- 1325 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MELODİ
"Melodilerin gönüllü kölesi" diye tanımlardı kendini.Hayatının anlamıydı müzik.Yediği ekmek,içtiği su gibiydi.Bir melodi işittiği zaman elinde ne iş varsa bırakır;kendini melodinin büyüleyici denizinde kaybederdi.
Hayat da bir melodiden ibaretti onun için...
Hasta yatağında,yüzünde mağrur bir gülümsemeyle ömrü boyunca bestelediği bir melodiyi dinliyordu sanki.
Okulun ilk günü endişeli,bir o kadar da merak doluydu çalan zil sesinin melodisi.Oyun oynarken düşüp dizini yaraladığı gün ağzından çıkan çığlık;acının melodisiydi.Sevginin,şefkatin melodisiydi annesinin masal anlatan ince sesi.Mahalleye gelen şekerci amcanın anlattığı fıkralar ve arkadaşlarıyla neşeli gülüşleri mizahın,eğlencenin melodisiydi.Yazılıdayken kalemin çıkardığı ses ve saatin tik takları öğrenci olmanın melodisiydi.Ya aşk? Aşkın melodisi onu gördüğü zaman herkesin duyacağından korktuğu kalbinin hızla atan vuruşlarıydı.Bebeğinin doğduğu günkü ağlayışlarıyla duymuştu babalığın melodisini.En hüzünlü ve en isyankar melodiyi annesi öldüğü gün kendi çığlıklarında bulmuştu.Oğlu askerdeyken aradığında telefonda duyduğu ses özlemin ve ayrılığın melodisiydi.Mutluluğun melodisini bir bayram sabahı torunlarıyla,çocuklarıyla ve eşiyle olan neşe dolu konuşmalarda duymuştu.
Ve işte bumelodileri birleştirerek müthiş bir beste,bir eser çıkarmıştı ortaya.Herkes başında oturmuş ağlıyordu.Bu ağlayışlarsa kulaklarında çınlayan ölümün melodisi ve bestenin son notasıydı.
Gözlerini yavaşça kaparken hafifçe gülümsemesi böylesine müthiş bir eserin yaratılmasının verdiği huzur ve gurur olabilirdi ancak...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.