ISLAK YASTIKLAR...
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Yetimhâne’nin soğuk ranzalarında başladı benim sıcak umutlarım.Henüz beş yaşındaydım o kocaman demir kapıdan içeri girdiğimde.Gözlüklü ve göbekli bir adam tutmuştu ilk kez elimden.Gözlerimde yaşlar vardı.Dudaklarım büzük ellerim ise buz kesmişti.Dizlerim titriyordu..Sanki o an dünya karşıma dikilmiş kızgın bakışlarıyla beni azarlıyor gibiydi.Oysa azarlanması gereken,kızılması gereken ben değildim.Beni buraya bırakan zalim insanlara olmalıydı bu sitemi,hiddeti..Çünkü onlardı beni onüç yıl sözde yuva dedikleri bu sevgi hapishânesinin içine bırakanlar.Yeşil umutlarıma siyah duvarlar ören o insanlar..
O gece sabaha kadar uyuyamadım.Yorganı kafama çekip sessiz sessiz hıçkırdım sadece.Odada altı tane ranza vardı.Yanlızca bir tanesi boştu.Canım sıkıldıkça o boş ranzaya oturur küçücük ellerimle okşar ve ne zaman dolacağını merak eder dururdum.Bir yandan da duâlar ederdim içimden hep; Ne olur Allâh’ım bu yatak boş kalsın derdim kendi kendime.Her sabah uyandığımda ilk işim soğuk ellerimin sıcak avuçlarıyla yastıkları kontrol etmek olurdu.Usulca ama her defasında korkarak dokunurdum o ıslak yastıklara.Her dokunuşumda soğuk bir çağlayan öperdi sanki avuçlarımı tıpkı şevkatli bir anne sıcaklığıyla.Bense bu duruma öylesine sevinirdim ki,demek ki yalnız değilim...yalnız değilim diyerek gülümserdim.Ne garip ! Sonra da bütün yastıkları ters çevirirdim,kendimce bir şeyleri gizlerdim gecenin acımasız nemli karanlığından ışıldayan yeni bir günün meraklı bakışlarına.Yalnız sahibini bekleyen o yastık kuru kalırdı.Ama ben onu da ters çevirirdim...Çocukluk işte...
Birgün odamda yine yalnız başınaydım.Buğulu camlara parmağımla bir şeyler çiziyor kendimce masum hayaller kuruyordum.Önce bir kadın yanına da bir erkek resmi çizdim.Ortasına ne çizebilirim diye düşünürken tam o sırada gri kapı gıcırdayarak açıldı.Birden irkildim,dönüp arkama baktım.İçeriye zayıf soluk benizli iri mavi gözlü bir çocuk girdi,arkasından da gözlüklü şişman müdür.Elinden tutup boş yatağın yanına getirdi,aynı bana yaptığı gibi yanağını hüzünle okşadı ve kapıya yöneldi ve arkasına bakmadan yürüdü,uzaklaştı.İlk bakışta duygusuz,taş kalpli gibi görülen bu cüsseli adamın aslında benden ve benim gibilerinden hiç bir farkı yoktu çünkü onun da yastığı ıslaktı.Üstelik onu bahçede hep ağlarken görüyordum meğer oda bizdenmiş çok sonra öğrendim.Ve neden koyu renk gözlük taktığını ancak seneler sonra çözebildim.Ağladığı zamanlar kızaran şişmiş hüzünlü gözlerini kimse görsün istemiyordu çünkü o bize örnek olmalıydı ve karşımıza bir cesaret abidesi gibi durmalıydı..
Şişman müdür gittikten sonra odada yalnız kalmıştık.O ise başını öne eğmiş parmağı ile mavi kazağının yırtıklarıyla oynuyordu.Yanına gittim beni umursamadı bile,yatağa yüzükoyun uzandı ve hıçkırarak ağlamaya başladı.O ağlıyor bense bekliyordum.Sonunda yorulmuştu artık hıçkırmıyordu.Tüm cesaretimi toplayıp yanına oturdum,ellerimi saçlarına dokundurup kıvırcık sarı saçlarını okşamaya başlamıştım ki birden ok gibi fırlayıp sıvaları dökük duvarın dibine çöküverdi.Ve bana bakmaya başladı.Uzun bir süre bakıştık sonra elini cebine soktu bir resim çıkardı.Anladım ki onların resmiydi.Onların diyorum çünkü bu koğuşlarda bazı kelimelerin telafuzu yasaklanmıştı.Özellikle de o iki kelime.Resmi bana uzattı,iri mavi gözlerinde sevgiden çok nefret okunuyordu.’Ne yapayım bunu’ diye sordu..Resmi elinden aldım,hiç bakmadan avuçlarımın içine yerleştirdim ve ellerim kanayıncaya kadar buruşturdum ve kapının yanında duran kenarı kırık çöp kutusunun içine bıraktım.Sonra da elinden tutup buğulu camın önüne getirdim.Cama çizdiğim şekillere takıldı gözleri..’Bunlar kim? yoksa senin.....’
