- 1257 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
GARİP DEĞİL Mİ ?
Gecenin ayazı yüreğimi üşütüyor .. sokaklar ıssız lambalar bir yanıp bir sönüyor , dışarıdan bir çöp toplayıcısı geçiyor saat sabahın 3 ü .. düşünüyorum hayatını ... bu saatte onu çöp toplamaya mecbur bırakan nedenleri .. mutlaka evlidir diyorum ve bakmakla yükümlü olduğu çocukları olmalı .. gece gündüz demeden çalışıyor hiç utanmıyor gurur yapmıyor çünkü aç kalmak çocuklarına lokma götürememek onun için gurursuzluk doğrusu da bu olsa gerek .. evet bu adam ailesine bağlı sorumluluklarının bilincinde biri .. hayat onu nerelere sürüklemiş nasıl bu duruma gelmiş bilinmez ama bildiğim tek şey bu soğukta dışarıda çocuklarına çürük meyvelerin içinden evine götürebileceği kadarını torbalıyor ki ondan sonra çöpü karıştırana da meyve kalabilsin ...
Ertesi gece yine bakıyorum dışarı belki onu görebilirim diye .. geçmiyor ..
Başka biri geçiyor bağıra çağıra .. sarhoş olmalı diyorum yoksa bu saatte niye bu kadar gürültü çıkarsın .. dışarı bakıyorum pencereden bir arabanın içinden inen genç bir adam neden diye bağırıyor sürekli neden ben ?... şaşırıyorum sanırım komşu kızının yavuklusu olsa gerek ama yok değil bu yabancı kendini ararken yolunu kaybetmiş olmalı sokak aralarında hani nereye gittiğini bilmezsin ama kendini bulmak için oradan oraya sürüklenirsin ya öyle bir durumda .. sonra düşünüyorum hayatını .. genç bir adam ,üstü başı düzgün maddi bir sıkıntısı olmasa gerek peki neden ’ben ’diye bağırıyor acaba ? sağlıklı da görünüyor eli ayağı yerinde .. anlaşıldı gönlü kırılmış olmalı .. acaba neden ben diye isyan etmesini gerektirecek kadar çok mu önemliydi bu durum ? 2 ay sonra kalp sancısı azalmaya başlayacaktı 2 sene sonra da tamamen unutacaktı gözyaşlarını kimin için akıtıyorsa belki adını bile hatırlamayacaktı .. ama bu dönemi atlatana kadar hayatından çok şeyi götürecekti farkında olmadan okuluna devam etmeyecekti sevgilisini her gün görüp acısı artmasın diye .. her gece bir meyhaneye gidecekti kendini içkiye verecekti ve bu da ona 30 lu yaşlarında bir karaciğere neden olacaktı tabiki haberi yoktu .. üniversiteyi tamamlayamadığı için iyi bir işe giremeyecekti babasından kalma mülkleri de içkiye ve gece gezmelerin de harcayacak bir daha hiç bir kadına güvenmeyecekti ama eğer her şer de bir hayır olduğuna inanırsa .. kader e inanırsa .. tabi ki bu durum değişecekti .. yalnız sorun şu ki bunu ona şu an da hiçkimse anlatamazdı daha doğrusu anlatsada o duyacak durumda değildi .. yaşamadan anlamak mümkün olmasa gerek..
peki ya dün gece gördüğüm adam .. çöpten meyveleri toplayan başkasına da kalsın diye içinden ailesini doyuracak kadar alan adam o niye isyan etmedi ki ? çünkü biliyordu isyan etmek Yaradan’ a karşı gelmekti isyan etmek kaderine iyi gelmezdi .. eve gidip şükrederdi bugün de karnım doydu diye ve hepimiz sağlıklıyız eşim kanaatkar ,sabırlı ve çocuklarım tok gözlü çok şükür ..
Garip değil mi kimi bir aşk acısı uğruna hayatını mahfediyor kimi de bulunduğu duruma şükredip herşeyin bir yazgı olduğuna bu dünyanın fani olduğuna inanıyor .. acaba genç olduğu içinmiydi hayatı görmezliği ? diyorum ya yaşamadan öğrenilmiyor ve hayatın döngüsün de herkes isteyerek veya istemeyerek bir yerlere sürükleniyor acı olansa elimizdekilerin kıymetini kaybedince anlıyoruz .. sağlığımız gibi .. ailemiz sevdiklerimiz gibi.. yada sonu gelmez sandığımız çok güvendiğimiz servetimiz gibi .. oysa hiç bir şey kalmıyor ahirete götürebileceğimiz sevaplarımız ve günahlarımızdan başka .. tıpkı çöpteki herşeyi değilde karnını doyuracak kadarını alıp ondan sonra gelen kişinin aç kalmamasını düşünen sevap sahibi gibi .. diğerini siz düşünün artık ...
Dilerim yaşamadan da görebiliriz gerçekleri ve dilerim herkes sorumluluklarını taşıyan o adam kadar gururlu olur ...
YORUMLAR
büşra yıldız
Başlıkta Garip Değil mi ? diye sormuş yazar.Garipliğin dik alâsı.Hayat dediğin nedir ki zaten ? kocaman bir gariplik değil mi ?
