- 519 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
BEN SOKAKLARDAYIM. HAYATIN KALBİNDEYİM. YA SİZ NEREDESİNİZ?
BEN SOKAKLARDAYIM. HAYATIN KALBİNDEYİM.
YA SİZ NEREDESİNİZ?
Evet, Alanyada Obagöl Mahallesinde. Uzuun bir sokakta, kaldırımda stand açtım, çalışıyorum. Satış yapmak için, müşteri bekliyorum. Sağ arkamda, diğer komşular, durmaksızın konuşuyorlar. Konuşmaları izlemiyorum.
Önümdeki caddeden, her türlü motorlu araç geçiyor. Az önce çöp arabası, tam da önümde durdu. Midem hala alt-üst. Kötü kokulara dayanamıyorum. Çocuklar, çığlık-çığlığa oynuyorlar. Çocuklar, farklı bir dünya. Çoğu kez, bizlere ayna. Artık, ne görebilirsek?
Bu gün, işe gelip-gelmeme konusunda kararsız kaldım. Hava bir bulutlanıyor, bir açıyordu. Hala da öyle. Rüzgarın esmesi, benim için kötü. Daha tam iyileşmedim. Neyse, montumu giydim. Herşeyi göze alarak ve önlemleri de hazırlayarak, geldim işime.
Yağmur yağarsa? Önce, kalın çöp poşetiyle, bilgisayarımı, sarıp-sarmalayacağım. Sonra: Masa örtüsünü, dört bir yandan yukarı kaldırıp, Satılacak ürünleri koruyup. Kendim de, sol ilerimdeki lokantaya sığınacağım. Bakalım neler olacak?
Sabah Yağmur’la, Alanyum’a gittim. Hem ilaçlarımızı alacaktık. Hem Gülay’cığımın yolladığı parayı çekecektik, hem de bazı ihtiyaçlarımız vardı. Yeni bir sistem uygulanmaya başlamış. Eczanelerin, bilgisayar sistemleri çökmüş. Bir haftadan önce düzelmezmiş. Benim tansiyon ve astım ilacımın, acil alınması gerekiyordu. Orada çalıştığım için, komşuyduk ve hep beni kollamışlardı. Yine yardımcı oldular. İlaçlarım, zaten raporluydu. Öncelikle: Birer tanesini verdiler. Kalanları, sonra alacağım.
Tam eczane çıkışı, Fatma hanımla karşılaştık. Orada çalışırken, müdürümdü ve çok yardımını-desteğini gördüm. İkimiz de çok sevindik, birbirimizi gördüğümüze. Konuştuk biraz. İyi oldu. Çünkü, Alanyum’a gittiğimde, üst katlara çıkmıyorum. Hemen işimizi bitirip, ayrılıyoruz. Bazen, iş arkadaşlarımı ziyaret etmeye bile zamanım kalmıyor. Bu gün, Erdem beyi görmediğimi anımsadım sonradan ve üzüldüm. Kafam çok doluydu.
Eve dönüş yolunda, Yağmur beni, telefon kamerasına çekti. Caddede akülü sandalyemle , motorlu araçların arasında, sakin ve eğlenerek yürüdüğümü. Artık hiç korkmuyorum. Bazen, yol benim olunca, kocaman otobüslere izin vermiyorum. Süzülerek geçip, gidiyorum. Bekliyorlar.
İlk geldiğimiz zamanlar, Yağmur, çok korkuyordu. Engellemek istiyordu hep beni. Ben de ısrarla, “KORKMA İNSANLAR BENİMLE YAŞAMAYA ALIŞACAKLAR. BUNA MECBURLAR.”Diyordum. Öyle de oluyor.
Şu an evdeyim. Bu yazıyı, çalıştığım stand da bitiremedim. Çünkü yağmur yağdı. İlk damlalar düşerken, hemen b.sayarı kapatıp, poşetle sardım. Masa örtüsünü, ürünlerin üzerine kapatıyordum ki. Bir yerden, kocaman bir naylon gönderdiler ve her şeyimi korumaya aldılar. Beni de bir şemsiyenin altına yolladılar. Çok ıslanmadım.
Biraz bekledikten sonra, kolyeleri-bilekleri topladım. Diğer şeyler de toparlandı. Depoya koymaları için bıraktım ve tek başıma eve geldim. Hayatımda ilk kez, vızır vızır otomobillerin arasından geçerek, tek başıma yolu buldum.
Böyle özgürleştikçe, çok mutlu oluyorum. H A R İ K A …
Nilgün ACAR 18. 05. 2010 ALANYA-EVİM