Çekyat edebiyatı!
Dikkat çektim., (dün ve daha önceki gün!)
Ama dikta tevessüllerin gölgesinde kaldı, (sulh çağrılarım!) sanırım.,
Hak için verilen, hiç kimsenin barış çabası boşta kalmaz ve yararsız değildir.
Verdiğim ve vereceğim mesajların silinmesine, yok edilmesine sırf bu bakımdan (anlaşılmasında geç kalınmasına) üzülürüm!
Şunu anladım bu merhalede; Burada (bahusus) ne söylesem boş, zira kudretli bir el keyfine mukadder, kendinden olmayanı yok sayacak, silecektir..,
Başkalarına yapılan haksızlığı kendine yapılmış gibi hissetmeyen vicdan henüz olgunlaşmamıştır! Laf yarışı ile olmaz, galibiyet tevazuu iledir. Bir tartışmada söyleyecek çok sözü olan veya çok söz eden veya joker kullanan taraf tahayyülen kendini haklı görür.
“Çekyat edebiyatı!” (maalesef) bir gerçek değil de nedir?
Taraf olmak gerekiyorsa bir yerde, bir zeminde, bir ortamda sadece haktan ve huzurdan yana olunmalıdır. Fevri çıkışlar, yandaşlıklar, art niyetli üfürmeler sadece toz kaldırır.
Bir şeyler söylemeye hakkımız varsa diyorum ki; Dürüst olalım., Adaletli olalım., Haktan yana (emekten, gayretten, terden yana) haklı olalım! Bunun için yaptığımız yorum ve yargılarımızda nefsi çıkarlarımızı gözeterek değil, bilgi ve birikimlerimizin gereğinde olduğu gibi, objektif değerleri kullanarak, edebi değerlere birer halka olalım.
Hizipçi anlayışın hakimiyeti (nerde olursa olsun) temsil ettiği tarafı hüsrana götürecek demektir. Önemli olanın, bütünün genel geçerli beklentisi ne olduğudur. Bir ortamda fikirler (doğru ve güzeli bulma çabasına değil de) birbirlerini galebe çalmak uğruna çatışıyorsa, temsil ettiği fikir her ne olursa olsun huzur getirmeyeceği, bir adım dahi ileri gidemeyeceği aşikardır!
Doğru bu(yukarıda vazedilenler mi.,)nlar mı yoksa, bu fikrin, çabanın, savın sahibi tanıdığım, arkadaşım, dostum ve sairedir diye ona hiçbir edebi ahlakı gözetmeksizin destek olmak mıdır? İsim ve nam için itibar artırıcı tercihte bulunmak ne kadar onurlu bir duruştur?
Dikkat çekmeye çalışmak, (kendi adıma!) hafiflik değil de nedir? Halbuki biz insanların ortak paydası, eğitici, öğretici iyi güzel ve doğrudan yana tercih koymak ve onu yüceltmek gayreti ve çabası içerisinde olmalı ve ondan büyük haz alarak onurlanmalıyız.
Bunun için, bu değerler için sesimin gittiği yere kadar, gücümün yettiği kadar dünya vatandaşıyım. Onun için insanları edebiyatta aklıselime, barışa, huzura ve adalete katkı verip kalkındırmaya davet ediyorum. Sözlerimin istikametinde kişiler ve kurumlar değil, adil olmayan hal, hareket ve davranışlar vardır!
Yüreği barış ve huzur için atanları saygılarımla selamlıyorum..,
Mehmet Sani Özel
09.09.2007
YORUMLAR
Bir şeyler söylemeye hakkımız varsa diyorum ki; Dürüst olalım., Adaletli olalım., Haktan yana (emekten, gayretten, terden yana) haklı olalım! Bunun için yaptığımız yorum ve yargılarımızda nefsi çıkarlarımızı gözeterek değil, bilgi ve birikimlerimizin gereğinde olduğu gibi, objektif değerleri kullanarak, edebi değerlere birer halka olalım.
Yüreğinize sağlık. Selam ve sevgiler.
Ta çocukluğumdan beridir, iltimas ve kayırmacılıktan (af edersiniz) midem bulanmaktadır. Yazarken bile iğrendiğim (belki de) nadir konulardan biridir.
Vaka, hadise yorumlanılırken gerçek boyutundan alarak, art niyetlerle, keyfi değerlendirilmelere tabi tutulduğunda bende histeri oluşur! Fiziki yapım bile bunu ruhuma sirayet eden bir dolu tiklerle reddeder.
Basit bir örnek vermek gerekirse; Bir metnin sahibi bayan olursa başka, bay olursa başka bir ilgi alaka, hele birde göz boyayan resim konursa daha başka bir ilgi yoğunluğu ile (sözüm ona) edebi değerlendirmeler, yorumlar yapılır. Bu o yorumu koyan kişiye ayıp değil mi?
Diğer taraftan siz bir hanım veya beyle ilgilenebilirsiniz, tabi ki hiç kimseyi ilgilendirmez ancak bunu bir ortamda bir istismar aracı olarak kullanırsanız, ben sizin edebiyatçılığınıza ve şiir severliğinize (kusura bakmayın ama) inanmam. Ve (çok af edersiniz) böyle buna benzer göndermelere, yalakalıklara, yağcılıklara iğreti tevessüllere karşı durduğunuzda dışlanır, bozguncu ilan edilirsiniz.
Kısaca demek istenen; Hangi şartlar dahilinde olunursa olsun, söz söylemek gerekiyorsa doğrusu neyse o söylenmelidir. Bir kimsenin ilgisini çekmek, hoşuna gitmek, gözüne girmek için basit ve bayağı yordamlara baş vurmak edebiyatçı kişi ve kişiliğin özellikleri arasında olmamalıdır diyorum.
Örnekler çoğaltılabilir ki, zaten yazımın aslında da genel çerçeve işaret edilmektedir.
Bana göre edebiyatın olmadığı (insanların olduğu her yerde) alan yoktur!
Muğlak bulmanızın sebebi, belki açık adres vermememden kaynaklanıyordur.
Ama amacım bir kimseyi veya kesimi karalamak değil, sadece evrensel değerlerden alarak genel geçerli ahlaki değerlerle bakarak ta olsa edebiyatın ve adaletin veya edebiyatta adaletin arzu edilmesinin önemi ve değeri anlaşılır sanıyorum.
Ben acizane, edebiyatı aklıselime davet ediyorum.,
Canı yanmış veya yarası kanıyor olmak önemli değil, 'çekyat edebiyatı' samimiyetten yoksun, maksatlı, düşüncesiz, basit kısa vadeli çıkarlar gözetilerek yapılan her türlü laf, söz ve yazı tevessülleridir olarak kabul ediyorum. Yoksa (haşa) akla gelebilecek herhangi bir kimseyi suçlamıyorum.
Ben hepinizi bu ve benzeri olumsuzluklardan tenzih ediyor, saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
Mehmet Sani Özel