- 973 Okunma
- 15 Yorum
- 0 Beğeni
VURMA CEMAL VURMA!
Ne olduysa Ağa’nın düğününde olmuştu… Köyün gençleri Ağalarının şerefine cirit oynuyorlardı. İçlerinde biri vardı ki, beyaz gömleğiyle rüzgârla yarışıyor gibiydi, Mehmet. Genç kızlar delikanlıdan gözlerini ayırmadan izliyorlardı. İzleyenlerin arasında Gül de vardı. Nihayet oğlanla Gül bir ara göz göze gelince olanlar olmuş, ateş bacayı sarmıştı.
Cirit oyunu bitip de gençler halaya başlayınca, fırsat bu fırsat diyen Mehmet koşarak gelmiş, Gül’ün boşta kalan elini kavrayıvermişti. Artık dönüşü olmayan yola girmişler, kor ateşinde yanmaya başlamışlardı. Köy halkı coşkuyla horon çekerken, Gül ile Mehmet sanki yıllardır tanışıyor gibi kalpleriyle konuşmaya başlamış, birbirlerini sevdiklerini, artık ayrılığın mümkün olmadığını söylüyorlardı sessiz çığlıklarıyla. Tuttukları elleri adeta kenetlenmişti.
İki genç, sonraki gün ve gecelerde gizli gizli buluşup konuşmaya başlamışlardı; fakat bu sevdaları çok uzun sürmedi. Gül’ü babası, amcaoğlu Cemal’e verdi. Gül ne kadar ağlayıp inlese de bir çare, bir çıkış yolu bulamadı. Düğün tarihi yaklaştıkça, gençleri bir telaş almış, uykuları kaçmıştı. Nişanlı bir kızı istemek olacak iş değildi. Hele sevmek ölümün ta kendisiydi. Bir çıkış yolu bulamayan gençler, ayrılık ölümden beter deyip kaçmışlardı.
Cemal bir süre insan içine çıkamamıştı. Sürekli amcasını sıkıştırıp, namusunu temizlemesini söylüyordu. Kızın babası, ‘benim kızım ise, seninde nişanlındı, kendin temizle’ deyip başından savıyordu. Gül ile Mehmet mutluydular. Hayat devam ediyordu ve yaşamaları için çalışmaları gerekiyordu. Bir gün Gül köyün kadınlarıyla beraber çalışmak için çapaya gidiyordu.Tam yolun ortasında Cemal’le karılaşmıştı. Cemal, Gül’ü görmezlikten gelip geçmek üzere iken, Mava adındaki hain kadın kendini Gül’ün önüne atıp, bağırmaya başlamıştı.
-Vurma Cemal vurma! Vurma Cemal vurma!
Öyle bir bağırıyordu ki, bütün köyü meydana toplamıştı. Herkes Cemal’in, Gül’ü öldürüşünü seyretmek için toplanmıştı köy meydanına. Mava, gençken Gül’ün gösterdiği cesareti gösterip sevdiğine kaçamamıştı. O’nu babası oğlan kardeşine berdel olarak vermişti. Hem de kızın beş çocuklu babasına kuma olarak. O olaydan sonra Mava, bütün sevdalardan ve sevgiden nefret etmiş, kim sevdiğine varsa ayırmak için elinden geleni yapmıştı. İşte yine aynı şeyi Gül ile Mehmet’e yapıyordu.
Cemal Mava’nın tahriklerine ve köylünün baskısına dayanamayıp kamasını çıkardığı gibi art arda saplamıştı Gül’e. Köylü ise, arenada boğaların döğüşünü izler gibi, Cemal’in Gül’ü öldürmesini izliyor, kimse kurtarmak için yanaşmıyordu. Ne de olsa Cemal kirlenen namusunu temizliyordu ya! Gül aldığı bıçak darbeleriyle ağır ağır yere çöktü. Elinden çapası kayıp, taşların üzerinden tangırdayarak yuvarlandı.
Saçından ayağına al kanlar içinde kalmıştı. Bu duruma kızın annesi ve köylerinde bulunan bir âşıktan başka üzülen olmamıştı. Âşık ağıtlar yakıp olayı gelecek kuşaklara aktarmıştı. Zaten âşığın halini, âşıktan başka anlayan var mıdır? Sevildiği için sevmek, ar mıdır? Sevip de kavuşamayanlara, ölümden öte köy var mıdır?
