- 484 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
2007 İSTANBUL'U
İstanbul...Bir kez daha haykırıyorum sana olan sevgimi.Her kötülükten uzak tuttuğum,hiç laf söyletmediğim İstanbul...
Bir gün akşam evde boğulup,nefes almaya dışarı çıktım.Boğazdaki evimde sıkılmak mümkün değildi gecekondulardan birine sorulsaydı.Saat dokuz gibiydi.İlk durağım sahil ve o kargaşada yürümek oldu.Adım atılacak gibi değildi.Dalgalar sitemlerini taşlara vurarak gösteriyorlardı her geçen insana.Kayaların üstüne atılmış bira şişelerini;denizdeki izmaritleri,kabukları görünce ise dalgaların çok da haksız olmadığını gördüm.Daha fazla dayanamayıp oradan yürümeye devam ettim.Biraz ilerde çıkmaz bir sokağın yanından geçiyordum.Ve bağrışmalar duyup,duvarın kenarından olayı izlemeye koyuldum.Henüz on dört-on beş yaşlarında üç çocuk ve ellerine kese kağıdına sarılmış tinerler...Ellerinde bıçak vardı ve karşılarında onlardan biraz daha büyük bir çocuk vardı.Çocuğun elleri cebinde gezinip duruyordu.Sonunda çok az bir para ve telefon çıkarabildi.Korkudan ne yapacağını bilmeden,bir o yana bir bu yana bakıyordu.Her şey öyle hızlı gelişmişti ki.Bu dehşet anını kelimelere dökmeye içim hiç el vermiyordu.Bıçak bir anda diğer çocuğun karnına saplanmıştı.Her taraf kızıla boyanmıştı bir anda.O kadar ürkmüştüm ki hemen ambulansı arayıp,adresi verdim ve uzaklaştım oradan.Tüm bedenimi vahşet kaplamıştı ve yürümekte zorlanıyordum.Az ilerde bir barın önünde geçerken,içimi acıtan bir başka manzarayla karşılaştım.Barın önünde yarı çıplak yatmış,eroinin dozunu fazla kaçırdığı her halinden belli olan bir genç kız yatıyordu ve galiba ölmüştü.Sonra içkiden bir köşeye yığılıp kalmış sarhoş bir adam...
Saatime baktığımda,gece yarısı olmuştu.Zaman da benden yana değildi.Sigaramı yakıp,yoluma devam ettim.Gecenin bu saatinde,bir sokak başında bir çocuk inlemesi duydum.Sese doğru yöneldiğimde karşımda küçük,çaresiz,üstü başı kir içinde bir çocukla karşılaştım.Tahminimde yanılmamıştım.O beni fark etmemişti.Çöp kutusunun önünde durmuş,bir yandan minik elleriyle çöpü karıştırırken diğer yandan da mırıldanıyordu "Bıktım artık,neden ben?" diye.Bu dökülen sözcükler ise her şeyi anlatmaya kafiydi.Beni gördüğünde ise utanmış bir şekilde başını yere eğdi.Çünkü ikimizden baka kimsecikler yoktu ortalıkta.Tam uzaklaşırken,ona seslendim ve yanımda ne kadar para varsa çıkartıp ona verdim.Biliyordum,bu bir çözüm değildi ama o yaştaki çocuğu da böylesine mutlu etmek çok da zor değildi.Bana teşekkür edip,uzaklaştı.O kadar etkilenmiştim ki...Yaşım otuz beş olmasına rağmen,hayatımda hiçbir şey beni bu kadar çok duygulandırmamıştı.
Nihayet bu soğuk gecenin ardından evime yaklaşıyordum.Bir çok hüznü de içimde taşıyarak.Ve bu koca şehirde ben,boğazın karşısındaki evimden başka hayatların da olduğunu öğrendim,utandım kendimden ve tüm insanlıktan...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.