İnsan bir şeyi kendinden ziyade severse buna aşk denir.Aşk insanın bütün melekelerini etkiler.Her meleke sevilen özneye yönelir.İnsanın tüm bilinci sevgiyle dolar.Aşka tutulan bir insan aklın güncel ilgilerinde uzaklaşır.İnsanlık tarihi birçok aşk hikayeleri ile doludur.Aşk yolunda canını ve malını feda eden çok insan vardır.Velhasıl aşk gerçektir.Her insan bu ulvi ve şiddetli ruhsal hali yaşamasada aşkı inkar edemez.
Beşeri aşkta ,bir insan diğer insanı sever.Zamanla bu sevgi artarak aşk halini alır.Aşkın gelişmesinde güzellik esas unsur olarak görünür ancak estetik duygusu izafidir.Yani her insana hoş gelen bir estetik anlayışı vardır.Güzel olana şeyler ilgi ve sevgi uyandırır.Gerçekten güzel bir kadından ,bir çiçekten, muhteşem bir gün doğumu ve batımından etkilenmeyecek çok az insan vardır.İnsan gözünün gördüğü güzellikten etkilenir.Güzele doğal olarak meyleder.Beşeri aşk birçok çılgınca hal ve tutum içersede öznesi ve nesnesi belli olduğundan anlaşılır bir şeydir.Bir insanın görüp beğendiği bir diğer insanı sevmesi ve yaşamını bu nesneye bağlaması görülen bir durumdur.
Beşeri aşkta özne ve nesne belirgindir.Seven ve sevilen somut bir varlıktır.Beşeri aşkta bu duyguyu bilincinde yaşayan biri ve bu duygusunu yansıttığı diğer bir kişi vardır.Seven ve sevilen birbirinin bilinç alanındadır.Karşılıklı olarak iletişim halindedirler.Beşeri aşk maşukundan murat olabilir.Beşeri sınırlar çerçevesinde vuslatın tadını yaşayabilir.Gerçekten cima birbirini seven iki insanın olabilecek en yakın birlikteliğidir.Ruh ve beden sahibi iki varlığın bundan daha yakın bir iletişim halini tasarlamak mümkün değildir.Aşk ile; akıl ve gönül birliğine ulaşmış bedenlerin en uygun vuslat hali cimadır.Bu eylemin neticesinde her iki insanda tatmin olup,neşe bulur.İnsanın cinsel yaşamında yalnızlık duygusu dahil birçok ruhsal halin tatmin edilmesi vardır.Aşk ve cinsellik iki insanın daha ötesi olmayan zirve buluşmasıdır.Aşk yanlızlığın ötekini arayışıdır.Cima bu aşkın vuslatıdır.
İlahi aşk konusunda bir çok yorum yapılmıştır.Öncelikle ilahi aşkın ne olduğu üzerinde fikir yürütelim.Bir aşk hangi şartlarda ilahi olabilir.Bir insan olarak aşkın farkındayız.Bu aşkı bir diğer insan yansıtmanın ne anlama geldiğini biliyoruz.Aşık olmuşuzdur.Aşkımızın nesnesi bellidir.Neye kime aşık olduğumuzu biliriz.Fakat ilahi aşkta bu durum değişir.İlahi olanın nesnesini nerede bulabiliriz.Aşk yönelecek ne bulabilir? Çünkü Tanrının sıfatları zatına yol vermez .Hiçbir yerde aşkımızın nesnesi yoktur.Fani olan hiçbir şeyde onu bulamayız.Aklımı ve hayal gücümüzde bir tasvirini yapamaz O zaman ilahi aşktan ,bir maşuktan bahsederken neyi kastediyoruz ?Eğer ilahi olandan bir imaj taşımıyorsak bu aşk meçhule düşer.Bu hiçlik durumunda insan aklı umutsuzluğun girdabında biçare kalabilir.Bu hiçlik tuzağı insanın aşkını nefrete çevirebilir.Gerçekten nihilizm şeytani bir tuzaktır.Tanrı hakkında doğru bir imaj (suret) üretemeyen her akıl yolunu şaşırabilir.Fakat aşkımızı yönetebileceğimiz bu imaj ne olabilir.Tanrının imaj nasıldır?
