GECENİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Saat gecenin üçü . Mevsim bahar, aylardan nisan...
Balkonumda çiçek kokuları içinde tellendirirken sigaramı, serin bir bahar rüzgarı yalayıp geçti yüzümü. Rüzgar iğde kokularıyla geldi. Bir yerlerde iğde ağacı var belli, burnumun direğini sızlatan; yıllar öcesine götüren ve bunca şeyi aklıma getiren...
Belki de suçlu bu iğde ağacıdır kimbilir. Her yıl sömestr tatilinde trenle Ankara’ya gidişlerimizi hatırladım çocuklarımla. İğde kokuları burnumuza geldiği zaman Ankara garına geldiğimizi anlardık. Bakmamıza gerek bile kalmazdı. Kızım zıplamaya başlardı ’Annaneme geldik,annaneme geldik’ diye. O zamanlar rutin olan bir olay, yıllar sonra nasıl da özel oluyor...Şimdi o yılları yeniden yaşayabilmek için neler feda etmezdimki...
Başımı sağa döndürüyorum. Çevre yolunda araçlar vızır vızır.Hani şehir hiç uyumaz mı diye düşündüm önce. Hayır uyumuyordu şehir. Uyuyamadığı içindir ki, sabahı yorgun karşılıyordu.Yorgun ve yüzü asık...
Acaba kaç bebek dünyaya merhaba diyor diye düşündüm şu anda.Onlar kadife teni, şiş yüzleri ile avaz avaz ağlarken, onları bekleyen kaç mutlu surat var?
Yeni canlar merhaba derken Dünya’ya , aynı anda kaç ocak sönüyordu, kaç can vedalaşıyordu Dünya ile. Hesabını görmüş ya da yarım kalan işlerini toparlayamamış kaç can...Gidenler sessiz ,uğurlayanların gözleri yaşlı.
Hacettepe Üniversite Hastanesi yoğun bakım üntesi önünde beklediğmiz 21 günü hatırlıyorum. Oradaki yürek yangınımı,oradaki acımı...Kapının bir yanında canızın yarısı, diğer yanda siz. Endişeyle, duayla, çaresizlkle bekleyişlerimizi hatırlıyorum. O benim yaşadıklarımı şu an kaç can yaşıyor acaba diye düşünmekten kedimi alamıyorum.
Kaç kişi evlilik yemini etti bu gece. Ya da kaç kadın dayak yiyor kocasından. Kaç çocuk yatağına aç yattı bu gece.Kaç kişi intiharın eşiğinde ? Kaç kişi borç batağında uykusuz bir gece geçiriyor ?
Kaç genç sokak köşelerinde, batakhanelerde uyuşturucudan ölüyor? Şu an kaç tavernada hala çılgın gibi eğleniliyor? Kaç barda, kaç kişi alkol duvarını aştı, zevkle peçete atıp tabak kırıyor? Kaç trafik kazası,kaç hırsızlık vakası?
Kaç evsiz sokaklarda perişan halde ? Şimdi şanslılar,çiçek kokuları içinde bir parkta uyuyorlar; Ama ya zemheride?...
Bir çay daha koyuyorum çaydanlıktan fincanıma ve bir sigara daha. Saymadım, bugün bu kaçıncı sigaram acaba. Üstelik tüm bunları düşünürken uykumda kaçtı. Bakalım daha kaç çay, kaç sigaraya malolacak bu gece...
Birgül KIZILKAYA 17.05.2010
YORUMLAR
Kendinize dair yazdıklarınız çok hoş. Yıllardır yazmanıza rağmen hala kendınızı abartıp, yüceltmemenız sızleri yüceltiyor. Hoş bir tarzınız var...
KORDELYA
Kednii abartmak kendini bilemektir.Özellikle yazmak konusunda hiçbi riddiam olmadı.Beğenilmek gibi bir kaygum da olmadı.Ben sadece hissettiklerimi yazıyorum.Tamamen amatör bir ruhla yazdım ve yazmaya da devam edeceğim.Bu yüzden her türlü eleştiriye açığım.
Benimle ilgili görüşleriniz ve olumlu düşünceleriniz için sonsuz teşekkürler Muhammed bey.
selam ve saygılarımla...
Çok teşekkür ediyorum değerli üstat;
Hem yorum ve görüşleriniz için, hemde imla hataları ile ilgili uyarınız için.Aslında söylediğiniz doğru.Çok daldan dala atlamışım.Konuyu çok toparlıyamamışım.Ama kafamın içide aynı durumdaydı:))) Tekrar teşekkürler.
Saygı selam ve sevgilerimle...
Sanırım cevabı yanlış yere yazdım:)))))) Herkesten özür diliyorum.Malum yaşlılık:))
KORDELYA tarafından 5/17/2010 1:26:34 PM zamanında düzenlenmiştir.
Yükselenyıldız
Bazıları hızlı yaşıyor ve sana-bana da yanlış yaptırıyor.
Yanlış yapmamak için adım atmakta gecikenler de hayatı karmaşıklaştırıyor.
İşin garibi insanları asıl yıpratan zaman ve olaylar değil, kararsızlıkları.
Saygı öncelikli sevgiler.
Sanırım klavyenizde tembellik var. Çok harfi atlamış.
Dünya dönerken, zamanında karar veremeyenlerin başlarını da zaman zaman döndürebiliyor. Düşünceler oradan oraya, buradan öteye zıplıyabiliyor yazınızda olduğu gibi.
Anlamlı bir makaleydi.
Paylaşım için teşekkürler, saygı öncelikli sevgiler.