Hatıra..
Korkuyorum yazmaya, kelimeleri yanyana koymaya. Yazmaya korkan ben miyim? Yazmayı bilipte yazamamak... Ne acı. Aslında duygularla yüzleşmek istemiyorum. Evet evet. Böyle denmeli. Neden ama? Sırf ona aşık oldum diye mi? Sırf bugün birinci sene doluyor ama o hala beni sevmiyor diye mi? Alışmalıyım buna. onun yokluğuna. Yada bir gün gelicek umuduna inandırmaya...
Şaşılacak şey koca bir sene... 12 ayı. Saydığım 12 dolunayı ve günü gününe 365 günü. Tüm bunlarla bir yıl. Ağlayarak, gülerek, umutla, umutsuzlukla, yağmuruyla, karıyla, güneşiyle, ayıyla... Sigarasıyla, birasıyla ve bekleyişi ile... Tam bir sene.
Bir sene daha geçer tüm bunlarla. Yine ben deli gibi severken o sadece hüzünle izler beni. Aslında sıktı bu bir sene mevzusu. Geçmişse geçmiş. Nolmuş... Bir daha geçer. Çok bir şey mi? Daha nice yıllar var. Sevmekle sevilmek arasında gidip geleceğim.
Rüyamda gördü onu. Ne hüzünlü bir rüya. Sarılmıştı bana. Soğuktu üşüyordum. Arkamdan sıkı sıkı sarılmıştı. Hırkasıyla üstümü örtmüştü. Saçları olduğundan biraz daha uzundu. Yüzüme düşüyorlardı. Saçlarını kokluyordum. Kokusunu içime çekiyordum. Hoşuna gidiyordu... Elimde sigara vardı. Yarım kalmıştı. Ona uzatmışım. Yüzünde sıcak bir tebessüm. Mutluydu yanımda. Bir sürü şeyler söylemek istiyordum ama kelimeler düşmüyordu. Gerçek gibiydi. Sarılışı, gülümseyişi... Ilık bir düş...
Ağladım gece biraz uyandıktan sonra. Etkisi uyuşturucu gibi rüyanın. Zorlanmıştım Toplamakta kendimi. Karanlıktı oda, ama perdeyi kapatmamıştım. Unutmuştum sanırım gece. Garip ışıkta rüyanın etkisi ve yüzümde kuruyan gözyaşıyla tekrar uyudum. Aşk zor bir şey. Güzel ama acı veren bi duygudur aşk. Rüyalarıma karışır duygularım, bitmek bilmeyen koşuşturmaca gibi. Soluk soluğa. Kesilir nefesin. Aşkta hıçkırıklardır kesen. Nefesini ve sesini. Özlediğim şey işte. Nefesi ve sesi. Kesilsin benimki. Onun ki olsun yeter.
Bugün gitti. O buradayken mutluluk verirdi bana, mutluydum. Huzurluydum. Fakat gitti. Az bir şey için bile olsa gitti. Ne demişler; “Mutluluk giderken çıkardığı gürültüden bellidir.” O sessiz gitti. Gürültüyü içimde yarattı. Olmayışına ağlayamadım bile. Susuyorum sadece en kötüsü de bu ya. Konuşmuyorum. İçimi dökemiyorum. Suskunluk iyi değil. Son günlerde günceye de fazla bir şey yazamaz oldum. Kilitlendi kelimeler. Harflerim çıkmaz, cümlelerim kurulmaz oldu. Neler yazıyordum oysa geçenlerde. Kilitleyen ne beni acaba. Sevmek mi sevilmemek mi? “O” nu sevdiğimi bir daha nerden analdım. Bir söz vardı. Kim söyledi hatırlamıyorum. “Sevmek başka birini kendinden üstün tutmaktır. Ben bu anlamda hiç kimseyi sevememişim.” Demiş kim demişse. Eğer sevmek üstün tutmaksa; ben “O” na hiç kimseye vermediğim kadar sevgimle değerimi vermişim. Ben kendimden daha çok değer verirken kendimi umursamadan benliğimden üstün gördüm onu… önemli olan bu değimlidir zaten?
Mayıs 9
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.