‘’Allahım sana olan sevgimi bana bağışla ‘’H.Ş
Bu imaj biziz.!Tanrı insanı kendi suretinde yaratmıştır.İnsan ruhu bir prizma gibi Tanrıyı yansıtır.
‘’Sen O’nun gözü ol ki
O da sana görünsün’’
Böylece aşkın öznesi ve nesnesi biz oluruz.Kendi varlığımızda müşahade ettiğimiz bir Tanrıya aşık oluruz.Kendi imajımızda O ‘nu görürüz Fakat aynı anda görende O’dur.Çünkü bu imajda ‘’ben’’ O’nun hüviyetini temsil eder.Aşkın bize arattığı maşuk kendisini bizde gizlemiştir.Aşkın nihayetinde maşuk’unda kendimizdeki imajına ulaşırız.
Bu öyle bir haldir ki aynada hem aşıkı hem de maşuku görürüz Artık varlıkta bir başına ve yapayalnız olduğumuz hissine kapılırız.Gerçekten böyle bir müşahade insanın yalnızlık duygusunu arttırır.Özde ve ufukta tekliğin yansımalarını yaşarız .Bu aynı zamanda vuslatın zirvesidir.Çünkü maşukla aynı benlikte buluşmak O olmaktır.Yani maşuk’un tadına varırız.Tanrı olmanın ulvi ve mukaddes Şuunatının şuuruna varırız Kendi varlığımızda zat,sıfat ve fiillerinin imajlarının müşahede ettiğimiz bir tanrıya aşık olmuşuzdur.Kendimizi tanıdığımız gibi O’nuda tanırız.Bütün ayrılık ve yabancılık gamları sona erer.Bu aşkın sonu ebedi cennettir.Bu aşkın vuslatı sonsuzdur.Artık ebediyen kendimiz olduğumuz bir maşukumuz vardır.Bu aynı anda sonsuzun idrakinide getirdiğinden zevali olmayan bir visaldir.Sonsuzun idraki olmadan Tanrının varlığına tatmin edici bir anlam yükleyemeyiz.Sonsuzluk Tanrının olmazsa olmaz niteliğidir.
Tanrıya aşık olmak ,aşıkın bir edimidir.bu edimde aşkı gönlünde yaşayarak tadına varan biziz.Aşk bizim gönlümüzde var olur.Maşukumuz ortalarda gözükmesede aşk gönlümüzdedir.Fakat aşkın nihayetinde maşuk aşığın yerini alır.Böylece tanrı için beslediğimiz aşkın bize bağışlandığını görürüz.Gerçekten tanrı bize misliyle mukabele eder.Kendimizi aşk derecesinde severiz.Gönlümüzdeki yaşadığımız her şeyin birincil şahidi biziz.Kendimizi sevdiğimiz kadar ötekini de severiz Aslında sevme yetisi her insanın bilincindeki sevgi kadardır.Gönlümüzde ne kadar sevgi varsa ancak o kadar yansıtabiliriz.Aşk sayesinde kendimizde sevdiğimiz Tanrıyı başkalarında da severiz.Çünkü kendimizde gördüğümüz Tanrının herkesde ve her şeyde var olduğunu görürüz.Aşk bizi tanrıyı heryerde ve her şeyde görmeye ulaştırır.Aynı zamanda aşkın aklı aşan doğasında Tanrının sevgisinide anlarız.,Tanrısal sevginin şiddetini anlarız.Bir aşığın kalbinden Tanrının koşulsuz ve sınırsız sevgisinin tadına ve bilincine varırız.Gerçekten .Mevlana bir beyitinde ‘’Tanrı senin için ölür.Fakat o ölümsüzdür” der.Fakat durum gerçekten böyledir.Tanrı bizim bir ben olarak var olabilmemiz için adeta kendini yok eder.Zatını perdeler.Eğer O zatının peçesini açsa bütün benlikler silinir giderdi.Gerçekten insanın bireysel nefis olarak varolması bu nurani ve zulmani perdelere bağlıdır.