Bir yandan aç kalmamak için sabahın ayazında sokaklarda dolaşan bir adam,beri yandan neye isyan ettiği belli olmayan başka bir beden.Örnekleri çoğaltmak mümkün.Ama hayat, gariplikler toplamının tesadüflerle çarpılıp mutluluk ve hüzne bölünmesidir.Garip çok garip bayan Yıldız.Hayat bu bize farkını gösteriyor işte.Yazınızda bahsi geçen örneklerde ispatı.Sevgiyle kalın...
büşra yıldız
Büşra kardeş,doğru söze ne diyem.Haklısınız.Güzel bir sorgulama yapmışsınız...Her zaman kendimizden aşağıdakileri görmemiz lazım.
Kalem güzel.Bu arada aramıza hoş geldiniz.
Selam lar...
büşra yıldız
öncelikle düşüncelerinizi paylaştığınız için teşekkür ediyorum .. yalnız ben yazımda işin siyasi yada ekonomik boyutunu katmak istemedim özellikle ve elimden geldiğince hikayeleştirmeye çalıştım kendi bakış açımla insanların hayatları hakkındaki fikirlerimi sundum . çöpte meta toplayan dediğiniz insan da o hayata alışmak istemezdi değil mi işte ben burda siyası ve ekonomik boyutun dışına çıkıp kaderinden şikayet etmeyen ve değerlerini koruyabilen birini anlatmak istedim . tabi ki herkesin inancı kendinedir ama biz öyle bir toplum olmuşuz kı sürekli birilerini suçluyoruz ve şikayet ediyoruz tıpkı aşk acısı çeken genç adam gibi aslında ne kadar ufak bir şeye üzüldüğünü ve bunun farkına varana kadar da hayatında bir çok şeyi kaybedebilecek duruma gelebileceğini anlattım ki biz gençler çokta duyarlı olamıyoruz dışarıdaki aç insanın halini anlamak için . onun yerine at gözlüğüyle kendi yaşantımıza bakıp dünyanın en kötü durumunda kendimiz yaşıyormuş gibi görüyoruz kısacası ben şükretmenin önemini gençliğimizin getirmiş olduğu duyarsızlığı ki tenzi ettiklerim de var herkes alınmamalı bu duruma ve kaderin aslında bize seçenekler sunduğunu yalnızca bizim fark etmemiz gerektiğimizi yolumuzu ona göre çizip doğru kararlar almamız gerektiğini anlatmak istedim.. tabi şu da bir gerçek ki çöp toplamayı seçen adamın seçeneği kendinden değildir yineliyorum hangimiz iyi bir eğitim almayı iyi yaşamayı istemez size soruyorum ve işte burada kader devreye giriyor umarım şimdi daha iyi anlayabilmişssinizdir demek istediğimi saygılar bizden ..
büşra yıldız tarafından 5/23/2010 10:35:13 AM zamanında düzenlenmiştir.
Yazıyı sonuna kadar okudum.Hemde herkesin anlayacağı bir dil ile.Yazın içinde yaşıyan insanların yaşam tarzlarına dokunulmamıştır.O kişilerin neden o hallere ddüşdüklerine bakılmamış,araştırılmamış.Sadece gördüğünü kendi mandık ve düşüncelerine göre ifade edilmiştir.
Yaşamın şekili kaderciliğe bağlanmış,acıları çeken ve çöpte meta arıyanları sesizce alıp çoluk-çocuğunu götüren insanın sesizliği Yaradan'a karşı isyankar olmaması için değildir.O o yaşamına alışık olduğu için sesini çıkarmamıştır.Biz hep bigisizlikten kader kader diye diye değişmiyen bir anlayışın esiri olduk.Onun için onca rezaleti toplum çekiyor.Eğitimsizlikten ve siyastin rezaletinden hep toplum çekiyor.Kur'anın bakara süresinde Allahın emri var "Ebedi bu dünyada kalacakmışsın gibi çalışacaksın,yarın ölecek gibi ibadetini yapacaksın"demiş.İbadet gizli yapılır.İla bir şey yapılmak isteniyorsa nedensiz olarak görünüyorsa suç inanca yükleniyor.Kaderin anlamı o değildir.
Onun için entelektüel,dünya gidişatına enteğre olmadığımız sürece hep bu rezaleti yaşıyacağız.Kızına tecavüz eden babanın davranışı,evladını ve ailesini meta için kullanan,çaresizlikten içki içip serseri serseri sokakta nara atanın davranşı kadercilik değil.Hep eğitimsizlik ve ilgisizliktendir.Artık herkes lütfen gerçekleri görsün.Nemelazımcılıktan vaz geçelim.Doğruluk ve dürüstlük ilkesine bağlı kalarak gerçek Anadolu insanların kimliklerine dönelim.Sakarya,Domlupınar,Büyük taaruzda binlerce şehit veren insanların evlatlarına bunlar yakışmaz. Çöpte meta aramak ve saydığımız o rezalet nesneleri yapmak...
Saygılarımla