- 893 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
"BACI"GENÇLİĞİNDEN BUGÜNÜN GENÇLİĞİNE!
Gençlik bir ülkenin varlığında ve geleceğinde çok önemlidir. Üretim ilişkileri içerisinde bir sınıf olmamakla birlikte toplumsal gelişimin en önemli dinamiklerinden biridir. Engin bir öngörüye sahip olan Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyetini Gençliğe emanet etmesinin nedeni de Cumhuriyetimizin en büyük bayramı! 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’nı Türk Gençliğine armağan etmesinin anlamı da budur.
Gençlik de Atatürk’ün verdiği bu görevi üstlenmiş ülkemizdeki siyasal gelişmelerde etkili olmayı misyon edinmiştir.1970’li yıllarda, bu” misyon”u üstlenmiş biri olarak düşüncelerimi paylaşırken, amacım, o dönemin siyasi tahlilini yapıp, gençlik hareketini yüceltmek ya da yerden yere vurmak değil. Daha çok insani yanı ile ilgili kısa bir yorum.
O yıllarda, "Çırpınırdı Karadeniz, bakıp Türk’ün bayrağına
Ah ölmeden bir görseydim düşebilsem toprağına"
Diyerek, komünizmin ülkemizi ele geçirme planlarını önlemek amacıyla mücadele eden ülkücü gençlik bir yanda:
" Gün doğdu hep uyandık, siperlere dayandık.
Bağımsızlık uğruna da al kanlara boyandık"
Diyerek Amerikan emperyalizminin ülkemizi sömürmesine karşı çıkan sol gençlik bir yandaydı.
Her iki kesimin de en önemli ortak özelliği: İdealist oluşları, bir diğeri de çoğunluğunun kırsal bölgelerden gelmiş olmalarıydı. Onlar, Büyük Önderin yüklediği misyonun gereği olarak ülkenin menfaati için kişisel beklentilerini bir kenara bırakıp canlarını seve seve feda etmeye hazırdılar. Bunu da kanıtladılar! Anadolunun kırsal bölgelerinden gelen bu gençlerin birçoğunun sosyal hayatı hiç olmadı. Ne sinema ne tiyatro ne de büyük gençlik konserlerinde farklı duygularını doyasıya yaşayamadılar. Birçok arkadaşımız vardı ki bir kız arkadaşının elini bile tutamadan yaşamının en güzel döneminde “ ideal”i uğruna hayatını kaybetti.
O dönem gençliğinin karakteristik özelliği olan kırsal kültür her iki kesimin belki de en büyük tabusuydu. Âşık olan, aşkını yüreğinde saklardı. Erkekler, karşı cins olduğu gerçeğini zorla silmeye çalışan“bacı” terminolojisi geliştirmişti. Cinselliği konuşmak en dokunulmaz tabuların başında geliyordu. Ayıptı, ayrıca bunları düşünen bir kişi mücadelesinde zaaf gösterip yılgınlığa düşebilirdi! Savunulan idealler o kadar kutsaldı ki, gençliğin en doğal insani duyguları bile “ günah” laştırılmıştı.
Binlerce gencimizin, hayatının baharında, yaşamını kaybettiği o dönemde, gençlerimiz, ne kadar iyi niyetli olursa olsunlar, onların bu kamplaşması, ülkemiz insanına çok pahalıya mal oldu. 70’li yılların gençliğinin yaşadığı bazı olumsuzlukları elbette o dönemin koşulları içerisinde değerlendirmek gerekir de... Dün birbirini düşman gören, birbirine silah sıkan bu gençler, bugün düşünceleri aynı olmasa da, birbirine saygı duyan insanlar olarak bir arada dostça yaşayabiliyorlar.
Tüm olumsuzluklarına rağmen bugünün gençlerinin, o günün gençlerinden, örnek alması gereken çok değerli bir miras var. O günün gençliği, her türlü kişisel beklentiden uzak, fedakâr ve vatansever bir gençlikti. Okuyan, dünyada ve ülkede yaşananlara ilgi duyan, dünyadaki politik çizgiye uyan isyancı, bencil değil paylaşımcı bir gençlikti.
Bu yazıda ki düşünce ve yoruma katılır mısınız bilmem ama elbette ki bugünün gençliği 70’li-80’li yılların gençliğinden daha fazla imkânlara sahip ve donanımlı olduğu için, daha umut verici gözüküyor. Ama onlar da yirmi-otuz yıl sonra kendi eksiklerini, olumsuzluklarını gelecek kuşaklara anlatarak, sonraki kuşağa yol göstereceklerdir.
Özellikle bilişim çağının olanaklarıyla yetişen ve kentleşen gençlerimiz, "Mustafa Kemal’in Türk gençliğine emanet ettiği Türkiye Cumhuriyetini sahiplenme misyonunu bir an olsun akıllarından çıkarmadan" geçmişi okuyup, olumluluk-olumsuzluklarını iyi analiz ederlerse yürüdükleri yolda tökezlemeden doğru işlere imza atarlar.
Gençlerimize güvenimiz tam...21.yüzyılın parlayan yıldızı ülkemiz ve geleceğinin emin ellerde olduğuna inanıyorum.
N.Yazıcı
YORUMLAR
(19 Mayıs Atatürk'ü anma, Gençlik ve Spor Bayramı)...
Sayın Vâli de Yavuz Selim Sahası'nda sizin kısa yazdığınız gibi, Öğrencilerin ve Trabzon Halkının bayramını;
saha içinde, taşıt aracı ile dolaşarak tekrar- tekrar kutladı( "19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’nız kutlu olsun").
Eline-Gönlüne sağlık...
Selâm ederim.
Kadir Yeter.
25 MAYIS 2010- TRABZON.
w.edebiyatdefteri.com/yazioku.asp?id=58284
nurcan hayriye
"BACI"GENÇLİĞİNDEN BUGÜNÜN GENÇLİĞİNE!