Gerisini söyleyemedi çünkü elimle ağzını kapamıştım.Çocukça bir lisan ile anlatmaya başladım.’Bak bu kız ben,bu çocukta sensin’dedim..’Peki,ortasını niye boş bıraktın’ diye sordu ve küçüçük parmağıyla o boşluğa bir kalp resmi çizdi.Birbirimize bakıp gülümsemeye başladık.
Onunla arkadaşlığımız gün geçtikçe daha da güçleniyordu.Hemen hemen her yerde beraberdik.Her sabah yastıkları beraber ters çeviriyor beraber ağlıyor ve yine beraber gülüyorduk.Ben onamavi çocuk o ise bana pembe kız diyordu.Birkaç yıl sonra odalarımız ayrılmıştı ama yüreklerimiz birdi.Yine beraber oynuyor beraber dolaşıyor ve beraber yemek yiyorduk.Yastıklarımız ve odalarımız ayrı olmasına rağmen biz düşlerimizde yine beraber uyuyorduk..Onüç yıl süren bu bu maceranın sonunda mavi çocukla pembe kız yani ben evlenmeye karar vermiştik.Birbirimizi o kadar çok seviyorduk ki bu duyguyu bu mukaddes aşkı kelimelere dökmek mümkün değilki nasıl anlatabilirim bilemiyorum..Buraya ilk geldiğimde pembe bir elbise vardı üzerimde onun ise mavi bir kazak.Çıkarken ise benim üstümde beyaz gelinlik onun ise siyah damatlık.Bir mayıs sabahı girdiğim o kocaman soğuk demir kapıdan artık avuçlarımda sıcak umutlarla çıkıyordum.İyi ki geldin mavi çocuk, iyi ki vardın pembe kız.. Şimdi çok mutluyuz ve beş yaşında bir çocuğumuz var adını beyaz kız yani ""Gül’ koyduk.İstedik ki o hep gülsün hiç ağlamasın onun da yastığı bizimki gibi ıslanmasın...
İnsan ne kadar yaşlansa da eski huylarından vazgeçemiyor.Mesela biz hâla her sabah avuçlarımızla evde bulunan bütün yastıkları okşuyor sonra da ters çeviriyoruz.Yanlızca Beyaz kızın yani Gül’ün odasındakiler hariç.Çünkü onlar hep kuru ve hep kuru kalması için de elimizden gelen herşeyi yapıyoruz.Mavi çocuk ile Pembe kız’ın yastıkları arasıra ıslansada ,Beyaz kız’ın yastığı hep kuru kalacak.Tek dileğimiz ise;Dünyadaki bütün yastıkların hiç ıslanmaması hep kuru kalması...
Ne olur artık yastıklar ıslanmasın,yastıklar ıslanmasın..Islanmasın..Zira yastıklar bir kere ıslanmaya başladımı bir daha kurumuyor asla.
’Hoş geldin mavi çocuk..İyi ki sen vardın pembe kız ve iyiki doğdun beyaz kız...Gökten üç tane gül düştü ve o buğulu cama çizilen o kalbin içine gizlendi.Belki Mavi çocukla Pembe kız gün gelecek bu dünyadan göçüp gidecekler ama o YETİMHÂNE’nin camları hep buğulu kalacak ve üzerine umut rengi buğusuna kalpler çizecek minik parmaklar uzanacak..
Şimdi......O günlerden bana kalan tek hatıra ise sadece ve sadece ıslak yastıklar,ıslak yastıklar..Kuruduğunu sandığım yastıklar hâla ıslak...
ecedemet.....
YORUMLAR
Değerli kardeşim, ağır bir bronşit geçiriyordum yazınızın gününde, okuyamamıştım.Öncelikle güne geldiği için tebrik ediyorum.Duyarlı yüreğinize karşılık, Rabbim karşınıza kıymetinizi bilecek mavi çocuğu çıkarmış.Mutluluğunuz yuvanızda daim olsun, yastıklarınız artık hiç ıslanmasın, saygılarımla.
ecedemet
SAĞLIK ÇOK ÖNEMLİ..