Güldalı habersiz verdiler ere
Ateş topu yağdı içine düştü
Sessiz çığlığında inledi dere
Sevdanın diyeti kaçana düştü
Töreler gereği sorulmaz kıza
Set çeker sevdaya çıkamaz düze
Kendi menba-inda karışmaz söze
Baş kaldırdı, maral göçüne düştü
Nişanlandı meta emi oğluna
Gönlü başka dalda böyle biline
Lal oldu Güldalı mecruh diline
Pay olan muhipler kaçına düştü
Haber saldı kuşla kavlim pınara
Yetiş be Habibim attılar nara
Masuki el verdi çekti kenara
Ballar ırmağının cecine düştü
Cebele aksetti vecdi maralı
Yıkıldı emmoğlu bağrı yaralı
Kurdular meclisi kara karalı
Al kızıl boyalar saçına düştü
Gittiler çapaya kadınlar bile
Vurma Cemal vurma kini menzile
Emmoğlu sapladı kamayı Gül’e
Döküldü kanları, bicine düştü
ozan Ali gerçek yazdı nihayet
kız babası dava etmez şikâyet
Cemal yedi sene zindan hayatı
Bu dünyada cefa bacına düştü ========OZANALİ
Not: Aslına bakarsanız, bu hikayenin nesi ilginç, bildik tanıdık bir olay diyeceksiniz. Her gün olan bir olay diyeceksiniz. Ben bir kadın olarak, töre adı altında kadının alınıp satılmasını hazmedemiyorum. Kaldıramıyorum! Sırf sevdiğiyle evlenebilmek için kaçan, kaçmaktan başka çıkış yolu bulamayan kızlarımızın öldürülmesini anlayamıyorum! Uzun lafın kısası, bu iğrenç törelerden nefret ediyorum. Olayı doğuyla özdeşleştirmiyorum. Örümcekli beyinler, batıda da doğuda da aynı düşüncedeler! Ben buna karşıyım! Topum tüfeğim yok; ama kalemimle savaşacağım! Diğer yüreklerinde, insanlığını yitirmemiş insanlarında, karşı çıkmasını bekliyorum.
Saygılarımla…
Derleyen ve şiir: OZANALİ
Kaleme alan: Emine Uysal
YORUMLAR
“Ben bir kadın olarak, töre adı altında kadının alınıp satılmasını hazmedemiyorum. Kaldıramıyorum”
Ben de bir erkek olarak hazmedemiyorum ve aklımda almıyor bir türlü. Hele, hele bu çağda. Asıl üzüldüğüm ise o yöre mensubu aydın geçinen insanların bu tür geleneklerin ortadan kaldırılması yolunda hala elle tutulur, gözle görülür bir şeyler yapmamaları.
Duyarlılığınız için tebrikler
Saygılar, selamlar
Emine UYSAL (EMİNE45)
sevgi ve saygılar...
insanları bir mal yerine koymaları insanı incitiyor bunun içinde karşı koyalım hep birlikte yüreğine sağlık çok güzel bir anlatımdı sevgiler.....
sensizim 64 tarafından 5/21/2010 2:58:51 PM zamanında düzenlenmiştir.
Emine UYSAL (EMİNE45)
sevgiler...
Bıkılmamalı, daha da çok gündeme getirilmeli. Unutulmasın, boş verilmesin ki ufak da olsa bazı adımlar atılabilsin, gelişmeler kaydedilebilsin bu uğurda. Böyle bir yüzyılda, bu kadar bağnazlıktan, geri kalmışlıktan kurtulmalı artık bu ülke.
Emine UYSAL (EMİNE45)
sevgi ve saygılar...
Töre adı altında yapılan ahlaksızlıklar, vicdansızlıklar eminim ki bir gün son bulacak. Bu konuda herkese görev düşüyor diye düşünüyorum.
Yine etkili bir yazıydı sizden. Tebrik ederim.
Emine UYSAL (EMİNE45)
sevgi ve saygılar...
Ülkemin doğusu batısı fark etmez, kızını istemediği birine, ister akraba ister yabancı olsun, zorla veren ana baba vicdansızdır, yazıklar olsun öyle ebeveynlere.Babası dedesi yaşındakilere, bilhassa para alarak verenlere yuh olsun, şiddetle kınıyorum.
Ellerine, yüreğine sağlık Emine kardeşim, duru bir anlatımla, maalesef ülkemizde çok sık olan bir konuyu çok güzel işlemişsiniz, sevgilerimle.
Emine UYSAL (EMİNE45)
sevgilerimle...
