Söyleşi 3 (Kemal Sunal)
Kemal Sunal’ın hüzünlü müzik perdeleri ardındaki mizacını yakalamak üzere bir melodi tutturmuşsunuzdur. Hep aynı ses çalar kulaklarınızda, duramadan geri sararsınız kaseti. Durgun bir hüzün müziğinin ardından adrenalin yüklenir de, heyecana yaklaştıkça davullar da karışır araya ve duymak istediğinizin dışındaki başka bir ses karşılayınca sizi; tekrar başa alırsınız kaseti, filmleriyle oynarsınız, parmaklarınız yorulsa da duymak, görmek istediğiniz şey için monoton tekrarınıza sarılırsınız. Hiçbir zaman yormaz sizi bilhassa klasikler; tekrarlandıkça yaşar, bir defalık değil her defasında ilk günkünden daha çok bağlar sizi. Farkı da budur zaten, diğerlerinden.
İç hücrelerinize yapışan bir flüt sesi, ardı sıra enstrümanlar da dizilince, alır götürür sizi. Nereye olduğunu düşünmeden, sürüklenirsiniz. Ve klasiğin ortasında bir pire çıkagelir, o cırtlak sesiyle bozar tüm ihtişamı. Artık kayıp mizaçlara mı ağlarsınız, çıkagelen çekirgelerin sabırsızlığına mı, size kalmış. O, olsaydı dersiniz, sebepsiz gülseydi yine, ne çok şey anlatırdı bir tebessümde. Kaldırıp başını Şaban’ları oynasaydı. Haksızlığa uğrayanlara dil kalsaydı. Nerede bir yolsuzluk; cahilliğiyle, şansıyla, son buldursaydı. Gerçek çözümler değilse de bulduğu, halkı bir nebze olsun rahatlatsaydı. Saliko olsaydı, Şaban kalsaydı, Kemal duruşuyla saygınlığını koruyorken hâlâ, nasıl yokluklar arasına itebiliriz ki? O bir klasikti ve tekrar başa sardığımız eserlerinin arasından diriliyor… Onun yerini dolduramıyor hiçbir mizaç, hiç kimse; kalıbına onun kadar sığıp, yakışmıyor. Saflığıyla vurduğu tokatlarda bile, kahkaha ile cevap verdiriyor kendisine.
Kemal Sunal, ayrılışından bunca zaman geçmesine rağmen, şaka yapıyor gibi, çıkıp gelecekmiş gibi… Ölüm sahnelerinde hayranlarını duygulandırıp, her defasında bir yol bulan, mezardan bile çıkan, düşmanlarından kurtulduğu sahnelerde; onun insan olduğunu unutup, melek olduğuna inanmamak içten bile değil.
Halime Kılıç
20 May. 10
Çarşamba
YORUMLAR
ilginç değil mi
recep ivedik karakteriyle Şahan...Türkçeyi düzgün kullanmayan dj ler...Türk malı dizisindeki kadın karakteri vs vs
hep eleştiri konusu olur ama Kemal Sunal aynını yapar özlemle hatırlanır O nun toplumun ahlakına yada inancına
-çevirdiği filmlerde bir tek düzgün imam karakteri yoktur neredeyse..Aziz Nesin yapımından heralde-
indirdiği darbeler görmezden gelinir.
gelsede eşşeoğlu eşşek deyip bir tokat atsa ne güzel olur değil mi !!!
Ben de Kemal Sunal filmlerinin bir hayranıydım. Benden sonra kızım ve sonra da oğlum oldu. Yani kuşaktan kuşağa izleniyor. Onun filmleri sıradan bir komedi değildi. Hep bir anafikri vardı. Verdiği mesajlar ibret vericiydi.
Teşekkürler bu güzel yazınız için ben de öldüğün de çok üzülenlerdendim. Keşke yaşasaydı... Saygı ve selamlarımla...
Önümüzdeki ay ölüm yıldönümü.O öldüğünde sanki çok yakın bir akrabamı kaybetmiş gibi hissetmiştim kendimi.Yeri hiç doldurulamadı.Dolduralmazda.Her filmi bir mesajdı aslında.Güldürüyordu,hemde çok güldürüyordu ama insanların çoğu gülerken mesajı alamıyordu aslında.
En sevdiğim filmi Zübük'tü mesela.Güzel memleketim nasıl yönetilir çok iyi oynamıştı.Çok teşekkürler bu güzel yazı için.Saygıyla...