KENDİNİZE ÇOK İYİ BAKIN DEĞERLİ KARDEŞİM..
YÜREK SAYFAMA ONURLAR ŞEREFLER VERDİNİZ..
BÜTÜN DUALARINIZ İÇİN AMİN..
AYIRDIĞINIZ ZAMAN İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM..
RABBİM SİZE VE SEVDİKLERİNİZE SAĞLIK MUTLULUK HUZUR VE BAŞARI DOLU GÜNLER NASİP ETSİN HER DAİM..
SEVGİ İLE SELAM İLE SAYGI İLE DUA İLE...
KALEMİNİZ VE YÜREĞİNİZ DAİM OLSUM...
ecedemet
BANA VE SAYFAMA ONUR VERDİNİZ...
PEMBE ROBİNSON GERÇEKTEN ÇOK HOŞ..
EN DERİN SELAM VE SAYGILARIMLA...
HER ZAMAN ŞEN VE ESEN KALMANIZ DİLEĞİ İLE...
Okudum ve ağlamamak için kendimi zor tutum, o duyguları ben de en az sizin kadar bilirim ve benimde ıslak yastıklarım olmuştu. Yalnız benimki ben yedi yaşında bizim köyde okul yoktu diye anamın bağrında koparılıp yaşadığım yerden çok uzak başka bir yere yatılı gitmiştim ve yaz tatilinde döndüğümde anacığımı bulamamış ve üç ay yaz tatilinde "annen misafirliğe gitmiş" diye bana annemin öldüğünü saklamışlardı ve ben o günden beri anacığımı göremeden yaşadım...
İşte hayat bazen ama benim için her zaman istediğim gibi olmadı/olmuyor. Üzüntü dolu hayatın sonunda mutluluğu yakalamanız beni sevindirdi ve harikaydi yazınız,
Güne düşmüş eserinizi de tebrik ediyorum
Selam ve saygılarımla
ecedemet
ÇOK ÜZÜLDÜM..
ÖZLEMİNİZİ VE ACINIZI YÜREKTEN PAYLAŞIYORUM..
ZİYARETİNİZLE ONURLANDIRDINIZ..
ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM...
SEVGİ SELAM SAYGI DUA İLE..
beğeniyle okudum büyük haz aldım kutlarım şairemi ve güzel içerikli yazıyı saygımla...
ecedemet
SAYFAMA ONUR VERDİNİZ..
ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM..
EN DERİN SELAM VE SAYGILARIMLA...
çok güzel...bir o kadar da duygu yüklü...okurken düşündürücü...düşünürken üzücü...ama kutlarım sizi, yıkılmadan o günleri atlatıp güzel sonu bulmuşsunuz..hayat da öyle inişler, çıkışlar hep olacak..bazen hayatın başlangıcında, bazen sonunda.."herkese bir iyilik, bir kötülük..ama her kimki, kötülüklerde isyan ederse onun kötülükleri devam edecektir" ..bu söz beni çok etkilemişti..isyan etmeden, sabırla atlatmayı bilmek de ayrı bir hüner istiyor..
tebrikler...sevgilerimle..
ecedemet
ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM..
SELAM SEVGİ SAYGI VE DUA İLE...
İstiklal marşımız ile Ezani şerif okunduğunda benim tüylerim her zaman diken diken olur her nerde olursam olayım hastahanede pastahanede hiç fark etmez tevizyondanda duysam tüylerimin dikenleşmesine mani olamam.
Bu öyküyüde okuyunca tüylerim diken diken oldu desem inanın sayın yazar.
Çok acıklıydı yetimhanelerde yetişipte sizler gibi oradan ayrılmak herkese nasip olmaz herkes bunu beceremez
Allah mutluluğunuzu artırsın bebenizle beraber bir yastıkta kocayın....
Yastığınız ıslanmasın
..............saygımla
ecedemet
ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM..
SAYGILARIMLA..
ecedemet
ONUR VERDİN YÜREK SAYFAMA...
TEBRİKLERİNİZ İÇİN AYRICA TEŞEKKÜR EDİYORUM...
RABBİM KALEMİNİ VE YÜREĞİNİ HEP DAİM ETSİN İNŞALLÂH..