Töresi batsın. Kendileri her türlü rezilliği yapar, kadını ak pak isterler. Çağ değişti zihniyetleri değişmedi. Ne diyelim ki bu tiplere, Allah akıl versin.
Tebrik ediyorum sevgili Emine Hanım. Her zamanki başarısındaydı yazın..Sevgilerimle.
Emine UYSAL (EMİNE45)
sevgilerimle...
Güzel bir çalışma anladığım kadarıyle şiirin yazılı şekilde açıklaması
Bu durumu yurdum insanlarına yüklemek yanlış olur
her kesimde böyle saçmalıklar yoktur
her yörenin adet ve gelenekleri vardır
ama töre diye mantıksızca bir uygulama yoktur
kadının adının olmadığı bir toplumda buna benzer uygulamalar olur
iki kişi bir birini sever kaçarlar burda suçlanan genelde namussuz olan kadın olur ve kadının öldürülmesi için karar alınır ve öldürülür
kararı alanlar erkeklerdir
çünkü bu kanunu erkekler çıkarmıştır
çünkü bu durumlarda erkeğin dediği olur
Size bir şey anlatmak istiyorum yeri burası değil ama anlatmam lazım
Emine hanım bağışlar inşallah
Geçenlerde benim evin karşısında bir apartmanın tamamı kendilerine ait mardinli dayı yeğenlerden oluşan bir aile var epeyce kalabalıklar kalabalık olmaları konu değil beni düşündüren konu şu birkaç gün önce bir çocuklarını evlendirdiler banada bir tavetiye geldi normal bildiğimiz bir tavetiye
Baştan yazıyor işte mutlu günümüzde sizleride aramızda görmek isteriz ayşe........mehmet
altında benim bildiğim ne yazmalı kızın ana baba ismi soy ismi.....oğlanın anasının babasının ismi soy ismi
ama öyle değil altına yazıyor babası bilmem kim.........babası bilmem kim anaların ismi yok
böyle birşey olabilirmi kadının adı olmayan töreden ne beklersiniz
.......................söyleyeceğim daha neler varda yeri değil
.................diyorumki güzel bir çalışma ilkmi oluyor umarım devamı daha bir güzellikte gelir
.................elinize sağlık ....saygımla
Emine UYSAL (EMİNE45)
Sizin sayfanıza uğradığımda yaşam her rengini bulma şansım olduğunu biliyorum...
Törenin kanlı ellerine değmiş anlamlı bir çalışmaydı...
iki değerli kaleme de teşekkürler...
Emine UYSAL (EMİNE45)
sevgilerimle...
Emine UYSAL (EMİNE45)
sevgimlesin.
Harijaydı Emine abla. Maalesef böyle kıskanan insanlar var hayatta başkalarının mur-tluluğunu. Töre adı altına sığınatrak,menfaatine tarar şeyler sağlayablarda. Gü
zeldi can. Sevgilerimle tebrişk ediyorum seni.
Emine UYSAL (EMİNE45)
Emine hanımcığım kaleminle töre konusuna da el atmışsın. Gerçekten çok etkilenerek okudum. Ben de sizin gibi düşünüyorum. Yüreğinize ve emeğinize sağlık. Saygılarımla....
Emine UYSAL (EMİNE45)
sevgilerimle...
iyi ki varsın
ve iyi ki kaleminle savaşıyorsun
töre konusuna gelince anlatmaya kalksak sayfalar bize yetmeyecek
umud ederek beklemek, bir gün biteceğini sanırım daha iyi
kutluyorum her iki kalem dostunuda yürekten
sevgilerimle
Emine UYSAL (EMİNE45)
sevgimlesin her daim...
Yazı,toplumun kanayan yarasını ortaya koyuyor.Oldukça dramatik...Şiir de yazıyla oldukça bütünlük sağlamış...Çocukluğumda böyle öyküleri ,destanlaştırılmış şekilde caddelerde bağırarak duyurulrar ve satarlardı elllerindeki şiiri.Bir an aklıma o yılların anısı geldi...
Kalemler,usta olunca ortaya çıkan eseri okumak da insana ayrı bir mutluluk veriyor...
Yüreğine sağlık.Tebrikler...Selam,saygı ve sevgilerimle...
ayhansarıkaya tarafından 5/21/2010 12:14:53 AM zamanında düzenlenmiştir.
Emine UYSAL (EMİNE45)
sevgi ve saygılarımla Ayhan Bey...