Zati tecelli ne mümin nede kafir hiçbir nefsi varlıkta bırakmaz .Bu tecellinin mazharları bu makamın tanığıdır.Zati tecelli kendinden başka bütün kimlikleri izole eder.Bütün varlık gerçekten ezeli tanrı sevgisinin alametidir.Hiçbir şey yok iken yani hiçbirşeyin varlık olma adına bir bilinç ve iradesi yokken her şeyi yaratan O’dur.Bu alemdeki bütün canlıların maddi ve manevi ihtiyaçlarını yaratan O’dur.Bütün varlıkta beka arzusunu yaratan O’dur.Varolmanın bu azim ve hadsiz ihtiyaçları O’nun ikram ve ihsanının derecelerini gösterir.Gerçekten vermek istemeseydi ,istemeyi vermezdi.Aklımıza ve gönlümüze hadsiz arzu ve temayülü koyan O’dur.Bir kudsi hadiste ‘’’Rahmetim gazabımı geçti.İstenmeden vereceğim.Af dilenmeden af edeceğim ‘’buyurduğu gibi tanrı bize her şeyi vermiştir.Gerçekten bizim her ihtiyacımızı karşılayacak bir dünya tanzim etmiştir.Gökyüzü ve yeryüzü ufkumuzda bir cennet misali harika güzellikte var olmuştur.Tanrı tövbe kapısının anahtarını da hiçbir koşul olmadan elimize vermiştir.Eğer tanrının bu mukaddes sevgisi olmasaydı ondan zerre kadar bir şey alamazdık Çünkü hadsiz sevgisinin yanında kudreti de açıktır.
Fakat tanrı bize özgürlüğümüzüde vermiştir.Yanlızca sevigisini, kudretini değil iradesinide vermiştir.Kuran’da geçer “Dua ediniz ,icabet edeyim “buyurur.Yani iradesini bizim bir kesb dalgasından ibaret olan cüz’ i ihtiyarımıza rapt ettiğini beyan etmiştir.
Aşk; Tanrıya giden yolun binitidir.Aşk bizi Tanrıdan başka her şeyden soyar Kendimizle başbaşa çırılçıplak bırakır.Yanlızlığımız tüm evreni doldurur.Zaman ve mekanın ötresindeki müteal varlığımıza ulaşırız .Bu saf farkındalık hali aynı anda sonsuzun ve Tanrının farkındalığıdır.
Böylece kendi varlığımızın bütün katmanlarında ve bütün edimlerimizde Tanrıya bağlı olduğumuzu anlarız.
Aşk bir yönüyle alem-i emirden sayılır. Ruhtan sonra en güçlü ilahi tecellidir.Bu sebeple aşk maşukundan başkasında asla teselli bulmaz.
İnsanı Tanrıya vasıl olması için aşktan başka yol yoktur. Aşk tanrıya yaptığımız en güçlü davettir.
Aynı zamanda aşk Tanrının en yüce cevabıdır ve aslında aşk gönlümüzde bulduğumuz en yüce Tanrı sıfatıdır.
KADIN VE SANAT
“ Bana sizin dünyanızdan üç şey sevdirildi. Kadın, güzel koku ve namaz. “ H.Ş.