SEVGİ SELAM VE SAYGILARIMLA...
ÖNCELİKLE YAZIMI GÜNE DÜŞÜREN DEĞERLİ YÖNETİCİLERİME SONSUZ SEVGİ SELAM VE SAYGILARIMI SUNARIM...
KENDİLERİNE ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM...
VE SİZ DEĞERLİ DOSTLARIM..
YÜREK SAYFAMA HOŞ GELDİNİZ..
YORUMLARINIZ İÇİN HEPİNİZE AYRI AYRI TEŞEKKÜRLERİMİ SUNARIM...
HEPİNİZE SONSUZ SELAM SEVGİ VE SAYGILAR..
RABBİM HER ZAMAN MUTLULUK SAĞLIK VE BAŞARILAR NASİP ETSİN..
ALLÂH'A EMANET OLUNUZ...
KALEMLERİNİZ VE YÜREKLERİNİZ DAİM OLSUN...
Güne düşen anlamlı ve güzel yazınızı tebrik ediyorum. Saygı ve selamlarımla...
ecedemet
SAYFAMA ONUR VERDİN..
EN DERİN SEVGİ SELAM VE SAYGILARIMLA...
vefa yaşamın özüne değen en erdemli renktir...
güne gelen çalışmayı kutladım...
ecedemet
ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM..
YÜREĞİNİZ VE KALEMİNİZ DAİM OLSUN...
EN DERİN SEVGİ SELAM VE SAYGILARIMLA...
bizim çocuklarımız hem içim acır doğururlar ve atarlar yetim hanelere ,almaz benim mantığım neden terk edilir bir çocuk acaba ,terk ediliyorsa neden dünyaya getirilir ,bu cahillik midir dünyaya getirken yapılanı biliyorlarda bakmayı neden bilmiyorlar ,ben bu konuda çok insaflı düşünemiyeceğim,bakamayn yapmasın çocuk ,adam çocuklarını yetim haneye bırakır kadından boşanmıştır ya kım bakacak der ,sonra gidip bir daha evlenir ve bir daha çocuk yapar ,böyle bir mantıık olabilir mi yetim hanede çocukları varken başka çocuk yapma lüksüne sahip midir ,cahillik bunun neresindedir bal gibi epesizlik ve fütürsuzluktur bu ,bu konuda acımasızım ailelere hiçbir yanım afedici olamıyor.Bu arada yazının arka fonunu beya yapsanız diyorum yani güzel bir yazı okunmasıda kolay olsun diyorum
ecedemet
SÖYLEDİKLERİNİZDE HAKLISINIZ...
ZİYARETİNİZLE SAYFAMA ONUR VERDİNİZ...
SELAM İLE SAYGI İLE DUA İLE...
KALEMİNİZ VE YÜREĞİNİZ DAİM OLSUN...
okumaya devam ettikçe
umarım kurgudur dedim
sonra bu yazı kurgu olsa ne fark eder ki
binlerce yetimhane, binlerce yastık ıslanmıyormu diye düşündüm
akıcı bir anlatım
güzel kaleme alınmış bir yazı
kutlarım yazarı
saygılarımla
ecedemet
ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM...
YÜREĞİNİZ VE KALAMİNİZ DAİM OLSUN..
SELAMLAR VE SAYGILARIMLA...
bu öyküyü herkes okumalı diye düşünüyorum..
duygusal boyutu bir tarafa
nereden geldiğini ve geldiği yeri hiç bir zaman unutmayan bir vefa duygusu var öyküde
yetimhaneleri ben hapisanelere benzetirim nedense..
üçlü ranzaları
karavanası
ve özgürlüğün hiç olmaması gibi...
osekiz yaşında ctanıştığım o ranzaların hayatım boyunca rüyalarıma gireceğini bilmez tabi..
victor hugo'nun bir sözü geldi aklıma."hakaret görmüş manene ezilmiş kimseler arkalarına pek bakmazlar"
güzel bir öyküydü..inşallah güne gelirde daha çok insan okur..sevigler saygılar
ecedemet
YALNIZLIĞIN OLDUĞU YERDE ACILAR DAHA RAHAT DOLAŞIR..
SERESERPE UZANIR KEDERLER NEFES ALAN TENLERİN EN KUYTU ZERRELERİNE..
VE ZAMAN ÇARESİZ KALMIŞLIĞIN TERKEDİLİŞLERİNDE AĞLAR DURUR..
GÖZYAŞLARINI KİMSE GÖREMEZ Kİ DAMLALAR DAHA AKMADAN DONAR YÜREK DAĞLARININ OYUK GİZEMLERİNDE..
MAVİ BİR ÖZGÜRLÜK ŞARKISI DÖKÜLÜR RÜZGARLARIN DİLİNDEN..
DUVARLARIN UĞULTUSUDUR ARTIK TEK ARKADAŞIN..
PRANGALARIN EN KIRILMAZINI TAKSALARDA ELLERİNE.
BİR PAMUK DARBESİDİR BEKLENEN ANAHTAR TÜM KİLİTLERE.
SUSAR KARANLIK SUSAR AĞRILAR SUSAR SANCILAR.
SUSAR DÜNYA...
SADECE YAZGI KONUŞUR VE YAZGIYA TUTSAK BİR TUTAM İNSAN..
UYUMAYA KORKAN GÖZLERİME HARAKİRİ YAPARKEN KİRPİKLERİM ..
..CAN VERİR YİNE YAŞANMADAN SOLAN TÜM DÜŞLERİM..
VEFA RENGİ BİR KEFENE SARILMIŞCASINA YÜRÜRKEN AYAKLARIM..
BEN BAKSAM DA ARDIMA ASLA BAKMAZ GERİYE BEYAZ ADIMLARIM...
SONSUZ BİR UFUKTA SAKLANAN GİZEMLİ BİR YOLDUR ARTIK HAYAT.
İÇİMDEKİ BENİ YAŞATMAK İÇİN BEN HEP, SENLERİ BEKLERİM...
DEĞERLİ HOCAM ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM..
SAYFAMA ONUR VERDİNİZ.
KALEMİNİZ VE YÜREĞİNİZ DAİM OLSUN..
SEVGİ SELEAM VE SAYGILARIMLA...
ecedemet
ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM..
SEVGİLER SELAMLAR SAYGILAR...
yazıyı okurken böyle bir son eklimeiyordum taki buğulu cama resim çizene kadar...
ne güzel yapmışsınız mavi ve pembe çocuk ve ne çok şükürki yaradan daha minicik ellerinizde tomurcukken Aşkı tanıtmış sizlere...
birde gül armağan edilmiş üstüne hediye olsun diye.....kutladım can...sevgimle ve tabi illaki duamla...duada unutma...
ecedemet
SAYFAMA ONUR GETİRDİNİZ..
SEVGİ İLE SAYGI İLE SELAM İLE AMA İLLÂKİ DUÂ İLE...
ecedemet
SAYFAMA ONUR VERDİNİZ..
KALEMİNİZ VE YÜREĞİNİZ DAİM OLSUN...
Kutlarım..
Önce yazınızı kutlarım, sonra gücünüzü
Yine kutlarım .Bu kez mutluluğunuzu.....
Hep derim, hayat çoğumuza altın tepsi içerisinde sunmuyor maalesef yaşanacakları..
Bazılarımız güçlü maneviyatımızla kuru bir çalıyı koca bir ağaç yapar, bazılarımız hırsınla koca bir çınarı kurutur..
Maneviyat yüreklerinde sırtlarında bir yamalı hırka ve bir lokma aş ile mutlu olanlar ihlâs sahibi olanlar , en büyük hazinenin sahibidirler ve huzurun lezzetini bir ömür tadanlardır.
Yazınızı okuduğumda içimden sizi ayakta alkışlamak geldi..İşte dedim işte bu.......
Polyannayı bilmeden polyanna olmuşsunuz..
Sonucunda elem keder çıkıcak sandım yazının lakin mutlu sonu okuyunca pek bir keyiflendim..
Şimdi sizin o günlerden kalan iki güzellik var elinizde.Onlar için de siz en büyük değersinz..
Artık ıslak yastıkları değil kuru yastığınızda bir gül goncası büyüteceksiniz..
Geçmiş adı üstünde geçmiş.Her yastığa baktığınızda ıslak yastıkların hikayesini değil o ıslak yastıkların size armagan ettiği
güzelliği anmalısınz sık sık ...Derim ben nacizane
Mutluluğunuz daim olsun..
ALLAH YÂR ve Yardımcınız olsun.Adınız gibi mücadeleniz olsun Asena.)
Sevgi ve saygılarımla,_____
ecedemet
ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM..
SEVGİ İLE SELAM İLE SAYGI İLE AMA İLLÂKİ DUÂ İLE....