Kadın öylesine şirin ve hoş tanrısal bir gerçeği resmederki ondan daha güzel,şirin ve sanatsal bir şey yoktur.O, ruhumuzun öteki yarısıdır.Ondaki güzelliğe meftun ve aşina olmak bizim fıtrattaki özdeşliğimizi gösterir.Gerçekten güzel bir kadın eda ve endamıyla karşı konulamaz derecede karşı cinsi etkiler.Bir kadının beden diliyle verdiği mesaj fiziksel ve psikolojik olarak karşı cinste alıcı bulur.Kadın ve erkek bilinci karşılıklı olarak empati yeteneği ile donatılmıştır.Bu bilinç sayesinde bir erkek kendisine yansıyan bir kadının sanatsal ve harika güzelliğini idrak edebilir. Erkekte bu sanat ve estetik bilinci yoksa bu güzellik yansıma bulamaz. Bu durum bir güzelin paslı bir aynaya bakmasına benzer.Bakan son derecede güzel olsa da aynada kabiliyet olmadığından bu güzelliği yansıtmaz.Yani idrak edemez.Kadın güzelliğini bütün boyutlarıyla görmek her insanın yeteneklerinde olmayabilir.Kadın bu evrende yaratılmış olan her şeyin üstünde bir güzelliğe sahiptir.Bu daireye melekler ve ruhaniler dahildir.Çünkü melek ve ruhanilerin hakikati kadın güzelliğinde içerilmiştir. Kadın Tanrıdaki cemali güzelliği temsil eder; ve kadın bu konuda gerçekten eşsizdir.Ne cennette ne de diğer sonsuz alemlerde bu konuda kadını aşacak bir varoluş yoktur. Bir insanın Tanrıyı görebileceği en güzel ve hakiki tecelli odur.
Bir evrende yaşıyoruz. Çeşitli varlık formlarına tanık oluyoruz.Diğer canlılarla bir çok yolla iletişim kuruyoruz. Masmavi bir gökyüzü ve güneş bilincimizde hoş duygular uyandırıyor. Geceler boyu yıldızlar bir peri gibi göz kırpar. Yanlızlığımıza ışık saçarlar.
Dünyamız dört mevsim binbir ahvali ve harika sanatlarıyla bir saraydan farksızdır. Fakat bu dünyada ruhani ve fiziki güzelliklerle donanmış kadın varlığı olmasaydı yalnızlığımız asla dinmezdi. Çünkü kadın yaratılışta içimizdeki elmanın öteki yarısıdır. Kadın olmasaydı yaratılış eksik kalırdı .Bir kadın sadece fiziksel olarak değil;duyguları ve nurani şefkatiyle gönlümüzü doyurur.Bir erkeğe ruhsal ve bedensel olarak aşina bir dost olacak,onu tatmin edecek daha mükemmel bir tasarım mümkün değildir.Kadın varlığı Tanrının erkeğe en yüce ve şirin armağanıdır.Fakat bu güzelliğin birçok katmanı vardır.Anlayan gönüller için kadın Tanrının bize en güzel bakışıdır.
KADIN
Güzellik burcunun baştacı sensin
Caziben güneşi söndürür kadın
Dünyada gönlümün ilacı sensin
Endamın insanı öldürür kadın
Bahar çiçekleri seni kıskanır
Yüzünü görenler ferişteh sanır
Salındın mı cihan bile sallanır
Duruşun alemi öldürür kadın
Güneşten aydındır tatlı bakışın
Ateşten fazladır gönül yakışın
Omuzumda ipek gibi yatışın
Bembeyaz gerdanın öldürür kadın
Lütfü DENİZLİ
YORUMLAR
Aşk kalbe girince mantık seyehate çıkarmış..aşkın içimize girdikten sonra vücut kimyasını değiştirdiği bir gerçek..Aşkla birlikte adranalin cesaret mecazi körlük(mecnuna sormuşlar leyla anlattığın kadar güzel değilki oda cevap vermiş siz onu benim gözümle görmüyorsunuz işte körlüğe örnek )yaşıyoruz...yani insan güzeli sevmez sevdiğini güzel görür...bu kul aşkıdır çiçeklere olan aşk başkadır hayvanlara olan aşk başkadır heleki Allaha olan aşk dahada bambaşka..tasavvufta Allah aşkından sıkca söz eder ama hangimiz Allaha gerçek anlamada aşığız bu tartışılır...
sözün özü aşkı güzel anlatmış yazınız beyendim keyifle okudum kaleminiz daim olsun sayın yazar ve şair elinize sağlık....